MUSTAFA USTA
(SİNOP) - Sinop Nükleer Santral Platformu Avukatı Mehmet Horuş, "Şu anda ana ÇED davamız 29 Şubat’ta Danıştay 4’üncü dairesi tarafından karara bağlandı. Önümüzdeki birkaç gün içerisinde 300’e yakın iptal gerekçesini barındıran bilirkişi raporuyla Danıştay 4’üncü dairesi nükleer santralin geleceğine ilişkin en kritik kararı verecek. Bu kararın bizden yana olmasını düşünüyoruz" dedi.
Sinop Nükleer Santral Platformu üyeleri ve Sinoplular, Uğur Mumcu Meydanı’ndan bir araya gelerek 38 yıl önce meydana gelen Çernobil faciasını protesto etti, yapılması planlanan Sinop Nükleer Projesine de bir kez daha karşı çıktı.
"YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI VERİLMESİNİ BEKLİYORUZ"
Protesto sonrası ANKA Haber Ajansı'na açıklamalarda bulunan Sinop Nükleer Santral Platformu Avukatı Mehmet Horuş, şöyle konuştu:
"Şu anda ana ÇED davamız 29 Şubat’ta Danıştay 4’üncü dairesi tarafından karara bağlandı. Önümüzdeki birkaç gün içerisinde 300’e yakın iptal gerekçesini barındıran bilirkişi raporuyla Danıştay 4’üncü dairesi nükleer santralin geleceğine ilişkin en kritik kararı verecek. Bu kararın bizden yana olmasını, çünkü dosyada bizi destekleyen bilimsel teknik ve hukuksal veriler olduğunu düşünüyoruz, beklentimiz o yönde. Umarız, Danıştay’ın bu kararıyla nükleer macerasının, serüveninin sonuna gelindiğini ilan ederiz. Sinop’la ilgili 100 binlik ve 25 binlik çevre düzeni planı davalarında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden bilirkişilerin, bilirkişi raporu Danıştay 6’ncı dairesine geçtiğimiz hafta sunuldu. Bu bilirkişi raporunda da Sinop’un yaban hayatı koruma alanları, tabiat parkları, deniz ekosistemi ve kent dokusu itibariyle korunması gerektiğini, bırakın nükleer santrali en küçük bir enerji projesi için dahi yer seçiminin uygun olmadığını bilimsel olarak bilirkişiler ortaya koydu. Bilirkişi raporu doğrultusunda da Danıştay 6’ıncı dairesinin bir an önce yürütmeyi durdurma kararı vermesini bekliyoruz. İnsanlık için, gezegenimiz için nükleer santral çok büyük bir risk. Türkiye özelinde de daha fazla enerjiye ihtiyacımız olmadığını bütün verileriyle ortaya koyduk. Ayrıca, bu sadece bir enerji meselesi değil. Türkiye’nin Ortadoğu, Kafkaslar denklemi içerisinde bir jeostratejik bir uluslararası savaş denklemi içerisinde şekilleniyor. Biz halklar arası barışı da savunduğumuz için nükleere karşıyız."
"HER EVDE 1- 2 KANSER HASTASI HAYATINI KAYBETTİ, HALA DEVAM ETMEKTE"
Sinop Nükleer Santral Platformu Dönem Sözcüsü Murat Şahin, şunları söyledi:
"Sinop’ta tabi ki nükleer santral istemiyoruz. Dünyada bir sürü nükleer santral kazaları oldu. Bunun en büyükleri 1986 yılında Çernobil’de, daha sonraki de 2011 yılında Fukuşima’da oldu. 1986’da olan Çernobil’de ki kaza hiç kimseye duyurulmadan 3-4 ay sonra ancak hissedildi. Bu bizim ülkemizde de o dönemde Karadeniz’deki radyasyonların bulaşmış oldukları fındık ve çayları insanlara yedirip, içirdiler. O zamanları bu çayda radyasyon yok deyip çay içen o zamanın enerji bakanı da kanserden öldü. Biz bunun için özellikle Karadeniz’in sahilinde Sinop, Samsun, Hopa’ya kadar bir sürü tiroit kanseri, akciğer kanseri, prostat kanseri ve rahim kanseri gibi bir sürü kanser hastalıklarda, Sinop’ta aşağı yukarı her evde 1, 2 kanser hastası bu şekilde hayatını kaybetti ve hala da devam etmekte."
"BİZİM TÜKETTİĞİMİZ ENERJİ FİYATININ 2 BUÇUK KATI PAHALI"
Protesto sırasında konuşan Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz ise şunları kaydetti:
"38 sene önce gözümüzün içine baka baka, bizim sağlığımız oynayarak çay içtiler. Radyasyonlu çayları daha önceki harmanlanmış çaylarla karıştırarak kamuoyuna ve satışa sundular. Yine Avrupa’ya ihracat edilip geri dönen fındıkları okullarda, askeri birliklerde askerlerimize ve öğrencilerimize yedirdiler. Bundan daha büyük ihanet var mı? Tabi ki yok. Hepinizin malumu nükleer santralin bugün ürettiği enerji kilowatt saat başına bizim tükettiğimiz enerji fiyatının 2 buçuk katı pahalı. Ayrıca teknolojisi bize ait değil. Teknolojisi bize de ait olsa karşı çıkacağız ama Ruslar gelecekler bizim İnceburun yarım adasında kendi anayasalarında bir toprak edinecekler ve bu topraklara 4 tane atom santrali koyacaklar. Nükleer güç santrali falan kulağa hoş geliyor ama bunlar 4 tane atom bombası. Her an patlamaya hazır. Yarın, bir gün Rusya ile çıkarlarımız çatıştığında bugün Putin, yarın başka bir devlet adamı; 'Türkiye, aklını başına al. Benim Kafkasya politikama, Akdeniz politikama, Ortadoğu politikama karşı gelme. Benim oradaki teknisyenimin en ufak bir hatasıyla 4 tane atom bombasını Sinop’ta, 4 tane atom bombasını Mersin Akkuyu’da patlatırım' diyecek. Bize diz üstü çöktürecekler. Biz Sinop Uğur Mumcu Meydanı’ndan alınan siyasi kararlarla diz üstü çökmeyeceğiz."