UĞUR İSTANBULLU

Artvin Ardanuç Yolağzı köyünde büyükbaş hayvancılığı yapan Fatih Acar, "Son bir buçuk aydır yağmurun yağmaması da bugünlerde bizleri olumsuz etkiledi. Geçen senelere göre otlakları biçtiğimizde 30 bin lira civarında mazot kullanıyordum ama bu sene ise 80 bin lira civarında mazot kullanmışım ve maliyetler yüzde yüzün üzerinde. Aslında kendi otlaklarımızı biçtiğimizde kendi otlaklarımızdan da otu parayla almış oluyoruz" dedi.

Artvin Ardanuç’ta özellikle büyükbaş hayvan üreticiliği yapan Fatih Acar, "Şap hastalığı da bulaşmış durumda ve hala daha şapla mücadele ediyoruz. Kaybımız yok ama hayvanları telef etmiş durumda, şöyle ki hayvanlarımız yarı yarıya zayıflamış durumda. Evet ilaç kullandık ama ilaçta maliyetler çok yüksek ve bir ilaç bin liraya ulaşmış durumda ve bu şartlarda sürekli ilaç alma şansımız olmadığı gibi ilacın altından da kalkma şansımız yok" diye konuştu.

"ŞAP HASTALIĞI BÖLGEDE ETKİSİNİ SÜRDÜRÜYOR"

Fatih Acar şunları söyledi:

"Büyükbaş hayvancılığı yapmaktayım ve elimde 60 tane büyükbaş hayvanım var. Bir hafta oldu yayladan inmemiz ve bu sene yayla sezonunda ot güzeldi ama son bir buçuk aydır yağmur yağmayınca doğal olarak kurak gidince de bizleri olumsuz etkiledi. Aynı zamanda şap hastalığı da bulaşmış durumda ve hala daha şapla mücadele ediyoruz. Kaybımız yok ama hayvanları telef etmiş durumda, şöyle ki hayvanlarımız yarı yarıya zayıflamış durumda. Evet ilaç kullandık ama ilaçta maliyetler çok yüksek ve bir ilaç bin liraya ulaşmış durumda ve bu şartlarda sürekli ilaç alma şansımız olmadığı gibi ilacın altından da kalkma şansımız yok. Hayvanlarımızın ot tedarikini burada görmüş olduğunuz otlaklar bize ait ve bu otlaklarımızı biçerek şimdilik ot tedarikimizi yapmış durumdayız. Yem alma durumumuz var ama yem fiyatları da uçmuş durumda ve biz de yemi nasıl alacağız diye şimdiden kara kara düşünüyoruz. Geçen senelere göre otlakları biçtiğimizde 30 bin lira civarında mazot kullanıyordum ama bu sene ise 80 bin lira civarında mazot kullanmışım ve maliyetler yüzde 100’ün üzerinde. Aslında kendi çayırlarımızı biçtiğimizde kendi çayırlarımızdaki otu parayla almış oluyoruz.  Buradan nasıl para kazanıyoruz, damızlık sığır yetiştiriciliği yaptığımız için üretim yapıyoruz. Biz buzağıları büyütüp kurbanda satarak geçimimizi sağlıyoruz.

"SÜT ÜRETEMİYORUZ ÇÜNKÜ BİZİM BÖLGEMİZDE MANDIRAMIZ YOK"

Süt üretmiyoruz çünkü bizim Ardanuç bölgesinde mandıramız yok ve doğal olarak sütümüzü işleyecek bir yerimiz olmadığı için bizim de süt üretme şansımız olmuyor. Şu an otumuzu biçtik ve burada bir ay kadar hayvanlarımız dışarda otlayacaklar sonrasında ise 7 ay boyunca ahırlarımızda ve özellikle de kurbanlıklarımızı içerde besliyoruz. Bu nedenden dolayı yem almak zorunda kalıyoruz. Bu sene öncesine kadar çoban bulabiliyorduk ama bu sene çoban bulamadım ve özellikle Ardanuç’ta kimse bize çoban olarak gelmedi ve yaklaşık 15 bin lira aylık verdiğimiz gibi her şeyleri de bize ait olmasına rağmen yine de çoban bulamadık. Önceleri özellikle yurtdışından gelen Suriyeli ve Afgan çobanlarım da oldu ve yine Ardanuç’tan gelen çobanlarım da oldu. Ardanuç’ta boş geziyorlar, fondan yardım alıyorlar ama çobanlık yapmıyorlar. İşte gördüğünüz üzere şu simental ineğimizin ayağından şap hastalığı tuttu ve hayvanımız diğer hayvanlarımız arasında gezemiyor. Et oranı bir bu kadar daha yüksekti ama gördüğünüz gibi bu duruma düştü. Şap hastalığı iyileşmesine rağmen tekrar yeniden tekrarlıyor.

"ÇİFTÇİLERİN HALİNİ HATIRINI SORAN YOK"

Yetkililerden şu ana kadar halimizi hatırımızı soran ve özelliklede şap hastalığı konusunda durumumuzu soran kimse olmadı. Bu şap hastalığı konusunda bizimle bilgi paylaşımı maalesef olmadı. Bahar ayında bir aşılama yaptılar ve bir hafta öncesinde de aşılamaya geldiler ama şap hastalığı olduğu içinde aşılama yapmadan gittiler. Yetkililerden özellikle mazot ve ilaç desteği verilmiş olsa çok iyi olur, en azından çiftçiye bir can suyu olur."

 

 

Kaynak: anka