ŞANLIURFA BAROSU EMEK KOMİSYONU ÜYESİ AVUKATLAR, MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİNİN SORUNLARINA İLİŞKİN RAPOR HAZIRLADI

Şanlıurfa Barosu Emek Komisyonu, yaz mevsiminde kayısı, fındık, soğan, patates, narenciye ve pamuk toplamak için başka illere göç etmek zorunda kalan tarım işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını kapsayan bir rapor hazırladı. Yaklaşık 100 hane ile yüz yüze yapılan görüşmeler hakkında bilgi veren avukat Veziha Çelik, "100 hane ile görüştük. O insanların yaşam koşulları zaten çok kötü. Elektrik yok, su yok, yaşam koşulları çok kötü bir durumda, özellikle kadınlar orada o suyla yıkandığı için kadınsal hastalık problemi ortaya çıkıyor. Çocuklar aynı şekilde sürekli hastalık geçiriyor. Elektrik yok, tuvalet yok, banyo yok bunların düzeltilmesi gerekiyor" dedi.

Şanlıurfa Barosu Emek Komisyonu, yaz mevsiminde kayısı, fındık, soğan, patates, narenciye ve pamuk toplamak için başka illere göç etmek zorunda kalan tarım işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını kapsayan bir rapor hazırladı. Yaklaşık 100 hane ile yüz yüze yapılan görüşmeler hakkında bilgi veren avukat Veziha Çelik, "100 hane ile görüştük. O insanların yaşam koşulları zaten çok kötü. Elektrik yok, su yok, yaşam koşulları çok kötü bir durumda, özellikle kadınlar orada o suyla yıkandığı için kadınsal hastalık problemi ortaya çıkıyor. Çocuklar aynı şekilde sürekli hastalık geçiriyor. Elektrik yok, tuvalet yok, banyo yok bunların düzeltilmesi gerekiyor" dedi.

Şanlıurfa Barosu farklı bölgelerden 100 tarım işçisiyle yüz yüze görüşerek yaşadıkları sorunları rapor haline getirdi. Malatya, Ankara ve Eskişehir bölgesinde mevsimlik tarım işçisi ile birebir görüşen baro avukatları, yaşanan sıkıntıları sıraladı. Raporun hazırlanmasında 6 avukat görev aldı. 100 hane ile yüz yüze yapılan görüşmelerde kayıt altına alınan raporlar siyasi partilere, sivil toplum kuruluşları ile oda temsilcilerine gönderilecek.

"ÇOK FAZLA EŞİTSİZLİK OLDUĞUNU GÖRDÜK"

Emek Komisyonu üyesi avukat Veziha Çelik şunları söyledi:

"Trafik kazaları ile gündeme gelen mevsimlik tarım işçilerinin sorununu ele almaya başladık ama işin içine girdiğimizde çok farklı sorunları olduğunu, özellikle çok fazla eşitsizlik olduğunu, ücret mukabilinde çok eşitsizlik olduğunu gördük. Sadece ücret eşitsizliği değil, bir cinsiyet eşitsizliği olduğunu da gördük. Kadınların hem tarlada çalışıp hem tüm işleri yürütmesi, orada yaşanan ırkçı söylemler, ırkçı saldırılar,  temelinde yaşanan insanların parasız zorla çalıştırılması durumunu göz önünde bulundurmak zorunda kaldık çünkü bunlar daha çok gündem oluşturmaya başladı. Yani trafik kazaları ile başladığımız olayın daha vahim bir noktada olduğunu gördük. Sahaya gittiğimizde şunları da fark ettik; çocukların, bizim çocuk işçi çalışma yasağımız varken bile, çocukların okulun son 2 ayında başlayarak okulun açılmasına yakın ilk 2 ayında yani toplam 5-6 ay boyunda tarlada sürekli çalışıyorlar. Hem eğitim aksıyor hem sürekli devamlılık olmasına rağmen buradan kaydı alınıyor oraya kaydı veriliyor gibi bakılıyor ama çocuklar zaten oraya işçi olarak götürülüyor. İşçi olarak oraya götürülen çocukların okula devam etme durumu söz konusu olduğunu düşünmüyoruz çünkü hem uyum sorunu var hem çocuklara işçi güzüyle bakılan eğitimsiz bir toplumdan oraya gidiyorlar. Urfa Barosu olarak en büyük problemlerimizden biri çocuk işçilerdi. Bunun tüm kurum kuruluşların sorunu olması için bir çalıştay düzenledik. O çalıştaya da tüm partileri ve STK’ları davet ettik, sorunların çözümü noktasında beraber çalışma durumu da söz konusu olabilir. Türkiye Barolar Birliği de bizde destek olacağını, bize katkıda bulanacağını söyledi.

"ÇOCUK İŞÇİLİĞİ KESİNLİKLE YASAKLANMALI"

Biz şunu düşünüyoruz çocuk işçiliği kesinlikle yasaklanmalı ama sözde ve konuşmada değil. Üstüne görev edinen tüm kurumların artık çocuk işçilerin çalışmasını durdurmalı. Bu kanun keskin boyutlarda konulabilir. Bu herkesin sorunu olduğu gibi hukukçularında temel sorunudur. Çocukların kesinlikle ama kesinlikle eğitime sürekli devam etmesi gerekiyor. Yani çocuk buradan gitti orada başka bir okulda çalışacak, ya da başka bir okulda devam edecek noktasında bakamayız. Bizler tüm eşitsizliklerin giderilmesi için mevsimlik tarım işçiliğinin artık bir sorun olmaması için kanuni boyuttan bakmaya başladık. Malatya ve Şereflikoçhisar’a gittik. 100 hane ile görüştük. O insanların yaşam koşulları zaten çok kötü. Elektrik yok, su yok, yaşama koşulları çok kötü bir durumda, özellikle kadınlar orada o suyla yıkandığı için kadınsal hastalık problemi ortaya çıkıyor. Çocuklar aynı şekilde sürekli hastalık geçiriyor. Elektrik yok, tuvalet yok, banyo yok bunların düzeltilmesi gerekiyor. İlk kademe olarak var olan koşulları düzeltmek, ikinci kademe olarak bu sorunları toptan ortadan kaldırmak çünkü mevsimlik tarım işçisi 3. Dünya ülkelerinin sorunu olmalı bizim değil."

"ÇALIŞMAYA BAŞLADIĞIMIZ YER İLE ÇOK FARKLI BİR NOKTAYA GELDİK"

Raporu hazırlayan Emek Komisyonu üyesi avukat Zehre Çelik ise şunları söyledi:

"Çalışmaya başladığımız yer ile geldiğimiz yer çok farklı bir noktaya geldi. Mevsim tarım işçileri iş kanunundan dışlanmış bir grup. Avrupa Sosyal Şartnamesi’nde işçilerin eşit şartlarda eşit sosyal güvence altında çalışmasına vurgu yaparken bu mevsimlik tarım işçileri için söz konusu değil. Sosyal güvenceden mahrumlar, eşit çalışma ve ücret koşullarında mahrumlar aldıkları ücrette asgari yaşam düzeyinin çok altında. Aile topyekûn çalışmaya gittiğinde çocuklarda tarlada çalışıyor. Çocukların çalışmaması gerekiyor bununla ilgili kanuni düzenlemeler olsa da denetimi yapılan düzenlemeler değil. Daha sıkı, daha tedbirli düzenlemeler yapılarak bunun denetimi sağlanmalı. Ayrıca mevsimlik tarım işçileri için bir mevzuat çalışması yapılması gerektiği kanısındayız. Türkiye Barolar Birliği ile görüştük, tüm siyasi partiler, Ticaret ve Sanayi Odaları, Tabipleri Birliği olsun herkes çok farklı çözüm önerileri ile çalıştayımıza katıldı. Şanlıurfa Barosu olarak bu mevzuat çalışması ile beraber bu toplumsal sorunu toplumun her kesiminin çözeceğine inanarak topyekün bir çalışma başlattık. Çalışmamızın devamı gelecek. Sivil toplum kuruluşlarından destek alarak sağlık boyutu olsun, istihdam boyutu olsun ve eşit ücret boyutu olsun konularda çözüm üreteceğiz. Tuvalet, banyo ve temiz su bunlar gerçekten bunlar çözüm bekleyen en acil sorunlar çünkü günümüzde salgın hastalıkların gündemde olduğu bir dönemde o insanların tuvalet ve banyo gibi temel insani ihtiyaçlara erişimi yok. Eşit ücret, çocuk işçiliğinin yasaklanması, çocukların eğitim erişimi sorunu çözülmesi gibi konuları sorunlar var."