Aydın Kuyucak'ta hayvan üreticiliği yapan aynı zamanda veteriner olan Ali Büyükkoç, maliyetlerin her geçen gün arttığını belirterek, "Hayvanlara yedirdiğimiz yoncanın fiyatı kilogram fiyatı 6 lira ila 8 lira arasında değişiyor. Eğer samanı da sezonunda alırsak 1,5 lira ile 2 lira arasında, şu anda almak isterseniz de 2 lira ile 4 lira arasında değişiyor. Bizim en büyük giderlerimizden biri konsantre yemlerdir yani fabrika yemleridir. Bizim kullandığımız kuzu yemleri ise 350- 400 lira arasında değişiyor. Dolayısıyla maliyetlerimiz arasında işçilik giderleri çok pahalı. Burada elektrik giderleri var. Suyumuz çok pahalı" dedi.

Aydın'ın Kuyucak bölgesinde hayvancılık yapan veteriner hekim Ali Büyükkoç, "Bu fiyatları bizi kurtarmıyor. 2,5 litre kola 45-50 lira olduğu yerde etin 235 lira olması abes, bir karmaşa var. Bizim girdi maliyetlerimiz daha pahalı. Emeğimiz çok fazla. En önemlisi riskimiz çok fazla. Bu riskler arasında ölüm riski, aşı riski... Canlı ile uğraşıyoruz saati saatini tutmuyor" dedi.

"KOLA 50 LİRA, ET 235 LİRA"

Ali Büyükkoç şunları söyledi:

"Şu anda Suffolk ırkı olan koyun işletmemiz var. Yaklaşık olarak bu işletmeyi 3 sene önce kurduk. Amacımız çocuklarımıza bir şeyler öğretmekti. Bu koyunculuğa 24 dişi iki erkekle başladık. Şu anda 75- 80 başa kadar büyüttük, üretme çabasındayız. Girdi maliyetleri pahalı olduğu için biraz zorlanıyoruz işletme bazında. Yetmediği için bunun yanına besi hayvancılığı da başladık. Şu andaki en büyük yükümüz yem maliyetleri. Yemin çuvalı şu anda 450 lira ila 500 lira arası değişiyor besi büyükbaş hayvan yemleri. Küçükbaşta ise kuzu yemleri de aynı çok pahalı. Bunun yanında mazot girdileri, en büyük kambur sırtımızda o. Bizim işletmemiz süt işletmesi değil et işletmesi. Bizler senede iki tane yavru almayı hedefliyoruz. Hayvanları kesime gönderdiğimizde şu anda kuzu karkas 235 lira. Eğer koyun kestirmek istersek de 140 lira ile 160 lira arasında değişiyor. Buna dana bazında bakarsak bıçak olarak 215 lira ila 235 lira arasında değişiyor. Bu da hayvanın randımanına göre belirlenir. Bu fiyatları bizi kurtarmıyor. 2,5 litre kola 45-50 lira olduğu yerde etin 235 lira olması abes, bir karmaşa var. Bizim girdi maliyetlerimiz daha pahalı. Emeğimiz çok fazla. En önemlisi riskimiz çok fazla. Bu riskler arasında ölüm riski, aşı riski... Canlı ile uğraşıyoruz saati saatini tutmuyor.

"HER İLACI İSTEDİĞİMİZ ŞEKİLDE ALAMIYORUZ"

Hayvanlara yedirdiğimiz yoncanın fiyatı kilogram fiyatı 6 lira ila 8 lira arasında değişiyor. Eğer samanı da sezonunda alırsak 1,5 lira ile 2 lira arasında, şu anda almak isterseniz de 2 lira ile 4 lira arasında değişiyor. Bizim en büyük giderlerimizden biri konsantre yemlerdir yani fabrika yemleridir. Bizim kullandığımız kuzu yemleri ise 350- 400 lira arasında değişiyor. Dolayısıyla maliyetlerimiz arasında işçilik giderleri çok pahalı. Burada elektrik giderleri var. Suyumuz olabileceğince çok pahalı. Aslında veteriner hekimlik masrafları da çok pahalı. Biz kendimiz veteriner hekim olduğumuz için o şekilde kurtarıyoruz ama ilaçlar çok pahalı. Her ilacı istediğimiz şekilde alamıyoruz. Bazı ilaçlar Euro ve dolarla geldiği için karşımıza korkunç rakamlar çıkıyor. Biz de bu konuda karamsar kalıyoruz hayvancılık yapalım mı yapmayalım mı diye. Ekmeğin ballı kaymaklı tarafını üretenler kazanmıyor. Diğer kesimler kazanıyor. Emeğini çeken bizler, cefasını çeken onlar. Bizim yaptığımız işe göre emeğimizin karşılığı değil 235 lira etin kesim maliyeti. Bu dediğin fiyat karkas fiyatı. Bugün kasaba gittiğinizde bonfile almak istediğinizde 550 lira ile 600 lira arasında bulurken mevkisine göre bir koyun kestirmek istediğimizde ise koyunu 150 liraya kesiyor kasap.

"EMEĞİMİZİN KARŞILIĞI KURTARMIYOR"

Ben çocuklarıma bir şeyler öğretebilmek için bu işe girdim. Bizde hayvanı seven insanı sever düşüncesi vardır. Biz de onun için hayvancılığa başladık. Hayvanı sevemeyen insanı hayata sevemez. Bu işi çocuklarına tavsiye ediyor musun dersen şu şartlarda çok zor. Bundan 10 sene önce hayvancılığın kar marjları yüksekti. Şu anda tamamen düştü. Şunu söyleyebilirim emeğimizin karşılığı kurtarmıyor. Hükümetimizin bu işe bir el atması lazım. Ne kadar hayvan var, ne kadar yok, girdi maliyetleri, ilaç masrafları... Eğer ki mazot girdilerini ayarlayamazsak, bu işletmelerinin çoğu kapanma eğiliminde. Eğer ki insanlar emeklerinin karşılığını alsalar çok kişi bu işi yapmayı düşünüyor. Onun için şunu söylüyorum kâr etmeleri lazım ki yürüsünler.

"GENÇ NESİL HAYVANCILIK YAPMAK İSTEMİYOR"

Bir besi hayvanı günlük yani sığır 8 ile 12 kilo arasında konsantre yem yer. Sınırsız da saman yer. Koyunlar ise 1 kilo civarında silaj, 1 kilo civarında saman, doğurganlık durumuna göre de süt yemi veriyoruz. Bir günlük koyunun maliyetini, ülkemizde hızla değişen fiyatlar nedeniyle hesabını yapamıyoruz. Şu anda yoncanın bedeli ise 7 TL ile 8 TL arasında değişiyor. Samanın maliyeti şu anda 3 lira. Sezonunu da alırsan 1,5 TL. Bunun için de ekonomik güçlük lazım. Sayın Cumhurbaşkanından dileğim hayvancılığa biraz daha ilgi alaka gösterirse ülkemizde bu işi yapacak olanların çok olduğunu ve dışa bağımlı olmayacağımıza inanıyorum. Önemli olan bu işi sevdirmek. İnsanlar para kazanmazsa bu işi sevemezler. Sadece sevgi de yetmiyor. Ülkemizde genç nesilin bu işi sevmediği, para kazanamadığı için dışarıdan Afganlı ve Suriyeliler çalışıyor bizim memleketimizde. İşletmeler neden çalıştırıyorlar çünkü yerini doldurabilecek genç neslimiz yok. Hayvan sahipleri ise bu yabancı uyrukluların dediği paraları ister istemez vermek zorunda kalıyorlar. İş bazında genç neslimiz çalışmak istemiyor. Onlar da emeğinin karşılığını alamadığı için çalışmak istemiyorlar fakat Suriyeliler aile olarak çalıştıkları için emeklilerinin karşılığını fazlasıyla alıyorlar. Bir Türk genci bu işi yapmak istemiyor. Neden olarak da şartlarımız uygun değil diyorlar. Şu anda işletmelerimizde bölgede yüzde 80'inde Afganlı ve Suriyeli çalışıyor. Benim baktığım işletmelerde de Suriyeli ve Afganlılar çalışıyor."

 

Kaynak: anka