Kaldıraç Hareketi, Suriye'de Arap Alevilere yönelik yapılan saldırıları, yaşanan katliamlara dikkat çeken basın açıklaması yaptı.
Bölgede halkların özgürce ve ortakça yaşayacağı günlerin ancak sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyanın kurulmasıyla mümkün olacağı vurgusuyla yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.
“Suriye'de Alevi Katliamı Var!
Katliamı Durdurmak İçin Harekete Geç, Direnişi Örgütle!
23 Ocak günü Suriye Humus'ta Fahel köyüne yönelik yapılan çete baskını sonrasında ortaya çıkan bilgilere göre Arap Alevi halkına mensup 52 kişi katledildi. HTŞ'ye bağlı çeteler öncelikle silahları toplamış, bölge halkına zarar gelmeyeceğine yönelik garantiler vermiştir. Ardından silahsızlanmış halka 100'ü aşkın sayıda sözde kimliği belli olmayan çetenin saldırması sonucu bu katliam yaşanmıştır. Ardından Meryamin'e yapılan baskında da insanlar dövülmüş, mezheplerinden kaynaklı hakaretlere uğramış ve 2 kişi öldürülmüştür. Sonrasında bölgeye gelen HTŞ'ye bağlı vali her zamanki gibi sorumluların bulunacağına yönelik garanti vermiştir. Geçtiğimiz gün, Hama'nın kuzeydoğusunda ki Al-Anz köyünde yine aynı şekilde Arap Alevi halkına mensup 5 kişi katledildi. Yaklaşık 1 hafta önce Prof. Dr. Kuseyr El-Zir ve akademisyen Dr. Raşa El-Ali ise çeteler tarafından kaçırıldı ve hala haber alınamıyor.
Suriye'ye yönelik 2011 de başlamış olan emperyalist saldırganlık 8 Aralık 2024 tarihinde sonuç vermiş ve ABD, İngiltere, İsrail, Türkiye destkeli HTŞ çeteleri tarafından Suriye ele geçirilmiş ve sömürgeleştirilmiştir. Kapitalist-emperyalizm yaşadığı ekonomik krizi çözebilmek adına bütün dünyaya savaşı dayatmaktadır. Henüz sömürge haline gelmemiş her ülke direnen her cephe mesela İran mesela Filistin, Yemen, Lübnan bugün emperyalizmin hedefindedir. Suriye'de yaşanan bu denklemin sonucudur.
Devlet ya da Saray Rejimi söz konusu haydutlardan, kafa kesen çetelerden devrimci diye söz etmekte, Emevi Camii'nde birlikte namaz kılmakta, Suriye'nin yeniden inşasında alacağı ihalelerle sömürgeden pay kapma derdindedir. Kimi kreş inşa etmek için Şam valisinden görüşme talep etmekte kimi eski IŞİD Şam Emiri, El Kaideci Nusra lideri olan Colani'nin yani şimdiki Ahmet El Şara'nın direksiyona geçtiği arabada yanına oturmakta, kucaklaşmaktadır. Deprem sürecinde enkazlara gelmeyenler, çadırları satanlar, karları azalmasın diye güvenlik önlemlerinden kısıp Bolu Kartalkaya'da onlarca insanımızın yanarak ölmesine müsaade edenler bugün HTŞ-SMO eliyle Suriye'de yaşanan katliamların da sorumlularıdır. Gerçek budur ve halkların mücadelesi; medya patronlarının karanlığı yayarak gizledikleri katliamların, tetikçi yazarların ve trollerin “Siyasal Alevilik” söylemlerinin ipliğini pazara çıkarmıştır.
Emperyalist Savaş, halkların katliamı demektir. Bu savaş açlık, yoksulluk, ölüm demektir. Dünya halkları kendilerine dayatılan bu denkleme karşı birlikte mücadele etmeli, örgütlenmelidir. Emperyalistlerin ve onların çetelerinin verdikleri sözlere değil kendi direnişine, kendi güçlerine güvenmelidir. Yanında ezilen öteki halklara güvenmelidir. Katiller sürüsünden, haydutlardan demokrasi havarileri, devrimci diye söz edenlere değil sadece kendi gücümüze güvenmeliyiz. Aksini yaptığımız her anda tarih göstermiştir ki hep katledilmiş, inkar ve imha edilmişizdir. Humus 'ta devam eden saldırılara rağmen cenazeleri almaya gelen on binlerce Arap Alevi, katliamlara karşı direnmeye devam eden Hıristiyanlar, Kürtler, Dürziler kurtuluşumuzun yolunu bizlere göstermektedir.
İnkar-imha-katliam politikalarına maruz kalan ezilen halkların sınıfsız sömürüsüz bir dünya için birlikte mücadele etmekten başka çareleri yoktur.
Anadolu halkları, Suriye'de yaşananlara karşı harekete geçmeli direnişi büyütmelidir. Anadolu'nun Suriye'nin, Ortadoğu'nun kaderi birdir. Bölge de halkların özgürce ve ortakça yaşayacağı günler ancak sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyanın kurulmasıyla mümkün olacaktır. Samandağ'da, Defne'de, Arsuz'da, İskenderun'da bütünde Antakya'da kitlesel direnişi örgütlemek zorunluluktur. Yaşanan katliamlar için “Yetkililerin” merak etmeyin ilgileniyoruz sözlerine kanmamalı, katillerle kucak kucağa olanlardan sonuç beklememeliyiz. Kaderimizi kendi ellerimize alarak sokak sokak örgütlenmeli ve direnişi büyütmeliyiz.
Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
Ortadoğu'da Çözüm: Ya Sosyalizm Ya Ölüm!”
Haber: Nezahat Fırıncıoğulları