PROF. DR. YILMAZ: “BAZI TARIM İLAÇLARI, FARELERİ AVLAYAN, ONLARLA BESLENEN DİĞER CANLILARI YOK ETMİŞ, POPÜLASYONDA FARE DİNAMİĞİNİ ARTIRMIŞ”

Yozgat Bozok Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güngör Yılmaz, kış aylarının sert geçmemesi, yağışın az olmasına bağlı yaşanılan kuraklığın sadece bitkilerin gelişmesini engellemediğini, tarla faresi popülasyonunu da artırdığını söyledi. Yılmaz, kedilerin artık evde hazır mamalarla, yemlerle beslendiğine de dikkat çekerek, “Biz kedileri keklerle, özel besinlerle, mamalarla beslersek farenin peşinde koşmaz” dedi.

SEYFİ ÇELİKKAYA

(YOZGAT)- Yozgat Bozok Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güngör Yılmaz, kış aylarının sert geçmemesi, yağışın az olmasına bağlı yaşanılan kuraklığın sadece bitkilerin gelişmesini engellemediğini, tarla faresi popülasyonunu da artırdığını söyledi. Yılmaz, kedilerin artık evde hazır mamalarla, yemlerle beslendiğine de dikkat çekerek, “Biz kedileri keklerle, özel besinlerle, mamalarla beslersek farenin peşinde koşmaz” dedi.

Türkiye’nin önemli tarım bölgelerinden Yozgat’ta bu yıl kış aylarında hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, kar yağışının beklenen düzeyde olmaması tarım alanlarında fare popülasyonunun artmasına neden oldu.

“SICAKLIĞIN ARTMASIYLA FAREDE DE ÜREME HIZI ARTIYOR”  

“Tarla fareleri konusu da kuraklıkla ilişkili, sadece kuraklık bitki gelişimini olumsuz etkilemiyor, bitkilerde zarar yapan, çeşitli zararlıların da artışına sebebiyet verebiliyor” diyen Yozgat Bozok Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güngör Yılmaz, şöyle konuştu:

“Bunlardan bir tanesi de fareler. Fareler toprak altında büyük ölçüde kışı geçirirler. Sıcaklığın derecesine göre, yani düşük sıcaklığın derecesine göre dış ortamda çok sert soğuklar olursa, kar olursa fareler daha derinde yuvalar yaparlar. Daha derinde üreme yaparlar, çoğalma yaparlar. Sıcaklık kışın çok sert olmazsa bu defa da daha ılıman bir kış, daha az bir kar fareler yukarıya doğru toprak düzeyine doğru yaklaşır. Dolayısıyla dış ortama çıkıp orada yemini aramaya devam eder. Bu yıl popülasyon fazla. Kışın çok sert geçmemesi burada bir faktör oldu ama daha başka faktörler de var. Özellikle kullanılan bazı tarım ilaçları, fareleri avlayan, onlarla beslenen diğer canlıları yok etmiş, popülasyonda fare dinamiğini artırmış. Onlar da dış ortamda yeşil buldukları bitki köklerini, bitki yapraklarını, bitki kabuklarını dış ortamda neyi bulurlarsa onları yiyip beslenebiliyor. Bir de sıcaklığın erken olmasıyla beraber farede de üreme hızı artıyor. Fare bir yıl içerisinde dört beş kez doğum yapar ve her defasında dört beş tane yavru dünyaya getirebilir. Dış ortamın sıcaklığın elverişliliğiyle artıyor, bir iki yavru doğuracağı yerde dört beş doğurabiliyor. Dolayısıyla popülasyon daha hızlı artıyor. Daha sık doğum yapıyor, daha hızlı çoğalıyor. Dış ortamda elverişli olunca yemini beslenmesi, besin kaynağını dışarıda aramaya başlıyor. Nihayetinde bu yıl öyle bir yıl yaşadık. Buna karşı çeşitli tedbirler alındı. Özellikle tarım teşkilatı, tarım il müdürlükleri, valiliklerin de koordinasyonuyla bizim ilimizde de Yozgat'ta da bu iş gayet güzel koordine edildi. Sağ olsun Valimiz bu konuda duyarlı, vatandaşın zarar görmemesi için elinden geldiği kadar ilaç temin etmeyi ve bu ilacın da doğru kullanılmasında eğitim noktasında epeyce bir emek verildi.”

“KEDİLERİ ARTIK HAZIR MAMALARLA, YEMLERLE BESLİYORUZ”

Doğal ortamda fare avlayarak beslenen kedilerin evcilleştirilip, özel mamalarla beslenilmesinin yanlış olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz, şunları söyledi:

“Bunun bir başka boyutu daha var, onu da ifade etmek isterim. Farelerin çoğalmasında biraz da bizim, yani insanoğlunun şöyle dolaylı bir katkısı var. İklim kısıtı, ekoloji bir faktör ama ya biz ne yapıyoruz? Kedileri artık evde besliyoruz. Kedileri artık hazır mamalarla, yemlerle besliyoruz. Halbuki bu kedi dış ortamda kendi avını, kendi besinini, kendi karnını doyuracak ekmeğini, yemeğini arayıp bulabilecek niteliklere haiz olan, yabani özellikleri olan bir hayvan. Biz kedileri keklerle, özel besinlerle, mamalarla beslersek farenin peşinde koşmaz. Böyle olunca da ne oluyor? İşte fare popülasyonu bir taraftan artıyor. Biz biraz da kendimiz doğal ortamı, doğadaki dengeyi bu şekilde de yok etmiş veya dengeyi, dinamiği, popülasyonu fare lehine artırmış oluyoruz. Halbuki bu noktada kediler dış ortamda doğal olarak kendi besinini bulacak şekilde mücadeleye bırakılsa, hatta evin içinde öyle sıcak yuvalarda değil de doğal ortamda olsa, doğal ortama uygun kedi sayısı artar. Dolayısıyla o da bir faktör. Bu ve benzeri yapan canlıların çoğalmasında da onlarla beslenen, onları avlayan diğer organizmaları devreden çıkardığımız için öteki çoğalabiliyor. Normal şartlarda yılanların olmadığı yerde fare çoğalıyor. Yılanlar, kuşlar, bir takım büyük kuşlar farelerle besleniyor. Ama biz ne yapıyoruz? Bu kuşların popülasyonu da azaldı. Tarım ilaçları kullanırken tohumları ilaçlı bir şekilde ektiğimizde ya da ilaç kalıntılarını topraktan, ürünlerden o canlılar aldığı zaman ne yapıyorlar? onlar da canlılığını kaybediyor ve bunlar da hayat döngüsünde ömürleri kısalıyor veya popülasyonu azalıyor. İşte birileri azalınca da diğeri çoğalıyor. Aslında tablo bundan ibaret.”