Hatay/ Samandağ'da Çöğürlü Mahallesindeki mühürlenen taş ocağının faaliyetine devam etmesine mahalle halkı tepki gösterdi.
Mahalle sakinleri, Muhtar Kıymet Doğru'nun katılımıyla gerçekleştirilen basın açıklamasında tepkilerini dile getirdi.
25 yıldır faaliyetlerini sürdüren Çöğürlü Mahallesindeki Gür –Kal İnşaat’a ait taş ocağı ve hemen yanındaki beton santralinin başta insan hayatı olmak üzere, su kaynaklarına, doğal hayata, sit alanlarına zarar verdiğini belirten mahalle halkının kapatılması için uzun yıllardır verdiği mücadele devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde
taş ocağı ile ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından faaliyetinin durdurulmasına kararı verilmişti. Bu karara rağmen taş ocağının faaliyetlerine devam etmesine tepki gösteren mahalle halkı “Artık yeter! Mahallemizde taş ocağı ve beton santrali istemiyoruz!” dedi.
“SUDAN SEBEPLERLE SÜREKLİ GÖZALTI HAPSİNDE TUTULMAMI İSTİYORLAR”
Düzenlenen basın açıklamasında ilk sözü Mahalle Muhtarı Kıymet Doğru, aldı.
Çöğürlü Mahallesi Muhtarı Kıymet Doğru, 31 Mart seçimlerinde halkın yüzde 61’inin oylarıyla seçildiğini ve 25 yıldır taş ocağının kapatılması için mücadele ettiğini belirten “Tüm Türkiye’nin bu hukuksuzluğa dikkatini çekmek istiyoruz.” dedi.
Çöğürlü Muhtarı Kıymet Doğru, mühürlenmesine rağmen çok aktif bir şekilde faaliyetlerine devam eden taş ocağına müdahale etmek yerine, kendisine baskı yapıldığını vurgulayarak “25 senedir mahallemizde hukuksuzluğa rağmen aktif olan taş ocağının hukuksuzlukların birkaç tanesi daha eklendi. Biz 21 Ekim'de Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) kapatma kararına rağmen taş ocağı faaliyetini durdurmayıp faaliyetine devam etti. Ben mahalle muhtarı olarak sudan sebeplerle bahaneler uydurup sürekli benim gözaltı hapsinde tutulmamı istiyorlar. Örneğin MAPEG kararı 21 Ekim'de çıktı 31 Ekim'de ben ifadeye çağrıldım. İfadeye çağrılma nedeni aşırı yüklü bir aracı durdurmam. İşletme zaten kapalı yani aşırı yüklü aracın köyde işi ne demek yerine, muhtar niye müdahale etti deniliyor. 18 Kasım'da yine ifadem alındı Kaymakam Bey tarafından, eşimle 26 Kasım'da diğer mahallenin çimento atığını köyüme dökmeye gelen bir kamyonun görüntüsünü aldığım için yine ifadeye çağrıldım, son olarak işletmenin mahallemizin yolu üstünde kurulduğunu tespit ettik. Tescilli kadastro memurlarıyla yolumuzu tescil etmek için gittiğimizde o esnada da kendimizi karakolda bulduk. 2 kişinin ölümüne neden olmuş 25 yıllık aktif kalan bir işletme, beton santrali mahalle yolunun üstüne kurulmuş ruhsatının olup olmadığı belli değil, bütün bu hukuksuzluklara rağmen Çöğürlü Mahallesi yolunu Asi Nehri doldurularak farklı yerden farkı bir hukuksuzluğa bütün Türkiye’nin bir söz söylemesini istiyorum.” dedi.
“BETON SANTRALİ BÜTÜN ATIKLARINI ARITMADAN ASİ NEHRİ'NE BIRAKIYOR”
Muhtar Kıymet Doğru, konuşmasının devamında “Sorun Çöğürlü mahallesinin sorunuymuş gibi görünüyor aslında ama değil, inanın bütün Samandağ halkı hatta bütün Türkiye'yi ilgilendiren bir sorun. Bakın işletme Asi Nehri kenarına kurulmuş, beton santrali bütün atıklarını arıtmadan Asi Nehri'ne bırakıyor. Benim evimin tam karşısında Devlet Su İşleri'nin sulama pompası var oradan sulanan milyonlarca metrekarelik tarım alanı var. Bütün Samandağ halkı bu sebzelerle besleniyor aynı zamanda burada yetişen bizim ihraç ürünlerimiz var. Bizim 25 yıldır şikayetçi olmadığımız kurum kalmadı. Valisinden muhtarına kadar tüm kurumlara şikayetimizi ilettik. Sonuç alamadık. Ben burada herkesin huzurunda Enerji Bakanımız Sayın Alparslan Bayraktar’a teşekkür etmek istiyorum. Şikayetimiz Ankara’ya ulaşır ulaşmaz işleme alındı ve işletme Enerji Bakanlığı sayesinde kapatıldı. Bütün yöneticilerin bu kadar vicdanlı olmalarını rica ediyorum.” dedi.
“DOYMAK BİLMEYEN İNSANLARIN KASALARI DOLSUN DİYE BEN BU KÖYDEN GİTMEK İSTEMİYORUM”
Basın açıklamasında söz alan mahalle sakinlerinden Ayfer Doğru, “Bu mahalle bizim mahallemiz, mahallemizde sığıntı gibi yaşamak istemiyoruz. Arka arkaya geçen mikserlerin arasından sıyrıla sıyrıla geçmek istemiyoruz. Çoluğumuz çocuğumuzu burada büyüteceğiz, burada yaşamaya devam edeceğiz. İnsanların çıkarları uğruna suskunluğunun bedelini bizim çocuklarımız ödemeyecek. Doymak bilmeyen, tamah etmeyen insanların kasaları dolsun diye, doymak bilmeyen boğazları doysun diye ben bu köyden gitmek istemiyorum. Bu köyü de kendilerine yem etmek istemiyorum. Onun için buradayız. Yeterince nemalandılar artık yeter gitsinler köyümüzden.” dedi.
Mahalle sakini Ayfer Doğru, konuşmasının devamında, temiz hava istediklerini, bunun bir lütuf olmadığını, kendilerinin olanı istediklerini belirterek “Kapısını çaldığımız mercilerden bir tanesinin açıklaması şu oldu. 'Şu an deprem bölgesindeyiz ve inşaatlar için yani yeniden yapılanma için mıcıra ve kuma ihtiyaç var' dendi ve velhasıl malzemeye ihtiyaç var' dendi. 'O yüzden kapatamayız' dediler. Antakya'nın bir sürü yerinde ve yerleşim alanından uzakta kurulabilir bu tür santraller ya da eğer çok istiyorsa devam etmek ki biz bundan yana değiliz, o zaman yolunu değiştirsin bizim yolumuzdan geçmesin. Bizim çocuğumuz rahatça sokaklarımızda oynasın. Okuluna servis tutmadan gidip gelsin. Bunların hepsi ayrı külfet oluyor çünkü ailelere." dedi.
“TAŞOCAĞININ OLDUĞU YERE KÜÇÜKKEN NERGİS TOPLARDIM”
Taş ocağı olan yerden geçerken korktuğunu belirten Gülnaz Dağ ise “Ben de çocuklarım yolda özgürce, rahatça yürüyebilsin istiyorum, ben bu köyde doğdum bu köyde büyüdüm, taş ocağının olduğu yerde ben Nergiz toplardım küçükken demet demet, keçi otlatırdık ve bunu her gün yapardık şimdi oradan geçmekten bile korkuyoruz” dedi.
“TEK İSTEDİĞİMİZ TEMİZ BİR NEFES”
Mahalle sakinleri adına söz alan Nimet Gezgin "Hayat nefesle başlar ve nefesle biter ve bizim istediğimiz tek şey temiz bir nefes almak, temiz bir nefes çok değil sanırım.” diye konuştu.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı