UĞUR İSTANBULLU
Artvin Baro Başkanı Ayla Varan, "Bilinmelidir ki savunma mesleğinin temsilcileri olarak bizler ve aslında herkes için bu mesele tarafların kimden olduğuna bakılmaksızın hukukun üstünlüğünü, hukuk devletini anayasal düzeni müdafaa meselesidir. Bugün buradan bir kez daha ilan ediyoruz; İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin yeni kararlarıyla perçinleşen ve anayasal düzene meydan okuyan bu başkaldırıya geçit vermeyeceğiz" dedi.
Artvin Demokrasi Platformu üyeleri bugün bir araya gelerek Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hakkında ikinci kez ‘hak ihlali’ kararı verdiği cezaevindeki Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tahliye edilmemesine karşı basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya Artvin Belediye Başkanı Demirhan Elçin, sendikalar, Artvin Barosu, siyasi parti temsilcileri ve Artvinliler katıldı.
"ANAYASA MAHKEME ÜYELERİ BİLE KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR"
Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Köksal Gümüş şunları söyledi:
"Yargıtay’ın Anayasa mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasıyla da iyice ayyuka çıktığını bizler görebildik, sivil halk olarak ve bu ülkenin yurttaşları olarak. Bu ülkede Anayasa Mahkemesi üyeleri kendilerini güvende hissetmiyorlarsa biz vatandaşlar ne yapacağız gibi hisse kapılmak durumunda kaldık. Demokrasinin kılıcı sürekli tepemizde duruyor ve buna sesiz kalamazdık ve bizler de Artvin demokrasi ve emek örgütleri olarak bir araya gelme ihtiyacı duyduk, sesimizi Artvin’den duyurma ihtiyacı hissettik ve bunun içinde Artvin baromuzun önderliğinde bir basın açıklaması tertipleme ihtiyacı duyduk."
"ANAYASAL DÜZENE MEYDAN OKUYAN BU BAŞKALDIRIYA GEÇİT VERMEYECEĞİZ"
Artvin Baro Başkanı Ayla Varan şunları söyledi:
"Bugün söz konusu olan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa’ya hukuka aykırı bir karar vermesi değil, Anayasa’nın yok sayılabileceğini, Anayasa’nın istendiğinde askıya alınacağını ve bu güce sahip olunduğunun gösterilmesi suretiyle anayasal düzene meydan okunmasıdır. Geldiğimiz aşama itibarıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nden talep edilebilecek bir hukuk yolu kalmamıştır. Bugün buradan diğer anayasal organlara, kurumlara ve kişilere anayasal düzene karşı açıkça suç işleyen heyet üyeleri hakkında gereğinin yapılması görevini hatırlatmak istiyoruz. Anayasal düzeni tanımayan hakim ve savcılar için disiplin ve ceza soruşturmaları derhal yürütülmelidir ayrıca Anayasa Mahkemesi kararının gereği yerine getirilmeli tıpkı Enis Berberoğlu ve diğer kararlarda olduğu gibi Hatay milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay’ın tahliyesi ve milletvekilliği görevinin gerekliliği yerine getirilmesi sağlanmalıdır. Bilinmelidir ki savunma mesleğinin temsilcileri olarak bizler ve aslında herkes için bu mesele tarafların kimden olduğuna bakılmaksızın hukukun üstünlüğünü, hukuk devletini anayasal düzeni müdafaa meselesidir. Bugün buradan bir kez daha ilan ediyoruz; İstanbul 13. Ağır ceza mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yeni kararlarıyla perçinleşen ve anayasal düzene meydan okuyan bu başkaldırıya geçit vermeyeceğiz.
"HUKUK DEVLETİ İLKESİ HEPİMİZİN GÜVENCESİDİR"
Zira bu karar kişi hak ve hürriyetlerine telafisi mümkün olmayacak zarar verdiği gibi yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı yoksa anayasanın da kanunlarında demokrasinin de bir anlam ifade etmeyeceğini bir kez daha göstermiştir. Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasıyla konu bireysel bir hak ihlali olmaktan çıkmış bütün yurttaşlarımız açısından hukuk güvenliği sorunu haline gelmiştir. Anayasa’da yer alan hukuk devleti ilkesi hepimizin güvencesidir. Geldiğimiz aşama itibarıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nden talep edilebileceği bir hukuki mesele kalmamıştır. Tekrar anayasal düzene karşı suç işleyen heyet üyeleri hakkında gereğinin yapılması görevini ilgililere Hakim ve Savcılar Kurulu’na hatırlatıyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin avukat Şerafettin Can Atalay hakkında vermiş olduğu ikinci ihlal kararına rağmen Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa Mahkemesi gereğince verilen kararın hukuki değeri olmadığı ve bu bağlamda anayasanın 153/6 maddesi kapsamında uygulanacak bir kararın var olmadığı ifadeleri ile hukuk sistemimizde yeri olmayacak bir karar vermiştir. Bugün buradan bir kez daha ilan ediyoruz İstanbul 13. Ağır ceza mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yeni kararıyla perçinlenen ve anayasal düzene meydan okuyan bu başkaldırıya geçit vermeyeceğiz.”
