SEYFİ ÇELİKKAYA
Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde bir çiftçi, köyünde kurduğu değirmende aspir bitkisinden yemeklik yağ, posasından da hayvan yemi elde ediyor. Soğuk sıkım yağa olan talep her geçen gün artıyor. Sarıkaya Ziraat Odası Başkanı Şevki Güngör ise, "Bazı gıdaları ayda bir alır, yılda bir alır fakat yağ dediğimiz olay günlük almamız, en az üç defa almamız gereken bir gıda. Onun da güvenilir olması lazım. Şu anda bize göre kendi bölgemizde en güvenilir yağ budur çünkü elimizde üretiyoruz. Elimizde yapıyoruz" dedi.
Yozgat’ın Sarıkaya ilçesine bağlı Çokumeşme köyünde çiftçilik ve hayvancılık yapan 66 yaşındaki Musa Eroğlu, bir zamanlar ekilip, hasadı yapılmayıp, tarlada bırakılan aspir bitkisini işlemeye yönelik köyüne tesis kurdu. Aspir bitkisi sıkılarak yemeklik yağı elde edilirken, posası da hayvan yemi olarak kullanılıyor. Sarıkaya Ziraat Odası Başkanı Şevki Güngör, konsantre zeytinyağı aroması, konsantre ayçiçek yağı aroması ile yapılan yağlar nedeniyle doğal afetler, trafik kazaları ve terörün totalinden daha fazla insanın kanserden öldüğünü söyledi, aspir yağının sağlıklı bir gıda ürünü olduğunu kaydetti.
"ÇOK GÜZEL ASPİRİM ÇIKMIŞTI SATAMADIM, MÜŞTERİ BULAMADIM"
Yozgat Sarıkaya Çokumeşme Köyünden çiftçi Musa Eroğlu, "Ben bunu daha önceleri ektim, iki üç yıl önce bayağı bir aspirim çıktı, çok güzel aspirim çıkmıştı satamadım, müşteri bulamadım. Kayseri'de çektirdim, çok hoşuma gitti, heveslendim" dedi ve hem kendi ihtiyacını hem de komşularının ihtiyacını karşılamaya yönelik soğuk sıkım tesisini kurduğunu söyledi. Musa Eroğlu, şöyle konuştu:
"Talep bayağı oldu, konuya komşuya çekmeye başladık, akraba hısım derken etraf çoğaldı. Uzak köylerden geliyorlar, burada aspirini çekiyor. Aspirini çektikten sonra posasını bize bırakırsa para almıyoruz ama posasını götürürse elektrik parası olarak veriyor ücretini. Bir ton aspirden 60 bidon yağ çıkıyor, beş litrelik. O da bir yıllık, iki yıllık ihtiyacını gideriyor. Her çiftçinin bunu ekmesi isterim. Tarlasından biçtiği aspiri getiriyor, koyuyor. Gözü görerekten de bu taraftan da yağını çıkartıyor, alıyor gidiyor. Ürününde değerlendiriyor. Hele besicilik yapan küspesini de alıyor gidiyor. Çok memnunlar, hayvanlara yediriyorlar. Bundaki protein değeri yüzde 27 falan. Diğer besi yemlerinde hiç bu kadar protein değeri olan bir yem yok. Çok güzel yemi var, hayvanlara da sağlıklı, şifalı İnsanlara ne kadar şifalıysa doğal olarak hayvanlara da. Mesela yem alıyorlar fabrikalardan içinde ne olduğunu bilmiyor. Ama bunun içinde ne olduğunu bilerekten kendisi de yiyor, hayvanına da veriyor.
"VATANDAŞ EKİYORDU, TARLADA BİÇTİRMİYORDU"
Eskiden biz bunları ekiyorduk, elimizde kalıyordu. Vatandaş ekiyordu, tarlada biçtirmiyordu. Tarlada kalan yüzlerce dönüm aspir vardı. Şimdi biçtiriyor, getiriyor burada, gözünün önünde soğuk sıkım yapıyor. Her şeyiyle organik, buradan alıyor, gidiyor. Yağ da çok kaliteli, zeytinyağının altında ayçiçek yağının çok çok üstünde. Zeytinyağını nerede kullanabiliyorsan bu aspir yağında aynı yerde kullanabilirsin. Çok sağlıklı, çok güzel, biz yıllardan beri yiyoruz, çok beğeniyoruz. Başka yağı şimdi tadamıyoruz. Kozmetikte de kullanıyor. Mesela cilde çok faydası oluyor. Deterjan olarak da kullanabiliyorsun. Beş litresini 350 liraya veriyoruz. O da maliyet fiyatına veriyoruz ki heveslensin, baksın, görsün, beğensin diye. Ayçiçek yağını iki bardak kullanıyorsan bundan bir bardak kullanabilirsin. Bir bardak kullanıyorsan, yarım bardak kullanabilirsin. Çünkü çok katı koyu, ateşe girdiği zaman zaten sıvılaşıyor."
"ŞU ANDA ÇOK CİDDİ YAĞ TERÖRÜ YAŞANIYOR”
Sarıkaya Ziraat Odası Başkanı Şevki Güngör, aspir bitkisinden elde edilen yemeklik sıvı yağın ayçiçek yağından çok kaliteli ve sağlıklı olduğunu belirterek şöyle dedi:
"Ülkemizde en büyük sorun gıda terörü. Her şeyden önce güvenilir gıda, insan sağlığı her şeyin önünde gelir. Ülkemizde olan doğal afetler, trafik kazaları ve terörün totalinden daha fazla insanımızın kanserden kaybediyoruz. Niçin? İşte konsantre zeytinyağı aroması, konsantre ayçiçek yağı aroması. Bunlarla yapılan ayçiçek yağları veya zeytinyağlar. Biz buna gıda terörü diyoruz. Ülkemizde şu anda çok ciddi bir gıda terörü yaşanıyor. Gerçekten güvenilir gıdaya ulaşmak çok önemli. Aynı zamanda bu çiftçimize, vatandaşımıza bir de ekonomik destek katkı sağlamakta. Şu anda beş kiloluk bir aspir yağının maliyeti sanırım 350 lira civarında. Vatandaş der ki; işte marketlerde işte beş kiloluk yağ 140 lira, 150 lira, 160 lira derler ama biz onlara yağ demiyoruz. Ham maddesi kanserojen madde olan konsantre, yağ konsantreleriyle aromalarla yapılmış, çeşitli kimyasallarla sıvıyı genleştirilerek, büyük bir çoğunluğu palmiye yağı olan yağlar. Onların normal fiyatları normalde o fiyatlarda olmaması lazım. Bizim burada bu arkadaşımızın üretmiş olduğu yağı markete düşse gerçek organik fiyatı bin liradan aşağı olmaması lazım. Bu işletme, bu tesis sadece aspire endeksli değil. Ayçiçeği, çörekotu, ona benzer tıbbi aromatik bitkiler dediğimiz bitkilerin tamamından yağ çıkaran bir işletme.
“BUNUN YENDİĞİNİ VATANDAŞ BİLMİYORDU”
Çiftçiler ekiyorlardı, bunları kullanamıyorlardı. Şehir efsanesi anlatıyorlardı. Kimisi götürüp bir yerlerde yağ olarak çıkartıyordu. Bunun yendiğini vatandaş bilmiyordu. Bunu traktörün de yakıt olarak kullanıyordu. Vatandaş genelde devlet destekli olduğundan bunu beş yıl, sekiz yıl, üç yıl neyse bir sözleşme gereği ekmek zorundaydı. Onu değerlendiremiyordu. Hayvanlarına yediriyordu, tavuklarına yediriyordu, kümes sahiplerine veriyorlardı, büyük çiftliklere. O şekilde değerlendiriliyorlardı. İnsanlar bazı gıdaları haftada bir alır. Bazı gıdaları ayda bir alır, yılda bir alır fakat yağ dediğimiz olay günlük almamız, en az üç defa almamız gereken bir gıda. Onun da güvenilir olması lazım. Şu anda bize göre kendi bölgemizde en güvenilir yağ budur çünkü elimizde üretiyoruz. Elimizde yapıyoruz. Kendimiz tüketiyoruz. Türkiye genelinde bu daha çok yaygınlaşır. Sadece bu aspirle sınırlı kalmaz. Diğer tıbbi aromatik bitkiler, onlarla birlikte yelpazede genişler, insanların ürün çeşitliliği çoğalır. Bu sene tarım müdürlüğü ve ziraat odamızın verilerimize göre 5 yüz dönüm civarındaydı. Fakat bu işletme yoktu henüz. Fakat bu işletmeden sonra bunun üç bin, dört bin dönüm belki de hiç hayal etmeyeceğimiz gibi, belki de on bin dönem olacaktır. Onu da bilmiyorum ama artacak. Kesinlikle artacak."