SEYFİ ÇELİKKAYA
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin yıl dönümüne sayılı günler kala, depremzedeler yaralarının sarılacağı günleri bekliyor. Afşin’de bulunan iş yerinin hasar görmesinin ardında ailesiyle birlikte Yozgat’a gelen Süleyman Torun, açtığı butikte çalışarak hayata tutunuyor. Yozgat’ta olmaktan memnun olduğunu belirten depremzede, birkaç yıl sonra tekrar memleketine dönmeyi düşündüğünü söyledi.
Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde yaşayan 55 yaşındaki Süleyman Torun, depremin 3’üncü gününde, Yozgat’ta yaşayan damadının yanına geldi. Artçıların devam etmesi nedeniyle memleketine dönemeyen Süleyman Torun, Afşin’de yaptığı işini Yozgat’ta devam ettirme kararı aldı. Yaklaşık bir yıl öce kiraladığı işyerinde butik açan depremzede, memleketinde hayatın normale dönmesinden sonra Yozgat’tan ayrılacağını söyledi.
"BİZ HALEN BURADAYIZ AMA GİTMEYİ DÜŞÜNÜYORUZ"
Süleyman Torun, şöyle konuştu:
"Depremi yaşadık, depremin üçüncü günü buraya geldik. Yine aynı bu mevsimdeydi. Kar kış işte ayın 6'sıydı. Allah kimseye göstermesin o depremi. Biz halen buradayız ama gitmeyi düşünüyoruz. Orayı kaldırmayı düşünüyoruz ayağa çünkü bizim orada tabii yaşantımız, hayatımız orada olduğu için. Yozgat'ı da sevdik, benim damadım da burada olduğu için bir iki sene buradayım. Allah izin verirse sonra dönüp ayağa kaldırmayı düşünüyoruz.”
"AFŞİN'DE İKİNCİ DEPREMDE HASARIMIZ ÇOK OLDU"
Saat sabah dördü on yedi geçe depreme yakalandık. Ondan sonra gittik arabanın içinde kaldık öğlen saatine kadar. Tekrar geri geldik, kahvaltımızı yaptık, çayımızı içtik, evde uzanayım dedim, bir deprem daha oldu. Hanımla beraber dışarıya çıkmamıza imkan yoktu zaten, hiç imkanı yoktu, biz kaldık orada. Allah kimseye göstermesin, ev başımıza yıkılıyor, geri kalkıyor. Bir o tarafa çarpıyoruz, bir bu tarafa çarpıyoruz. Tekrar deprem durdu da aşağıya indik. Daha da girmedik eve. Yozgat’a geldik, Yozgat'ta duruyoruz. Zaten bizim Afşin'de ikinci depremde hasarımız çok oldu. Yoksa sabah hasarlı hiçbir şey yoktu. Mahallede de bir şey yoktu. En az 200 tane Yeşil Evler diye binamız vardı, 200'ü de yıkıldı o öğlen saat bir buçuk olan depremde."