TACETTİN DURMUŞ
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kars’ta; "Cumhurbaşkanı Erdoğan çok önemli bir şey söyledi. Diyor ki; ‘mümin yoklukta sabredendir.’ Hepimiz müminsek, hepimiz bu yoklukta sabredeceksek bir gün de saray yoklukla sabretsin, ışıklarını açmasın, kaloriferlerini yakmasın. Bir gün de çorba ile idare etsin. Bir gün faiz lobileri sabretsin. Bir gün faiz almasınlar. Maalesef Türkiye ekonomisi hiçbir dönem olmadığı kadar çarçur ediliyor" dedi.
Halkaların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan memleketi Kars'a geldi. HEDEP Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in de eşlik ettiği Bakırhan partililerle bir araya gelerek halk buluşması düzenledi. Burada konuşan Bakırhan, "Açız diyoruz onlar vatan diyor. Yani Türkiye'nin içerisinde bulunduğu krizi vatan ve bayrakla örtmeye çalışıyorlar. Yoksulluğumuza karşı vatan diyenler kendi yolsuzluklarını vatan ve bayrak ile örtmeye çalışıyorlar. Bu, vatan ve bayrak sevdalısı oldukları için değil, onunla iyi perdeledikleri için bu kavramları kullanıyorlar" diye konuştu.
"TÜRKİYE KRİZLERLE BİR ÇÖKÜŞÜ YAŞIYOR"
"Kapitalizm büyük bir kriz yaşıyor ve sürekli çabalıyor, kendisini ayakta tutmaya çalışır. Son dönemde de vekalet savaşlarıyla aslında biraz kendisinin siyasetini ayakta tutmaya çalışıyor. İsrail ile Filistin arasındaki savaş da bunun bir parçasıdır, Ukrayna’nın Rusya tarafından işgali de bunun bir parçasıdır, Karabağ’daki çatışmalar da vekalet savaşlarının bir parçasıdır. Tabii kapitalizm krizlerle boğuşurken Türkiye de bundan azade değil. Türkiye krizlerle değil Türkiye bir çöküşü yaşıyor. Türkiye hem ekonomide hem demokraside hem insan haklarında, hem demokratik değerlerde hiçbir dönem olmadığı kadar ciddi bir çöküşü, ciddi bir çürümeyi, ciddi bir krizi yaşıyor. Türkiye’nin dört bir yanından açlık ve sefalet çığlıkları geliyor. Türkiye’de öğrenciler barınamıyor, Türkiye’de emekliler geçinemiyor, Türkiye’de 30 milyonu aşkın insan açlık sınırının altında yaşıyor. Belki Karslı hemşehrilerimiz de bu sorunu yaşıyor. Sobasını yakamıyor, kombisini açamıyor, çocuğunu okula gönderemiyor. Bu sadece Kars’a has bir şey değil, Türkiye’nin tamamı aynı sefaleti yaşıyor. Şimdi böylesine stratejik böylesine güçlü bir geçmişe bilhassa ekonomiye sahip bu ülkenin bu hale gelmesinin temel bir sebebi var. O da AKP iktidarıdır, AKP- MHP ortaklığıdır.
"BİR GÜN DE SARAY ÇORBA İLE İDARE ETSİN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan çok önemli bir şey söyledi. Diyor ki; ‘mümin yoklukta sabredendir’. Evet maalesef bizler müminsek, hepimiz bu yoklukta sabredeceksek bir gün de saray yoklukla sabretsin, ışıklarını açmasın, kaloriferlerini yakmasın. Bir gün de çorba ile idare etsin. Bir gün de faiz lobileri sabretsin. Bir gün faiz almasınlar. Maalesef Türkiye ekonomisi hiçbir dönem olmadığı kadar çarçur ediliyor. Bu Karslı hemşehrilerimiz de buna şahittir. İrademizi gasp eden kayyum uygulamaları da bunun bir göstergesidir. Kars’taki kayyum uygulamaları ne ise AKP uygulamaları neyse Türkiye’nin dört bir yanında aynı uygulamalar devam ediyor. Şimdi halk kendisini savunamıyor, kombisini açamıyor ama ‘sabredin’ diyorlar. Değerli arkadaşları sabretmemeliyiz. Bu yanlışlara bu yalanlara, bu talanlara, bu soygun düzenine itiraz etmeliyiz. İtiraz etmediğimiz müddetçe çocuklarımızı okula gönderemeyecek duruma geleceğiz. Eksi 35 derece soğukların olduğu Kars'ta kombimizi açamayacak duruma geleceğiz. Dolayısıyla sabretmeyeceğiz, itiraz edeceğiz, isyan edeceğiz. Bu yolsuzluk, zulüm düzenine ‘hayır’ demek durumundayız.
"ERMENİSTAN İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ DOĞU KAPI AÇILSIN"
Kars güzide bir şehir. Etrafında 3 -5 tane ülke bulunuyor. Kars bu ülkelerin önemli bir kavşağında bulunuyor. Kars’ı bir ticaret merkezi yapacak olan Ermenistan ile Türkiye arasında bulunan Doğu kapısı kapalı. Bu kapı Ermeni halkıyla yaşanan sorunla ilgili olarak yıllardır kapalıdır. Biz bir an önce bu kapının açılmasını istiyoruz, eğer Kars’ın kalkınmasını istiyorlarsa, Kars’ı sefalete ve zulme terk edenler ‘Kars bizimdir’ diyorlarsa buyursunlar kapıyı açsınlar. Bu göç yollarını da kapatsınlar. Ben de siz de çok iyi biliyorsunuz ki Kars halkının kat be katı bugün metropollerde yaşıyor. İstanbul’dadır, Ankara’dadır, İzmir’dedir. Her biri hizmet işlerinde çalışıyorlar. Zor şartlarda yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Önce bu göç yolları kapatılsın. Kars’ta doğanlar Kars’ta aş bulacak, iş bulacak imkanlara sahip olsun ama bunu kime söylüyoruz.
"BİR SİSTEMDE HALK YOKSA KRİZLERLE DOLU OLUR"
Şimdi 50 + 1 tartışmaları var. Bunu icat eden AKP kurmayları bize şunu söylüyordu; 'aman ha susun. Türk tipi başkanlık sistemi geldiği zaman Kürt meselesi çözülecek, Aleviler eşit yurttaş olacak, milli gelirden aldığınız pay 20 bin dolara çıkacak, açlık olmayacak, sefalet olmayacak, var içinde yaşayacağız, yokluğu görmeyeceğiz, çocuklarımızın hepsi refah içerisinde umutla, mutlu bir şekilde yaşayacak' diyorlardı. Şimdi aradan birkaç yıl geçti. Bu Türk tipi başkanlığı icat edenler diyorlar ki; ‘biz bu sistemi, unsuru değiştirelim'. Biz de Erdoğan’a, AKP’ye diyoruz ki; mesele usulde değil, mesele sizin zihniyetinizdedir. Bir sistemde adalet, hak, demokrasi yoksa halka emekçiye sistematik değilse böyle krizlerle dolu olur, 5 yıl kendini idame ettirir 5 yıl sonra başka bir usul aramak zorunda kalırsınız. Mesele Başkanlık Sisteminin kendisidir, onun içeriğidir. Yeri gelecek sistem neyse yine halktan uzak alacaksa duyacaksın 5 yıl sonra tekrar AKP hükümeti onu değiştirmek zorunda kalacak. Niye bu sistemi değiştiriyor, bunu çok iyi biliyoruz ki Türkiye toplumu olduğuna inanamıyoruz. Türkiye toplumu artık bunların yalanların yalanlarına, bunların çizmiş olduğu pembe tablolara inanmıyor. Biz de diyoruz ki evet inanmamaya devam edeceğiz.
"BELEDİYELERİ DEMOKRATİK YEREL YÖNETİMLERLE BULUŞTURACAĞIZ"
Evet önümüzde seçimler var. İradesi gasp edilen Kars halkı da çok iyi biliyor. Biz seçimlerde en başta kayyum atanan belediyelerdeki kayyumları o büyük saraya göndereceğiz. AKP belediyelerinin kötü yönetimlerinden dolayı, demokrasi bilmeyen demokratik yerel yönetimleri bilmeyen belediyeleri demokratik yerel yönetimlerle buluşturacağız. Biz artık Batı’da da halkımızın yoğun olarak yaşadığı her yerde halkımızın yönetimlerde bulunmasını sağlayacak bir yöntem belirleyeceğiz. ‘Açız’ diyoruz onlar ‘vatan’ diyor. Yani Türkiye'nin içerisinde bulunduğu krizi vatan ve bayrakla örtmeye çalışıyorlar. Yoksulluğumuza karşı vatan diyenler kendi yolsuzluklarını vatan ve bayrak ile örtmeye çalışıyorlar. Bu, vatan ve bayrak sevdalısı oldukları için değil, onunla iyi perdeledikleri için bu kavramları kullanıyorlar. Biz, ‘bu vatan, demokrasi hepimizin olsun’ diyoruz. Bu bayrağın herkese karşı kapsayıcı olmasını istiyoruz. Vatanın da bayrağın da yetimin hakkından çalanların olmayacağını belirtmek istiyorum."