MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN)- KESK'e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) Samsun Şubesi üyeleri iktidarın tasarruf tedbirlerine tepkilerini dile getirmek için açıklama yaptı. BES Mali Sekreteri Ertan Özmen, "Eğer gerçekten tasarruf yapılacaksa fedakarlığı biz emekçiler değil, gereksiz bir lüks ve şatafat içinde yaşamayı itibar sayanlar yapmalıdır" dedi.
Büro Emekçileri Sendikası (BES) Samsun Şubesi üyeleri İlkadım Süleymaniye geçidinde bir araya gelerek iktidarın uygulamaya koyduğu tasarruf tedbirlerine tepki göstererek, kazanılmış haklarının ellerinden alındığını söyledi. Ekonomik krizin faturasının kamu personeli ve işçileri yüklendiğini belirten BES üyeleri yaptıkları açıklamada, "Bizler sizlerle hiçbir zaman aynı gemide olmadık, maalesef olamayacağız da çünkü sizler krizlerden devasa karlar elde ederek geminizi yürütürken, bizler her krizden sonra daha fazla yoksullaştık" ifadelerine yer verdi.
"Bu ekonomik krizin sebebi değil, mağdurlarıyız"
Ertan Özmen şunları söyledi:
"İktidarları boyunca uyguladıkları ekonomik politikalarla halktan aldıklarını, küçük bir azınlığa servet olarak aktardılar. Yine bu süreçte, her üç ayda bir medya karşısına çıkıp övünerek anlattıkları ekonomik büyümenin, ülkedeki işsizliği azaltmadığını, gelir eşitsizliğini derinleştirdiğini ve gerçek anlamda bir kalkınma ortaya çıkarmadığını görmezden geldiler. Üstelik uyguladıkları ekonomik politikalar, her başarısızlığa uğradığında sürekli gelir kaybı yaşayan bizlerden fedakarlık isteyip seferberlik çağrıları yaparak ufak tefek birikimlerimize göz diktiler. Bizler bu ekonomik krizin sebebi değil, mağdurlarıyız. Ekonomik krizin derinleştiği süreçte iktidarın en üste makamından kriz varsa fırsat vardır, iş insanlarımız bu krizi fırsata çevireceklerine ve daha büyük kârlar elde edeceklerine inanıyorum diyerek, ülkedeki sermaye sahiplerinin bu krizi nasıl değerlendirmeleri gerektiğini beyan etmiştir. Pandemi ve sonrasında yaşanan süreçte, şirketler ve finans kurumları devasa karlar açıklamıştır. Kendilerine sunulan kriz ortamından nasıl faydalanmaları gerektiği kanıtlamışlardır. Bu şirketler ve finans kurumlarının devasa karlar elde ettiği bu dönemde biz emekçilerin yaşadığı yoksullaşmaya çözüm olarak masalarımızdaki tabakları küçültmemiz istenmiştir. Seçim sürecinde krizi görmezden gelen ve kamu kaynaklarını har vurup harman savuran iktidar, 2028 yılına kadar seçim olmayacağı saiki üzerinden 13 Mayıs’ta 'kamuda tasarruf ve verimlilik paketi' açıkladı. Açıklanan sözde tasarruf paketinde, kazanılmış haklarımızı ortadan kaldıran düzenlemelerin yanında, kamuda istihdamı emekli olanların yerine alınacak personelle sınırlandırarak genç istihdamının önünü kapatmış ve artık bir ağır angarya haline gelen kamudaki iş yoğunluğunu içinden çıkılmaz hale getirmiştir.
"Liyakatten uzak, niteliksiz kadroları işe alanlar tasarruf yapmalıdır"
Onun için diyoruz ki, eğer gerçekten tasarruf yapılacaksa fedakarlığı biz emekçiler değil, gereksiz bir lüks ve şatafat içinde yaşamayı itibar sayanlar yapmalıdır. Kamu kaynakları üzerinden olağanüstü gelir elde edenler, birden fazla yerden maaş, huzur hakkı vb. verilen yandaş partili yönetici ve bürokratların gelirlerinden tasarruf yapılmalıdır. Kamunun yarattığı istihdam olanaklarını söz verdikleri halde kaldırmadıkları mülakat hırsızlığı yoluyla liyakatten uzak, niteliksiz kadroları işe alanlar tasarruf yapmalıdırlar. Ekonomik kaynaklarımıza el koyan faiz ve rant sahipleri yapmalıdır. Kamu-özel iş birliği ortaklığı adı altında kendilerine servet aktarılanlar yapmalıdır. Kur korumalı mevduat sistemiyle Merkez Bankasının 833 milyar lira zarara uğratanlar fedakarlık yapmalıdır. Rant, faiz, kur korumalı mevduata ve kamu özel iş birliği yoluyla servet aktarılanlardan servet vergisi alınması için vakit kayıp etmeden acil düzenleme yapılmalıdır. Her ekonomik kriz döneminde biz kamu emekçilerini ve yoksulları aynı gemideyiz safsatası üzerinden fedakarlık yapmaya davet eden iktidar ve onun beslemesi sermaye sahiplerine; yaratılan her krizden sizler daha fazla kar ve servet elde ederek çıktığınız halde, bizlerle nasıl ve hangi koşullarda aynı gemide olduğumuzu sormak istiyoruz ve diyoruz ki, hayır bizler sizlerle hiçbir zaman aynı gemide olmadık, maalesef olamayacağız da çünkü sizler krizlerden devasa karlar elde ederek geminizi yürütürken, bizler her krizden sonra daha fazla yoksullaştık."