SİNOPLU ESNAFTAN KENT MEYDANI'NDA IŞIKSIZ TABELA UYGULAMASINA TEPKİ: "BURADA IŞIKSIZ TABELA OLMAZ. YOKSA ESNAF DÜKKANLARINI YAVAŞ YAVAŞ KAPATMAK ÜZERE"

Sinoplu esnaf Sinan Ergen, Kent Meydanı Projesi kapsamında işletmelere ışıksız tabela uygulamasını eleştirdi. Meydanda yeşil alan da olmadığını belirten Ergen, “Burada ışıksız tabela olmaz. Zaten Atatürk Caddesi’nin ışıkları, sokak lambaları yanmadığı gibi görüldüğü üzere esnafın dükkanlarındaki tabelalarda ışık yok. Bu caddenin acilen ışıklandırılması ve bütün tabelaların sökülüp ışıklı bir tabela haline getirilip canlandırılması gerekiyor. Yoksa burada esnaf yavaş yavaş dükkanları kapatmak üzere” dedi.

MUSTAFA USTA

Sinoplu esnaf Sinan Ergen, Kent Meydanı Projesi kapsamında işletmelere ışıksız tabela uygulamasını eleştirdi. Meydanda yeşil alan da olmadığını belirten Ergen, “Burada ışıksız tabela olmaz. Zaten Atatürk Caddesi’nin ışıkları, sokak lambaları yanmadığı gibi görüldüğü üzere esnafın dükkanlarındaki tabelalarda ışık yok. Bu caddenin acilen ışıklandırılması ve bütün tabelaların sökülüp ışıklı bir tabela haline getirilip canlandırılması gerekiyor. Yoksa burada esnaf yavaş yavaş dükkanları kapatmak üzere” dedi.

Sinoplu esnaf Sinan Ergen, Kent Meydanı Projesi kapsamında işletmelere ışıksız tabela uygulamasına tepki gösterdi. Ergen, şunları söyledi:

"BU KONUDA BİZİM HİÇBİR FİKRİMİZ ALINMADI, BİZE BU TABELA OLAYI DAYATILDI"

"Biz burada esnaf olarak mustaribiz. Burada ışıksız tabela olmaz. Zaten Atatürk Caddesi’nin ışıkları, sokak lambaları yanmadığı gibi görüldüğü üzere esnafın dükkanlarındaki tabelalarda ışık yok. Ben olsaydım devletin kurumlara vermiş olduğu talimat neticesinde esnafın ne derdi var, tabelalar nasıl olmalı gibi sorular sorulmuş olsaydı zaten Atatürk Caddesi’nde ışıklar yanmadığı gibi tabelalarda zaten ışık hiç yok. Burası zaten atıl bir durumda. Onun için esnaf zaten burada yüzde 50 kan kaybetmiş durumda ve oksijen tüpüyle yaşıyor. Bu konuda bu caddenin acilen ışıklandırılması ve bütün tabelaların sökülüp ışıklı bir tabela haline getirilip canlandırılması gerekiyor. Yoksa burada esnaf yavaş yavaş dükkanları kapatmak üzere. Bunu da zaten zamanla göreceksiniz. İlimizin Sayın Valisi bu konuda bana söyledi, Vali Yardımcıları beni çağırdı biz konuştuk. Ben kendi tabelalarımı indirmeyeceğimi söyledim. Bu konuda bizim hiçbir fikrimiz alınmadı, bize bu tabela olayı dayatıldı. Ben kendi tabelamı kendi özel mülkümden indirmeyeceğim. Bu konuda net kararım var. Bize gerek yol tabelası, gerek üst tabela olsun görüldüğü gibi hiçbir şekilde ışık olmayan tabelaları verdiler. Biz artık bu tabelaları geçtik, Atatürk Caddesi’nin lambalarını telefonla minnetle siyasileri arayarak ışıkları yaktırıyoruz. Görüldüğü gibi burası zaten merayı geçti. Ben artık burada 65 yılık hayatımı, fotoğrafçılık mesleğimi bırakıp koyunları alıp burada koyun otlatmaya karar verdim. Ticareti bırakıyorum, artık burada koyun otlatacağım.

"DÜKKANLARIN ÖNÜNE YEŞİL ALAN DEDİLER, NE YEŞİL ALANI? REZİLLİK"

İlin valisi Meydan Projesi adı altında tabelayla uğraşmamalı. İlin valisi ve vali yardımcıları köye hizmet getirsin, yol yapsın. Örnek vererek söylüyorum; Atatürk Caddesi’nin yolunu gördünüz. Bu yol mu? Topuklu ayakkabı giyen bir kadın asla burada yürüyemez. Arabalar ön takımlarını bozuyor bu yolda. Bu konuda devletimizin kurum amirleri tabelalarla uğraşmasın. Köylere yatırım yapsın, su getirsin, yol yapsın, insana eğilsin. Müsait olmayan vatandaşlarımızın ekonomik şartlarına yardımcı olsun. Koskoca ilin amirleri kalkıp bu caddede tabelaya takılmasın. Bizim buna ihtiyacımız yok. Bunlar bizim için zaman kaybı. Buraya Meydan Projesi adı altında 250 tane ofis, 100 tane dükkanı yıktınız. Bunları yıkmanızın sebebi burada bulunan taksi durağı için miydi? Taksici kardeşlerimiz de bizim kardeşimiz, onlar da ekmek yesin ama ben şuna karşıyım. Kamuya ait 250 tane ofis, 100 tane dükkanı bu taksi durağı için mi yıktınız? Kamuya ait yerlere biz kira ödüyorduk. Bu kiralar devlet adına yok edildi. Niye yıktınız? Neden bu gecekondu gibi taksi durağını buraya koydunuz? Dükkanlarımızın yıkılmaması için bizim de mi siyasete girmemiz gerekiyor? Ben burada ekmek mücadelesi veriyorum. Ben burada oksijenle yaşıyorum. Devlet artık bizi duysun. Bu şekilde atıl durumda bizi bırakmasın. Dükkanların önüne yeşil alan dediler, ne yeşil alanı? Rezillik. Ben kendi imkanlarımla, kendi paramla gidip satın alıp kendi ürünümü kendim dikiyorum. Böyle bir şey olmaz."