TÖP: Neredeyse her güne bir çocuk hakkı ihlali ile uyanıyoruz TÖP: Neredeyse her güne bir çocuk hakkı ihlali ile uyanıyoruz

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde konuştu.
Bakan Özhaseki, yaptığı konuşmasında rezerv alan konusunda Samandağ’a değinerek “Rezerv alanı ilan etiğimiz yerlerde resen işlem yapıp o konutları orada oturana teslim ediyoruz, başkasına vermiyoruz." dedi.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, yaptığı konuşmada "Bundan sonra Türkiye'nin hiçbir yerinde hangi belediye izin verirse versin gidip el koyarak asla ve asla fay hatları üzerinde bir yapılaşmaya izin vermeyeceğiz. Zemin sıvılaşması olan yerlerde yapılaşma yasağını sıkı bir şekilde takip edeceğiz. Dere yataklarının imara açılması söz konusu değil, bir de önem verdiğim benim mimarlık ve mühendislik hizmetlerinde, işçilikte sıfır toleransla devam edeceğiz. 'Bir kat ne olur ki, bir şey olmaz biraz daha buralara çek, bir kat daha koyalım bir şey fark etmez' sözlerin artık tarih olması lazım. Bu konuda taviz verilmemesi lazım" dedi. 
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul'da bugün Gençlik ve Spor Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe üzerinde milletvekillerinin konuşmalarının tamamlanmasının ardından Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki şunları söyledi: 
"AĞIR BİR GÖREVİMİZ VAR"
"Doğru çevreden sorumluyuz. İklim değişikliğinden sorumluyuz. Ağır bir görevimiz var. Şehircilik alanında yapmamız gereken iş var ama doğrusu ben kendimi iki tane konuda adeta görevli gibi hissediyorum. Bu görevlerimi yerine getirsem huzurla kendi köşeme çekilebilirim. Birincisi şu anda hala 1 milyon 900 binden fazla vatandaşımız evinden dışarıda yaşıyor. Ya konteynerde yaşıyor ya da kira parası veriyoruz 300 binden fazla aileye.
"ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE YASA İÇİN BURAYA YİNE GELECEĞİM"
İkincisi de eğer ülkemizi seviyorsak bu İstanbul depremi öncesinde ne gerekiyorsa yapmalıyız. Bunu bir vatan görevi olarak görüp önümüzdeki günlerde de yasa için buraya yine geleceğim nasip olursa. O dönemde de inşallah burada hep birlikte oy birliği içerisinde çıkarıp İstanbul için hazırlamış oluruz diye umuyorum. 
"FAY HATLARI ÜZERİNE YAPILAŞMAYA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Bir taraftan şehirlerin merkezini yaparken yerinde dönüşüm projesini  başlattık. Vatandaş kendi evini yapmak isterse destekliyoruz. Şu anda 250 bin civarında müracaat var. İnşaatına başladığımız betonarme evleri 1 sene içerisinde, köy evlerimizi de 6-8 ay gibi süre içerisinde teslim edeceğiz. İş yerleri içinde 800 bin lira yarısı kredi, yarısı hibe olmak üzere...
Kredi bölümünde ise 2 yıl ödeme alınmayacak. Geriye kalan 750 bin lirada 10 sene içerisinde faizsiz geliştirilecek, oturduktan sonra. Burada taviz vermeyeceğimiz dört kırmızı çizgimiz var. Bundan sonra Türkiye'nin hiçbir yerinde hangi belediye izin verirse versin gidip el koyarak asla ve asla fay hatları üzerinde bir yapılaşmaya izin vermeyeceğiz. Zemin sıvılaşması olan yerlerde yapılaşma yasağını sıkı bir şekilde takip edeceğiz. Dere yataklarının imara açılması söz konusu değil, bir de önem verdiğim benim mimarlık ve mühendislik hizmetlerinde, işçilikte sıfır toleransla devam edeceğiz. 'Bir kat ne olur ki, bir şey olmaz biraz daha buralara çek, bir kat daha koyalım bir şey fark etmez' sözlerin artık tarih olması lazım. Bu konuda taviz verilmemesi lazım.
Kentsel Dönüşüm Başkanlığımızla ilgili olumsuz şeyler söylendi ama, öyle tahmin ediyorum ki bu olumsuz şeyleri söyleyen arkadaşlar yasayı hiç okumadılar. Kentsel dönüşüm bizde bir genel müdürlüktü, şu anda başkanlık oldu. Birisi sadece Marmara Bölgesi ile ilgilenecek. İkincisi, Anadolu ile ilgilenecek. Üçüncüsü de kaynak üretecek. Elimizde bulunan hazine arazilerini tarayacak, bir kaynak oluşturacak ve buradan gelen kaynak kentsel dönüşüme harcanacak. 
"SAMANDAĞ'DA VATANDAŞIN TAPUSUNU ELİNDEN ALIP DA NE YAPACAĞIZ ARKADAŞLAR"
2012 yılında çıkan rezerv alan ve riskli alan gibi iki tane tabir hiç değişmedi. Sadece son yasada yeni yerleşim alanı vardı. Yeni yerleşim alanı çıktı. Mahkemeler yeni yerleşim alanı denince, şehirlerin uzağında boş bir alan olarak anladıkların için yürütmeyi durdurma oradaki işi tıkama yoluna gidiyorlardı. Bunu polemik olsun diye söylemiyorum İstanbul Büyükşehir Belediyemiz. Bizden rezerv alan diyor ilan ediyor. Biz de haklısın dedik verdik. Kötü bir şey değil ki vatandaşın evini yıkmak için istemiyor ki toprağını alıp üstünü gasp etmek için istemiyor ki. Burayı dönüştürmek için istiyor. Bu tabiri koyduğumuzda her türlü yardımı alabilecek. Kira yardımı da alabilecek, rezerv alanlarından istifade edecek ve orada işleme başlayabilecek. Yasada değişen hiçbir şey yok. Sadece ve sadece yeni yerleşim alanı gibi bir tabirin oradan çıkarılmış olması oldu. 11 sene içerisinde tapusu elinden alınıp sokağa atılan bir adam gördünüz mü? Kadıköy'den alınıp da Sultanbeyli'den verilen gördünüz mü? Samandağ'da vatandaşın tapusunu alıp da biz ne yapacağız arkadaşlar? Ne lazım ya bize tapusu. Ama orada rezerv ilan etmezsek işleme başlayamıyoruz. Rezerv alanı ilan etiğimiz yerlerde resen işlem yapıp o konutları orada oturana teslim ediyoruz, başkasına vermiyoruz. Vedat Bey 2 gün önce Samandağ ve Defne’ye gitti. Orada STK’ları topladı tek tek anlattı.  Ve dedi ki arkadaşlar derseniz ki “evet, iyi bir şeymiş. Hadi gelin bizim evlerimizi yapın.” Yerinde yapıp kendilerine teslim edeceğiz. Şeref sözü, daha ne diyelim. Yoksa gidiyoruz Allaha ısmarladık. Zorla insanın evi alınır mı? Böyle bir şey olabilir mi?”
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı
 

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları