HABER: FATİH ÖZKILINÇ KAMERA:KERİM UĞUR

(MANİSA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa'da Yunus Emre Belediyesi'ni ziyaretinde, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesine ilişkin, "Belediyelerimizin sorunlarından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulmasına kadar bizim üzerinde konuşmamız gereken önemli meseleler var. Cumhuriyet Halk Partisi yurt içinde ana muhalefet partisi sınırların dışına çıkınca Türkiye'nin partisi. Türkiye'nin dış politikada önemli sorunları var. Alman Başbakanı sosyal demokrat. Alman Cumhurbaşkanı sosyal demokrat kökenli. İspanya başbakanı sosyal demokrat. Sayın Erdoğan'ın dünyada temas ettiği pek çok lider sosyal demokrat, sosyalist. Bu konuda ben kiminin yardımcısıyım, kiminle aynı masadayım. O yüzden Türkiye'nin meselelerinin çözülmesinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin önemli katkıları oluyor, olabilir. Bu konuları görüşeceğiz. Çok uzun yıllardır terk edilmiş birtakım devlet geleneklerinin tekrar Türkiye'ye kazandırmak için son seçimin birinci partisi olarak üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getireceğiz. Hepsini Sayın Erdoğan'la görüşeceğiz. Önceliklendirerek oturacağız, görüşeceğiz. Sonuç alırsak bu diyalog kanalını açık tutacağız" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa'da Yunus Emre Belediyesi'ni ziyaret etti. Özel burada yaptığı konuşmada şunları söyledi. 

"Gerçekten çok uzun yıllardır beklediğimiz bir ziyaret. Yunus Emre benim, belediye başkanımızın ve pek çoğumuzun ikamet ettiği bir ilçe. Bizler her ikimizde Şehzadeler’de doğmuş, okumuş, büyümüş ve daha sonra da daha sonrada büyüyen Manisa'nın Yunus Emre ilçesine taşınmış insanlarız. Parti üyeliğimizin kaydı Yunus Emre'ye aittir. Burada genç ilçe başkanımız var. Biz onun ilçesinin üyeleriyiz. Dolayısıyla geçen seçim çok büyük bir güçlükle Manisa'da ittifak gereği İYİ Parti'deydi hem ilçemiz hem de büyükşehir. Partimizin logosunun olmadığı bir seçimi yaşamıştık. Her ikimizde elimizden geleni yapmıştık. Ama maalesef Manisa kazanılamamıştı. Bu sefer Cumhuriyet Halk Partisi Manisa'daki 17 ilçeden liste veremediği bir ilçeyi de saymazsak yarışa girdiği sadece 2 ilçeyi kaybetti. Milliyetçi Hareket Partisi, iktidarda olduğu büyükşehir ve 5 ilçeyi kaybetti. Manisa'da şu anda partimize ait belediye başkanları dışında Yeniden Refah'ın 1, AK Parti'nin 2 belediyesi var. Geriye kalan toplam 15 belediyede Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları bu kamu görevini yapacaklar. O açıdan kendi şehrimizde, kendi ilçemizde, bugün sabahleyin uyandığımda, uyandığım ilçenin belediye başkanı Cumhuriyet Halk Partili Semih Balaban, Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek tabii bu büyük bir keyif. Ama buradan özellikle ifade etmek istediğim husus; Manisa'da yıllardır biz seçim kaybettik. Yıllar oldu bayramlaşmaya Cahit Kaplan'la ikimiz gitmiştik sadece. Hep yalnızdık. Hep zorluklar çektik. Bizi arayıp da partili milletvekili olarak, partinin grup başkan vekili olarak, ülkenin ana muhalefet partisi olarak ‘bir isteğiniz, yapabileceğimiz bir şey var mı’ diye soran olmadı. İl başkanıma talimatım o yönde oldu. Bundan sonraki her resmi günde, her resmi bayramda birinci partinin ve Manisa'daki iktidarın sahibi olarak bütün partileri arayıp onları da buraları dahil etmek olacak."

"SEÇİMİ SANDIKTA BIRAKTIK"

“Burada bize oy veren, vermeyen herkese sesleniyoruz. Seçimi sandıkta bıraktık. Bizim Manisa'daki yüzde 60'lık başarımızın sebebi geçmişte olan her şeyi bir yana bırakıp Manisa'da parti içinde büyük bir birlikteliği, büyük bir barışı sağlamış olmamızdır” diyen Özel, şimdi Manisa'yı ayağa kaldırmanın yolunun geçmişte olan biten her şeyi geride bırakmak olduğunu söyledi. Özel, “ AK Parti'ye oy atan, MHP'ye oy atan kimse kendini dışarıda hissetmesin. Bu belediyeler onlara da hizmet etmek için var. 'Bundan sonra CHP var, bize yaşam şansı tanımazlar' diye bir şey yok. Ne esnafı, ne müteahhidi ne bir başkası kurallar neyse herkese eşit uygulanacak. Bunu herkes böyle bilsin" dedi.

"KİRLİLİĞİN PARÇASI OLAN KİMSEYLE YOL YÜRÜMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"

Özel sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabii ki geçmiş dönemlerde yapılan bir takım hatalar, bir takım eksiklikler, birtakım kasıtlar, birtakım kusurlar var. Küçük hataları kusurları görmeyiz. Ama kasıtları ve özellikle kamu kaynaklarının bir partinin yandaşlarına peşkeş çekilmesini 150 bin liraya yapılacak işin, 350 bin liraya yapılmasını affetmeyiz. Sorumlusu kamu görevlisiyse kamu görevlisi, siyasetçiyse siyasetçi verecek. Ama onu asla ve asla ve bir hesaplaşma, hesap görme şeklinde değil, kanun neyi gerektiriyorsa bilgileri, belgeleri, savcılara teslim etme şeklinde objektif bir şekilde yapacağız. Onun dışında suçu olmayan, ufak tefek hataları olanları da affederiz ama bilerek kasten suç işlemeyen kimseye bir şey yapmayız. Fark etmeden kendisine suç işletilenlerin durumunu hep birlikte değerlendireceğiz. Ama suçun, rüşvetin, kirliliğin parçası olan kimseyle yol yürümemiz mümkün değildir. Onların hesabını verecekler."

"TÜRKİYE'NİN EN ÇOK KONUŞULAN MAKAM ODALARINDAN BİR TANESİ"

"İçinde bulunduğumuz oda Türkiye'nin en çok konuşulan makam odalarından bir tanesi. Elbette zevkler, renkler tartışılmaz. Ama müsriflik, israf varsa biz ondan uzak dururuz. O noktada da devri sabık yaratma niyetinde değiliz. Ama yetimin hakkını yemiş olan varsa, Manisa'nın hakkını başkalarına peşkeş çekmiş olan varsa o dönemler bitti. Şimdi onların hesabını verme dönemi başladı. Manisa'da esnaf yokmuş gibi Türkiye'nin öbür ucundaki esnaflara, şirketlere ihaleler verenler veya Manisa'nın varlıklarını birilerine peşkeş çekip oradan bir partiyi finanse edenler, oralardan bazı kirli işleri siyasetin finansmanında kullanaların döneminin sona ermiş olmasını büyük memnuniyetle görüyoruz. Bundan sonra kimseyi üzmeden, rencide etmeden, ailelerle uğraşmadan ama gerçek sorumlular, savcılık önünde geriye dönük olarak hesaplarını verecekler. O konuyu yapmazsak zaten kendimizi inkar etmiş oluruz. Ama parti anlamında, partili anlamında, oy veren anlamında öyle kimsenin ekmeğiyle oynama, kimseyi işinden etme gibi işler olmayacak. Ama tabii yürüyen soruşturmalar var. O soruşturmalar devam edecek.

"EN İYİ CEVABI MANİSALILAR VERDİ"

Şuracıkta Manisa'nın evladı Özgür Özel, sanki kendi şehrinde şehit cenazesine gidemiyormuş diye bir algı yaratmaya çalışanlar oldu. Şehidimizi karşıladık 'gelmezseniz orada bir provokasyon var' diye uyardılar. 'Özgür Özel Manisa'da şehit cenazesine gitmedi dedirteceğime ölmeyi göze alıyorum' dedim ve o cenazeye geldim. Kendisi de hiç söylemedi. Biz de söylemedik, insanlar üzülmesin, korkmasın diye. Bana tahsis edilmiş koruma ekibinden emniyet müdürünün kolu kırıldı, omzu kırıldı, kaburgaları kırıldı. Tam iki ay boyunca görev yapamadı. Şimdi o görüntülerin içinden görüyoruz ki büyükşehir belediyesi personelleri var. Yunusemre Belediyesi'nin personelleri var. Teker teker hepsi ortaya çıkacak. Biz, 'Özgür Özel, şehit cenazesine gidemez' dedikleri yere gittik, cenazeye katıldık. Şehrimizden ayrıldık ve ilk bayramda 800 kişiyle birlikte Hatuniye Camii'nde bayramlaştık. Manisalılar evladına sahip çıkmıştır. Kumpasçıların kurdukları her türlü tuzak ve pusu boşa düşmüştür. Manisa'da Özgür Özel'in partisi yüzde 60 oy almıştır. Bugün o caminin ve aynı yerde olan bir belediyedeyiz. O kumpasın iki tarafı var, biliyoruz. Hepsinin hesabı görülecek. Hepsi yargı önünde hesap verecek. Ben Manisalılara 'Özgür Özel şehrinde şehit cenazesinde protesto edildi haberinden partimizi belli bir noktaya düşürmek isteyenlere en iyi cevabı Manisalılar verdi. Üç Manisalıdan ikisi Özgür Özel'in partisine, adaylarına oy verdiler. Biz o anlamda Manisalılara çok teşekkür ediyoruz. O rezil kumpasın bütün bileşenleri önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak. Çıktı biliyoruz. Kanun önünde hesap verecekler. Siyasi sorumlularıyla da biz siyasi arenadaki mücadeleyi veririz.

"ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA BÜTÜN CUMHURİYET HALK PARTİLİ BELEDİYELERE İSRAF VE TASARRUF GENELGESİ YOLLAYACAĞIZ"

Buradan kendi oturduğum ilçeden ve kendi şehrimden şunun müjdesini vermek isterim. Önümüzdeki hafta bütün Cumhuriyet Halk Partili belediyelere israf ve tasarruf genelgesi yollayacağız. Geçmişin şatafatından arınacağız. Dün Denizli'deydik. 45 tane makam arabası iade edildi. Daire başkanlarını bırakın. Daire başkanlarının özel kalemlerine kadar makam arabalarının tahsis edildiği bir süreç var. Herkes belediyeye, kendi arabasıyla gelecek. Havuzdaki arabadan kamu görevi çerçevesinde ihtiyacını karşılayacak. Ondan sonra kendi arabasıyla evine dönecek. Tabii ki belediye başkanının makam arabası temsilin gereği olur. Makamın gereği yapılacak işler olur. Ama belediyede eşine, dosta, arkadaşa önüne gelene makam arabası tahsis eden, herkese bir makam arabası veren bir zihniyet. Ne zaman bu ülkede açlık, yoksulluk ortadan kalkar o zaman bu makam arabası meselesinde belki bir tık daha müsamahakar olabiliriz. Önümüzdeki hafta yayınlayacağımız tasarruf genelgesiyle Türkiye'de yeni bir çağ, yeni bir çığır açacağız. Sonra da herkesten bu tasarrufa ve bu israfı sonlandırmaya katkı sağlamasını isteyeceğiz. Diğer partilere de örnek olmasını isteyeceğiz.”

"KİMSE İSRAF VE ŞATAFATIN LÜKSÜN YAŞANDIĞI BİR BELEDİYEDE BULUNMAYACAK"

"Türkiye'nin çok borçlu en büyük ilçe belediyelerinden birisi devralınmış durumda. Bu borçların kapatılması bir şekilde döndürülmesi ve belediyenin hizmet etmesi gereken yerlere hizmet etmesi gerekiyor. Standart belediyecilik hizmetlerinde bir aksama olmayacak. Ondan sonra her kuruş sosyal belediyecilik için, yoksullar için, dezavantajlı gruplar için harcanacak. Bu kentte birileri açlık çekerken, birileri sefa sürmeyecek. Birileri yoksulluk çekerken birileri dağda belediyenin yaptırmış olduğu köşklerde israf masalarında homini gırtlak yemeyecek. Yoksulluk varsa yoksulluk ortadan kalkana kadar kimse israf ve şatafatın lüksün yaşandığı bir belediyede bulunmayacak. Başkanımız da, diğer başkanlarımız da, büyükşehir başkanımız da mütevazi insanlar, halkçı insanlar. Onlar görevi bıraktıklarında 'bunlar geldiğinde güya kul hakkı yemeyeceğiz diye gelip de israf edenler, yandaşı zengin eden varken bunlar geldi yoksula sahip çıktı, kimsesize sahip çıktı ve geldiler bizim kursağımızdan geçecek lokmayı hesap ettiler' dedirteceğiz. Sosyal belediyeciliğin en iyi örneklerinin Yunusemre'de de Şehzadeler'de de 15 belediye ve büyükşehirde de verildiğini göreceğiz. Biz 'ben CHP'ye oy vermedim ama helal olsun geldiler, insan ayırmadılar, yoksula partizanlık yapmadan sahip çıktılar' demiyorsa hayır duasını alıyorsak biz başardık demektir.

"BİR DEVRİ BİTİRMEK YENİ BİR DEVİR AÇMAK İÇİN GELDİK"

27. UÇAN SÜPÜRGE KADIN FİLMLERİ FESTİVALİ’NİN AÇILIŞ TÖRENİ YAPILDI. ONUR ÖDÜLÜ OYUNCU HATİCE ASLAN’A VERİLDİ 27. UÇAN SÜPÜRGE KADIN FİLMLERİ FESTİVALİ’NİN AÇILIŞ TÖRENİ YAPILDI. ONUR ÖDÜLÜ OYUNCU HATİCE ASLAN’A VERİLDİ

"Bunları yapmadık. Eskiden yönetenler gibi yönettik. Partimizi zenginleştirdik. Etrafımızı zenginleştirdik. Gençlik kollarının altına araba çektik. İl başkanının arabasını belediyeden verdik. İlçe başkanlarının altına araba çektik. Vallahi bizde öyle ilçe başkanı da yok, il başkanı yok. Partinin harcaması partiden, yoksulun, harcamaları belediyeler. Biz yoksula yapılabilecek katkıyı partinin iline, ilçesine, yöneticilerine vermeye başlarsak erdemliler hareketi diye kurulup da bugün bu noktaya savrulan ve bir zamanlar 6-7 milletvekili çıkardığı ilde ittifak ortağıyla birlikte yüzde 30'u zor alanların durumuna sahip oluruz. O yüzden biz insanların bize 'şımarın, israf edin, peşkeş çekin' diye değil, 'bize sahip çıkın' diye oy verdiklerinin farkındayız. Bizim ailelerimiz, dedelerimiz, yoksulluk görmüş büyüklerimiz memuriyetten gelen, emekli maaşıyla geçinen insanlar. Buradan söylüyorum; kardeşim Barış Özel, Adalet Yürüyüşünden beri işsiz. Çalıştığı bankadan Adalet Yürüyüşü için izin istedi 60 gün izni olduğu halde izin vermediler. Kendi adalet yürüyüşünü başlattı, işi bıraktı. Onu yaptığı için Adalet Yürüyüşü'nden beri işsiz. Ama bilmez miyiz? İstanbul belediyesinde işe koyalım. Ankara belediyesinde işe koyalım. Sonra EYT çıktı, emekli oldu hala işsiz. İş bulursa kendi bulur. Ama asla ve asla abisi ana muhalefet lideri diye asla kayırılmaz. Ne Semih Balaban'ın, ne Ferdi Zeyrek'i, ne Özgür Özer'in, ne herhangi bir belediye başkanımızın buna ihtiyacı yok. Ailelerimizin buna ihtiyacı yok. Biz Türkiye'ye örnek olacağız. Bu ülkede nelerin olduğunu, nasıl yönetildiğini, nasıl yandaşların kayrıldığını hep birlikte yaşadık. Biz şimdi bizim yandaşlarımızın kayrılması için bu belediyeyi devir teslim almadık. Bir devri bitirmek yeni bir devir açmak için geldik. İktidar olduğumuzda da Avrupa Sosyal Demokratlar'ın mütevaziliğinde olacak. Bunu da şimdiden başlatacağız."

"EN ETKİN MÜCADELE YÖNTEMİ MÜZAKEREYE DAYALI MÜCADELE YÖNTEMİDİR"

AKP Milletvekili Mücahit Arınç'ın CHP yönetimindeki belediyeleri ziyaretine ilişkin soruya ise şu şekilde yanıt verdi:

"Mücahit Bey'in yaptığı ziyaretlerden haberim var. Çok memnun oldum. Doğrusu bu. Bunları yapmak lazım. Ben geçmişte bu belediyeye gelmedim ama biliyorsunuz Şehzadeler'e gitmiştim. Bu belediye başkanıyla aramızda dava vardı. Kamer Genç'in üzerine saldırmıştı. Karşılıklı davalaşmıştık. Bu belediyeye gelmemiştim. Bu belediyeye böyle geleceğimi söylemiştim. Allah nasip etti. Bu tip işlerin yapılması siyasetin normalleşmesi, vatandaşın da arzusudur. Belediyelerimiz kamu binalarıdır. Nasıl vergi dairesine her parti gelirse belediyelere gider. Buraya Hangi partiden bir milletvekili gelirse başımızın gözümüzün üstündedir. En büyük şeyler belediyelerdir. Doğrusu budur. Bunun yanında ben geçmiş dönemde grup başkan vekiliydim ve işimiz mecliste partimize kötü bir söz söylenirse cevabını vermek ve orada müzakereyi münakaşayı yönetmek. Tabii kamuoyu bir, bir buçuk dakikalık en yüksek tansiyonlu yerlerini görüyordu. Ama normal şartlarda siyaset ve münakaşayla müzakere birlikte yürür. Önemli olan nezaketi terk etmemek. Ayrıca Partilerin genel başkanlarını en doğru ilişki biçimini yönetmek gibi bir sorumlulukları var. Biz 31 Mart'a kadar ikinci partiydik. Ve o zaman birinci partiye düşen sorumlulukları yerine getirmiyorlardı. Hatta ben mecliste de dile getiriyordum. Diyordum ki Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Bey'e Şeyh Edebali'nin bıraktığı 'Ey Oğul diye başlayan iktidara mı bırakılmış muhalefete mi? Bir okuyun' diyordum. Şimdi biz birinci parti olduk. O bölümü okumak bize düşer. Bayramda telefon açmak bize düşer. İlk ziyareti yapmak bize düşer. Gerilimi düşürmek bize düşer. El uzatmak bize düşer. Müzakere etmek, mücadele etmeye mani bir iş değildir. Hatta en etkin mücadele yöntemi müzakereye dayalı mücadele yöntemidir."

"SEÇMENİN BİZE VERDİĞİ GÜCÜ MÜZAKERE MASASINDA DA KULLANMAK DURUMUNDAYIZ"

"Kurtuluş Savaşı yaşandı bitti, düşman kovuldu. Ama en önemli başarı Lozan'da sağlandı. Lozan, mağlup devletlere, dünyanın en büyük devletlerine Osmanlı'nın tapu senedi imzalattı. Burada İsmet Paşa önce canını ortaya koydu, düşmanı yurttan kovdu. Batı cephesi kumandanı olarak. Ama esas zaferi Lozan'da kazandı. Önce güçlü olacaksınız. Sonra da müzakereyle o gücünü tescil edeceksiniz. Biz seçmenin bize verdiği gücü müzakere masasında da kullanmak durumundayız. Yoksa ben kimseyle görüşmüyorum dersen seçimden seçime seçmenin verdiği oya sevinirsin ya da üzülürsün. Ama biz bu kadar çok hizmet etmemiz gereken belediye de elimizdeyken müzakereyi sürdüreceğiz ama sonuç alamadığımız yerde siyasetin diğer mücadele enstrümanlarını kullanmaktan da hiç geri kalmayacağız."

ÖZEL, ERDOĞAN'LA YAPACAĞI GÖRÜŞMENİN İÇERİĞİYLE İLGİLİ BİLGİ VERDİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yapacağı görüşmeye ilişkin ise Özel, "Belediyelerimizin sorunlarından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulmasına kadar bizim üzerinde konuşmamız gereken önemli meseleler var. Cumhuriyet Halk Partisi yurt içinde ana muhalefet partisi sınırların dışına çıkınca Türkiye'nin partisi. Türkiye'nin dış politikada önemli sorunları var. Ama Alman başbakanı sosyal demokrat. Alman Cumhurbaşkanı sosyal demokrat kökenli, Cumhurbaşkanı seçildiği için partisi üyeliği kaldırılmış durumda. Onlardaki siyasi gelenek gereği. İspanya başbakanı sosyal demokrat. Sayın Erdoğan'ın dünyada temas ettiği pek çok lider sosyal demokrat, sosyalist. Bu konuda ben kiminin yardımcısıyım, kiminle aynı masadayım. O yüzden Türkiye'nin meselelerinin çözülmesinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin önemli katkıları oluyor. Olabilir. Bu konuları görüşeceğiz. Çok uzun yıllardır terk edilmiş birtakım devlet geleneklerinin tekrar Türkiye'ye kazandırmak için son seçimin birinci partisi olarak üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getireceğiz. Hepsini sayın Erdoğan'la görüşeceğiz. Ama tabii görüşmeden önce bütün görüşme içeriğini kamuoyuyla paylaşma söz konusu değil. Önceliklendirerek görüşeceğiz. Sonuç alırsak bu diyalog kanalını açık tutacağız" ifadelerini kullandı.

"DOĞRU OLAN KİMİN Kİ? VATANDAŞ DEĞERLENDİRSİN"

Özel, CHP'nin önceki genel başkanlarıyla ilgili soruya ise "Bizim önceki genel başkanlarımızın bir konuda iki farklı görüşte oluyor olmaları partinin düşünsel zenginliğini gösterir. En doğruyu yapmamız noktasında önümüze en doğru ışığı tutar. Cumhuriyet Halk Partisi'nin özelliği bu. Şöyle düşünün; Tayyip Erdoğan böyle bir şey yapsa bir tanesi Davutoğlu, bir tanesi Abdullah Gül. İkisi ile de küs. Ben ikisini de konuşabilen, dördüyle de konuşan, hepsiyle bayramlaşan, yemek yiyen, evlerine kadar gidip çaylarını içebilen bir anlayıştayım. Recep Tayyip Erdoğan'ın yoksun olduğu istişare mekanizmaları benim önümde açık. Doğru karar verebilmek için akıl danışabilecek dört tane büyüğüm var. Maalesef sayın Cumhurbaşkanının partisindeki daha önce başbakanlık yapmış olanlarla şu anda görüşemez durumdalar. Birisi ayrıldı, başka parti kurdu. Bir tanesi bir başka partiyi destekledi. Bunu böyle değerlendirip şimdi doğru olan kimin ki? Vatandaş değerlendirsin" diye yanıt verdi.

 

 

Kaynak: anka