HÜRRİYETÇİ EĞİTİM SEN SAMSUN ŞUBESİ'NDEN VELİ ŞİDDETİNE PROTESTO: "ÖĞRETMENLERE ÇELİK YELEK HATTA KEFEN Mİ DAĞITALIM?"

Hürriyetçi Eğitim Sen Samsun 2 Nolu Şubesi, Milli Eğitim Vakfı İlkokulu'nda bir öğretmene veli şiddetini protesto etti. Şube Başkanı İlker İlkin, "Öğretmenler Günü’nde öğretmenlere önlük dağıtmayı planlayan yetkililere sesleniyorum; biz de tüm öğretmenlerimize çelik yelek hatta daha da ileri giderek kefen mi dağıtalım? Öğretmenimize yapılan bu şiddet girişimini kınıyor, bu şahıs ile ilgili yargılanma sürecinin bir an önce başlamasını diliyor, okul idaresi ile ilgili de ayrıca soruşturma başlatılmasını talep ettiğimizi ve takipçisi olacağımızı ayrıca belirtmek istiyorum" dedi.

MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Hürriyetçi Eğitim Sen Samsun 2 Nolu Şubesi, Milli Eğitim Vakfı İlkokulu'nda bir öğretmene veli şiddetini protesto etti. Şube Başkanı İlker İlkin, "Öğretmenler Günü’nde öğretmenlere önlük dağıtmayı planlayan yetkililere sesleniyorum; biz de tüm öğretmenlerimize çelik yelek hatta daha da ileri giderek kefen mi dağıtalım? Öğretmenimize yapılan bu şiddet girişimini kınıyor, bu şahıs ile ilgili yargılanma sürecinin bir an önce başlamasını diliyor, okul idaresi ile ilgili de ayrıca soruşturma başlatılmasını talep ettiğimizi ve takipçisi olacağımızı ayrıca belirtmek istiyorum" dedi.

Hürriyetçi Eğitim Sen Samsun 2 Nolu Şubesi, Samsun’un Atakum ilçesinde bulunan Milli Eğitim Vakfı İlkokulu’nda bir velinin öğretmene şiddet uygulamasını okul binası önünde protesto etti. Şube Başkanı İlker İlkin, şunları söyledi:

"CAYDIRICI OLMAYAN CEZALAR DOLAYLI TEŞVİK NİTELİĞİNDEDİR"

"Ne yazık ki son zamanlarda Milli Eğitim sistemimiz, okullarımız ve eğitim çalışanlarımız artan şiddet olayları ile ülke gündemine sıkça gelmektedir. Öğretmeni itibarsızlaştıran, toplumdaki yerini ve okuldaki işlevini her fırsatta küçültmeye neden olan uygulamalar, öğretmene şiddet vakalarının temelidir. Bugüne dek öğretmene şiddet olaylarının faillerinin caydırıcı cezalar almaması da dolaylı teşvik niteliğindedir. Neredeyse her geçen gün yurdun bir köşesinde öğretmene şiddet vakası baş gösterirken, MEB hala bu konuya dair engelleyici ve koruyucu herhangi bir önlem politikası geliştirememiştir. Herkesin öğretmene saygı duyduğu zamanlardan, öğretmene sahip çıkılmayan, saygı duyulmayan, öğretmenleri veli ve öğrencilerin fiziki, psikolojik saldırılarına maruz bırakan bir eğitim sisteminin hâkim kılındığı zamanlara geldik. Eğitim çalışanlarının baskı ve tehditlerin kıskacına bırakıldığı, güvensiz ve güvencesiz iş ortamlarına itildiği, öğrenci-öğretmen-veli ilişkisinin giderek yozlaştığı bir ortamda eğitim ve öğretim mekanizmasının toplumu dönüştüren ve iyileştiren bir sonuç üretmesi beklenemez. Üzülerek belirtiyoruz ki Atakum ilçesi Milli Eğitim Vakfı İlkokulu öğretmeni üyemiz Lale Günday 3 Kasım cuma günü okul bahçesinde bir öğrenci velisinin sözlü ve fiziki şiddetine maruz kalmıştır. Daha öncesinde yaşanan olaylar zinciri ve alınmayan önlemler öğrenci velisinin kendinde bu eylemi yapacak cesareti bulmasına olanak sağlamıştır.

"OKUL İDARESİ ÖĞRETMENE SAHİP ÇIKMAMIŞTIR"

Peki bu olaylar zinciri nedir? Yaklaşık bir ay önce 2. sınıfları okutan öğretmenimiz öğrencisini sırtında çantayla koridorda koşmaması diğer öğrencilere çarpabileceği yönünde defalarca uyarmasına rağmen öğrencinin davranışına devam etmesi üzerine sırtından çantasını almış ve sıraya koymuştur. Ertesi gün öğrencinin annesi tarafından 'sen çocuğumun çantasını nasıl fırlatırsın' diyerek sözlü saldırıya uğramış ve fiziki şiddet uygulanmaya çalışılmıştır. Bir gün sonra öğrencinin babası tarafından öğretmenler odasında sözlü ve fiziki saldırı girişimine uğramış, ölümle tehdit edilmiş, hakaret ve küfürlere maruz kalmıştır. Veli, diğer öğretmenler ve güvenlik görevlisi tarafından uzaklaştırılmıştır. Velinin dilekçesine istinaden öğretmenimizin savunması istenmiş burada maruz kaldığı tehdidi anlatınca okul müdür yardımcısı tarafından olayı büyütmekle suçlamış ve hiçbir işlem yapılmamıştır. Niyetinin öğrencinin sınıfını değiştirmek olduğunu ve bu nedenle öğretmene iftira attığını, bazı çevrelere anlattığı iddia edilen velinin isteği okul idaresi tarafından kabul görmüş, öğretmenine sahip çıkmayan okul idaresi öğrencinin sınıfını değiştirmiş ve olayı kapatmak istemiştir. Öğretmenimiz; okul idaresine ölümle tehdit edildiğini ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasını içeren bir dilekçe vermiş, buna rağmen hiçbir önlem alınmamış öğretmenimiz velinin tehditleriyle baş başa bırakılmıştır.

"OLAYA İLİŞKİN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK"

Birkaç gün sonra nöbet görevi sırasında aynı veli tarafından koridorda gezmemesi, o koridorda çocuğunun okuduğu yönünde tekrar tehdit edilmiştir. Kendisine öğretmenimiz tarafından nöbet tutulduğu anlatılmak istense de gözü dönmüş veli tarafından ağza alınmayacak küfürlere ve tehditlere maruz kalmıştır. Bir gün sonra okul müdür yardımcısı tarafından olayla ilgili öğretmenimize hakaret edilmiş, neredeyse odasından kovma noktasına getirilmiştir. Veli koridorda gezerken müdür yardımcısının bu konuşmalarına şahit olmuş ve aldığı bu güçle cuma günü okul bahçesinde Atatürk büstünün önünde öğretmenimize fiziki ve sözlü saldırı girişiminde bulunmuş, güvenlik görevlisi tarafından tutularak bu girişimi engellenmiş ve diğer veliler tarafından okul bahçesinden dışarı çıkarılmış burada da küfürlerine ve tehditlerine devam etmiştir. Olay okul kameraları tarafından kayıt altına alınmıştır. Şahısla ilgili olarak güvenlik güçlerine ifade verilmiş ve sendika avukatımız tarafından Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.

"ÇELİK YELEK HATTA KEFEN DAĞITALIM"

MEB 21.08.2023 tarihli genelgesinde planlama dışında velilerin izinsiz okulda bulunamayacağı belirtilmesine rağmen, velilerin okul giriş çıkışlarında okul bahçesinde ne işi vardır, niçin güvenlik önlemleri alınmamıştır? Veliler hiçbir önlem alınmadan ders saatleri içerisinde koridorda nasıl dolaşmaktadır? Okul müdür yardımcı tarafından öğretmenimizin konuyu büyütmekle suçlanmasının, öğretmenimize mobbing uygulamasının nedeni nedir? Şahıs ile tanışık olduğu iddiaları doğru mudur? Okul müdür yardımcısı şiddetin bir tarafı mıdır? Öğretmenimizin tehdit edildiğine dair dilekçesi okul müdürlüğüne ulaşmasına rağmen niçin güvenlik önlemi alınmamış, üst makamlara ve güvenlik güçlerine haber verilmemiştir? Önlem alınması için ille de öğretmenimizin öldürülmesi mi beklenmiştir? Okul müdürlüğü tarafından sürekli öğrencilerin sınıfları değiştirilerek öğretmenler ile velilerin karşı karşıya bırakıldığı doğru mudur? Okul idaresi tarafından öğretmenler arasında sendikal ayrım yapıldığı iddiaları doğru mudur? MEB bu ve benzeri şiddet olaylarına daha ne kadar sessiz kalacaktır? Öğretmenler gününde öğretmenlere önlük dağıtmayı planlayan yetkililere sesleniyorum, bizde tüm öğretmenlerimize çelik yelek hatta daha da ileri giderek kefen mi dağıtalım? Sözlerime son verirken, öğretmenimize yapılan bu şiddet girişimini kınıyor, bu şahıs ile ilgili yargılanma sürecinin bir an önce başlamasını diliyor, okul idaresi ile ilgili de ayrıca soruşturma başlatılmasını talep ettiğimizi ve takipçisi olacağımızı ayrıca belirtmek istiyorum."