SERRA TAYLAN
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından evleri ağır hasar alan ve Elazığ'da Kırklar Mahallesi'ndeki konteyner kentte kalan vatandaşlar yaşam koşullarına tepki gösterdi. Depremzede bir vatandaş, "Ben neredeyse bir yıldır buradayım. Geldiğimizden beri hemen girişin altı su içinde. Hep su akıyor. Çocuklar ayakkabılarını çıkardığı an su içindeler. 15 santimetre su var. Biz yönetime söylüyoruz. Hep yapacaklarını söylüyorlar hala hiçbir şey yapılmadı" dedi. Başka bir depremzede ise, "Ben iş istiyorum. Bir tenekede 4 yıl kim yaşamak ister. Açık cezaevi gibi. İş sözü verdiler ama kimse ilgilenmedi. Ben dilencilik yapmıyorum. Yardım da istemiyorum. Sadece iş verin. Kiramı ödeyeyim ya. Ben oturayım evimde" diye konuştu.
Zafer Partisi Elazığ İl Başkanı Onur Omrak, Elazığ Kırklar Mahallesi'ndeki konteyner kentlerde kalan depremzede vatandaşları ziyaret etti. Omrak'a konteyner kentteki sağlıksız yaşam koşullarından dolayı yaşadıkları sıkıntıları anlatan depremzedeler sorunlarına çözüm bulunması için yardım istedi.
"YÖNETİME BİR ŞEY DEDİĞİMİZDE KÖPEK GİBİ AZARLAYIP ATIYORLAR"
Depremde evleri ağır hasar alan 3 çocuk annesi vatandaş şunları söyledi:
"Bizi depremzede saymıyorlar. Sayılmamız için herhalde bir can kaybı vermemiz gerekiyordu ki 2 tane de can kaybımız var. Ona rağmen bizi depremzede saymıyorlar. Buraya geldik geleli neredeyse senesine gireceğiz. Yapılan tek şey 4 tane yardım kolisi onun dışında da bir kart dağıttılar. Onu da herkese vermediler. Haklı, haksız usulsüzce dağıttılar. İhtiyacı olan kişilere verilmedi, ihtiyacı olmayanlara da verildi. Ben aldım ama sadece kendi adıma konuşmuyorum. Burada hepimiz birlikte yaşıyoruz. Bu zor süreci hepimiz atlatmaya çalışıyoruz. En önemlisi de yönetim yönetim değil. Yönetime biz bir şey için gittiğimizde bize köpek gibi azarlayıp dışarı atıyorlar.
"DEPREMDE ÖLMEDİK AMA BU DEMEK DEĞİL Kİ BURADAKİ İNSANLAR MAĞDUR DEĞİL"
Konteynerim çürük. Bende videosu var. Kışın ortasında ben suyun içinde konteynerde yaşadım. Gelen yardımlar geri çevriliyormuş. Bunu ben yaşamadım duydum. 'Buradakilerin ihtiyacı yok, alın götürün başka yere verin' deniliyormuş kapıdaki görevliler tarafından. Benim ricam, burada bir Hatay gibi, Maraş gibi ölüm kaybımız yok ama bu demek değil ki buradaki insanlar mağdur değil. Burada da son derece mağdur insanlarımız var. Biri de benim. Hatay'da Maraş'ta nasıl ilgileniliyorsa, burayı da bir deprem bölgesi sayıp ilgilenilmesini istiyoruz. Yönetimin ayrım yapmadan ilgilenmesini istiyoruz. İnanılmaz torpil dönüyor. Herkes kendi adamını seçiyor. Ona göre yardımlar dağıtılıyor. Bunu tespit ettiğimizde valinin üzerine atıyorlar. Herkes birbirinin üzerine atıyor.
"KONTEYNER KENTTE GÜVENLİK YOK"
Güvenlik yok. Herkes elini kolunu sallayarak girebiliyor. Yazın burada silahlı kavgalar da oldu, bıçaklı kavgalar da oldu. Burada hiç bir şekilde çocuğumuzun da bizim de can güvenliğimiz olmadı yani. Ben bunun için de şikayette bulundum ama ilgilenen olmadı. Burada uyuşturucusu da dönüyor, her şey de dönüyor çünkü kayıtlı olmayan insanlar da buraya yerleştirildi. Yönetim kafasına göre insanları getirip konteynerlere yerleştirmiş diye duyduk. Burada her çeşit insan var. Evet olabilir ama buranın güvenliği yönetimle alakalıdır. Sağlık yok. Birçok yerde izliyoruz, Maraş'ta olsun, diğer bütün deprem bölgelerinde olsun daha doğrusu bütün konteyner kentlerde, mesela bizim Malatya tarafında, şehrin girişine Ukraynalıların kaldığı konteyner kent var. Orada tanıdıklarım var. Palyaçosuna kadar gidildi, pamuk şekerler dağıtıldı. Çocukları mutlu etmek adına ki depremzede değiller. Ayrım yapmıyorum. Neticede onlar da mağdurlar ama burada da mağdur olan çocuklar vardı. Çocuklar adına hiçbir şey yapılmadı."
"GELDİĞİMDEN BERİ SUYUN İÇİNDE YAŞIYORUM"
6 Şubat depremlerinin ardından konteyner kentte kalmaya başlayan bir başka vatandaş ise şunları söyledi:
"Ben neredeyse bir yıldır buradayım. Geldiğimizden beri hemen girişin altı su içinde. Hep su akıyor. Sürekli yaz gelip geçti oraya bakılmadı. Çocuklar ayakkabılarını çıkardığı an su içindeler. 15 santimetre su var. Biz yönetime söylüyoruz. Hep yapacaklarını söylüyorlar hala hiçbir şey yapılmadı. Gelip bakıp dönüyorlar. Bir açın bakın. Yapamıyorsanız 'yapamıyoruz' deyip dönün. Ne elektriğe bakıyorlar. Gelip baksınlar. Prizi nereden aldığımız belli. Banyoda su akıyor. Çamaşır makinasının altına bez koyduk. Öyle muhafaza ediyoruz. Bakan yok."
"BİR TENEKENİN İÇİNDE 4 YIL NASIL YAŞANIR?"
2020 Depreminde hem evini hem işini kaybeden ve 4 yıldır iş bulamadığını ifade eden depremzede ise şunları söyledi:
"Ben iş istiyorum. Bir tenekede 4 yıl kim yaşamak ister. Açık cezaevi gibi. İş sözü verdiler ama kimse ilgilenmedi. Ahıskalılar var. Onlara devlet iş verdi. Bizim suçumuz ne? Konteyner verdiler orada kalıyoruz ama mağduriyetimiz çoktur gerçekten. Bir de şunu söylemek istiyorum; başkanımızın neye yönelik yaptığını bilmiyorum ama dışarıdan gelenlere, mültecilere daha çok önem veriyorlar, bize vermiyorlar. Bana vermiyorlar mesela. Ben 4 yıldır iş istiyorum. Kiraya çık diyorlar. Kiralar önceden bin liraydı, şimdi 7 bin lira Elazığ'da. Zaten kiralık ev de yok. Buraya bakarsak, buralardayız. Üst kattayım. Tenekenin içinde bir insan 4 yıl nasıl kalır arkadaşım? Ben bunu sormak istiyorum. Bir insan 4 yıl tenekenin içinde kalamaz. Sormak istiyorum. Artı hiçbir imkan yok.
"BURADA BİR TANE SURİYELİ GÖREMEZSİNİZ ÇÜNKÜ HEPSİNİN EVİ VAR"
Kendi imkanlarımızla sağ olsun devletimiz bize konteyner verdi yine. Çadırlarda kalan insanlarımız var onlar da mağduriyette. Biz bütçemize uygun, kiralık da olsa ev istiyoruz. Bunu duyduk. Burada Ahıskalılar var. Aşağı Demirtaş konteyner kentte. Onlara Bitlis Ahlat'ta yapılan evler var, biliyoruz. Dışardan gelen Suriyeliler mesela. Burada bakın bir tane Suriyeli yok konteynerde kalan. Neredeler; evleri var çünkü. Onlara kira yok, elektrik yok, hiçbir şey yok, sağlık ücreti yok. Ben tansiyon hastasıyım, mide kanaması geçirdim. Bu sıkıntıda kaç tanesi geldi 'biz sana iş bulacağız' dediler. Vermediler, iş vermediler ama Ahıskalılara bakın valilik bunların hepsini işe soktu. Hepsi çalışıyor. Dışardan paraları da geliyor. Bunlar bizim misafirimiz diyorlar. Ne misafiri? Türkiye'de 15 milyon misafir olur mu? Belediye Başkanı Şerifoğulları'ndan sadece iş istedim. 'Bana iş ver, ben buradan çıkayım, kiramı ödeyeyim' diye. Ben dilencilik yapmıyorum. Yardım da istemiyorum. Sadece iş verin. Kiramı ödeyeyim ya. Ben oturayım evimde."
"İNSANLAR BURADA EŞYALARI İLE ÇÜRÜMEK ÜZERELER"
Zafer Partisi İl Başkanı Onur Omrak ise ziyaret sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Daha önce de başka bir konteyner kentte kalan depremzedelerimiz yeni bir konteyner kente getirilmelerine rağmen, hala şikayetleri çözülmüş değil. Gezdiğimiz yerlerde, gördüğümüz evlerde sürekli sorunlarla karşılaşıyoruz. Şans eseri yaşadıklarını görüyoruz. Burada insanlar gerçekten mağdur ve bu mağduriyetleri giderilmiyor. Yönetim tarafından bazı yardım kartları insanlara adil şekilde dağıtılmıyor. İnsanlar burada eşyalarıyla beraber çürümek üzereler. Bunlara acilen yetkililerin el atması gerekiyor. Biz her platformda bunu dile getireceğiz."