YURT HABERLER

Burdur’da Kocasını Öldüren Kadının Yargılanmasına Başlandı

MUHAMMET FATİH BAŞCI

Burdur merkeze bağlı Düğer köyünde tartıştığı eşini öldüren ve hakkında “eşe karşı kasten öldürme” suçlaması ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan Ayşe I.'ın yargılanmasına başlandı. Sanık Ayşe I., mahkemede; "Bana tecavüz etti. Kimseye söyleyemedim ve evlenmek zoruna kaldım. 10 yıl boyunca şiddet eylemleri sürdü. Kolumu kırdığı sopa benim arkadaşım olmuştu. Bacağımdan bıçakladı. Öldürmek kastıyla hareket etmedim. Olaydan dolayı pişmanım" dedi.

Burdur merkeze bağlı Düğer köyünde 28 Mayıs tarihinde; eşini öldüren Ayşe I.’nın “eşe karşı kasten öldürme” suçlamasıyla yargılandığı dava başladı.

Burdur Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan ilk duruşmada sanık Ayşe I., sanık avukatı Ahmet Onaran, sanığın yakınları, maktul İsmail I.’nın avukatı ve babası hazır bulundu. Mahkeme heyeti, sanık ve tanıkların beyanlarını aldıktan sonra; sanığın tutukluluk halinin devam ettirilmesine karar verdi ve duruşmayı erteledi.

"BANA TECAVÜZ ETTİ, EVLENMEK ZORUNDA KALDIM"

Sanık Ayşe I. mahkemede verdiği ifadede şunları söyledi:

"2012 yılında başka biriyle nişanlıydım. İsmail I., ben başka biriyle nişanlı olduğum halde sürekli arabayla önümü kesip benimle görüşmek istediğini söylüyordu. Sürekli bu şekilde ısrar edince bir gün görüşmek amacıyla aracına bindim. İsmail beni kendi ikametine götürdü ve orada bana tecavüz etti. Ben bu olayı kimseye söyleyemedim. Daha sonra da İsmail ile evlenmek zorunda kaldım. Evlendikten sonra da İsmail sürekli olarak bana şiddet uygulamaya devam etti. 10 yıl boyunca bu şiddet eylemleri sürdü. 2 çocuğumuz oldu. Çocuklarımız olduğunda da bu çocukların kendisinden olmadığını söyleyerek beni suçladı. Evlilik dönemi içerisinde benimle sürekli ters ilişkiye girdi. Ben rıza göstermediğim halde bu şekilde benimle zorla ilişkiye girdi. Evlilik süresince sürekli tehdit ve hakaret içerikli sözler söylüyordu. 2016 yılında beni ormanlık bir alana götürerek beni darp etti. Taşlık bir alanda beni zorla sürükledi. Ayaklarımın altı bu olay dolayısıyla paramparça oldu.

"KOLUMU KIRDIĞI SOPA BENİM ARKADAŞIM OLMUŞTU"

İsmail’in bir sopası vardı. O sopayla beni birçok kez darp etti. Bir defasında o sopayla kolumu kırdı. O sopa ne zaman çıksa dayak yiyeceğimi anlıyordum. Her gün o sopayla bugün ne için dövecek diye düşünüyordum. O sopa benim arkadaşım oldu. Kaçınılmaz bir sonum vardı. Onunla birlikte olmadığım için beni sağ bacağımdan bıçakladı. Korktuğum için şikayetçi olamadım. Olaydan önce oğlumuzun sünnet düğününü yaptık. Düğünde para az toplanıldı diye İsmail beni darp etti. İsmail evlilik süresi içerisinde sistematik bir şekilde beni darp ederek, cinsel yönden şiddet uygulayarak, hakaret ve tehditlerde bulunarak evliliği çekilmez hale getirdi. Sürekli bana kötü muamelede bulunuyordu. 

"ÖLDÜRMEK KASTIYLA HAREKET ETMEDİM"

Olay günü İsmail ile bir düğüne gitmiştik. Çocuklarımızı anneme bıraktık. Bu düğüne de İsmail beni zorla götürmüştü. Düğünden sonra İsmail arkadaşlarımla dışarıya çıkacağını söyledi bende çocuklarımın bulunduğu anneme gittim. Bir süre sonra 'İsmail eve gelir beni göremez sinirlenir' diyerek 3 aylık oğlumla birlikte eve gittim. Oğlumun epilepsi hastalığı vardı. Oğlumun ateşi çıktı. Annem ve babamla çocuğumu hastaneye götürsem İsmail bizi suçlardı bu yüzden onlarla hastaneye gidemedim. İsmail’i telefonla aradım, oğlumuzun ateşinin çıktığını ve hastaneye götürmemiz gerektiğini söyledim. 'Kendi başınızın çaresine bakın' dedi. Oğlumun ateşini düşürmek için uğraştım ama düşmedi. İsmail’i birçok kez aradım. İsmail bana telefonda küfür etti ve elinde alkol şişesiyle eve geldi. İsmail bir çocuğa bakamıyorsun diyerek bana elinin tersiyle tokat attı. Oğlumuz ağlamaya başlayınca oğlumuzu sarstı. Beni saçımdan sürükleyerek yatak odasına götürdü. Oğlumuzu hastaneye götürelim ne istiyorsan yapalım dedim. Bana kötü imalarda bulunmaya başladı. Oğlum ağlamaya devam ediyordu. İsmail, 'o çocuğu sustur. Sen susturmazsan ben sustururum, sizi öldürürüm' diyerek tehdit içerikli sözler söyledi. İsmail yatak odasında uzanır vaziyette hakaret ve tehdit içerikli sözler söylemeye devam etti. Silah yatağın üzerinde ayak ucundaydı. Hemen yanında da sopa vardı. Tehdit içerikli sözler söylediği için silahla bize zarar vereceğini düşündüm. Silahı alıp odadan çıkmak isterken İsmail beni gördü ve 'nereye gidiyorsun' diyerek eline sopayı aldı. O anda silah ateş almış. Ben orayı hatırlamıyorum. İsmail’i öldürmek kastıyla hareket etmedim. İsmail o gün evde sürekli hakaret ve tehdit içerikli sözler söyledi. Bizi öldüreceğine dair sözleri devamlı tekrarlıyordu. Evde bulunan silahla bu eylemi gerçekleştireceğinden korktuğum için silahı alıp odadan çıkarken bu eylem gerçekleşti. İsmail bu esnada uyumuyordu. Olaydan dolayı pişmanım."

Maktül İsmail I.’nın babası A.I., Ayşe I'nın ifadesi sırasında mahkeme salonunu terk etti. Mahkeme heyeti diğer tanıkları dinledikten sonra sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

"HER AŞAMADA AYŞE’NİN YANINDAYIZ"

Mahkeme çıkışında gazetecilere açıklamaya yapan sanık avukatı Ahmet Onaran şunları söyledi:

"Duruşmada kulaklarımızla duyduklarımıza insan olarak inanamadık. Ayşe’nin bu denli sistematik bir şekilde 10 yılın üzerinde bir şiddete uğradığını mahkemede görmüş olduk. Mahkeme Ayşe’nin ifadesini çok dikkatli ve itinalı bir şekilde aldı. Biz öncelikle Türk Yargısına ve bu mahkemeye çok güveniyoruz. Tutuklu olarak yargılanmış olmasının, bu celsede tutuklu olarak devam etmesinin, tutuklama bir tedbirdir. Bazen kişiyi korumaya yönelik de bir tedbirdir. Bu anlamda olduğunu düşünüyoruz. Ayşe’ye güveniyoruz, Ayşe’nin yanındayız. Hukukçu arkadaşlarımızla, ailesiyle beraber yanındayız. Keşke bu olay olmasaydı. Tekrar biz başsağlığı diliyoruz ama keşke Ayşe de 10 yıl boyunca Türk Ceza Kanunu’nda birçok maddede karşılığı olan o şiddetleri yaşamasaydı. İnşallah bu yargılamanın sonunda hepimizin içini oh dedirtecek Türkiye’de hukuk siteminin ve ceza kanunu sistematiği açısından hepimizin yüreğine su serpecek bir kararı alacağımıza, mahkemenin bunu vereceğine inanıyoruz. Sürecin takipçisi olacağız. Her aşamada Ayşe’nin yanında olacağız."

"MECBUR KALMASAYDI BUNU YAPMAZDI"

Ayşe I.’nın babası ise "Kızım 2 aylık bir çocuk ve 8 ve 9 yaşındaki çocuklarını bırakıp gitmiştir. Mecbur kalmasaydı, son raddeye gelmeseydi bunu yapmazdı. Türk adaletine güveniyoruz. Sonuna kadar kızımın arkasındayız. Takdir yüce mahkemenindir" dedi.