ÖVDER’den Dünya Arapça Günü Etkinliği: Kültürümüz Kaybolmasın ÖVDER’den Dünya Arapça Günü Etkinliği: Kültürümüz Kaybolmasın

 “Samandağ Emek ve Demokrasi Platformunun, Suriye’de HTŞ’nin iktidara gelmesiyle Alevilere, Hristiyanlara, Süryanilere, Ezidilere, Kürtlere yönelik oluşan tehlikeye dikkat çekmek ve dayanışmanın sesini yükseltmek için düzenlediği "‘Katliamlara ve Savaşa Dur De’ eylemine Alevi dernekleri yöneticilerinin ve kanaat önderlerinin olduğu çok sayıda kurum temsilcisi ve halk katıldı.
Dayanışma eyleminde Dem Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat , Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan, Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Cuma Erce , Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Eşit Başkanı Huseyin Mat, Adana Alevi Platformu Dönem Sözcüsü Hüseyin İncesu, AHA-DER adına Hamit Karaoğulları ve Arap Alevi Şeyhlerinden Zülfikar Çiftçi, SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz, TÖP Hatay İl Sözcüsü Hasan Özgün birer konuşma yaptı. Samandağ Emek ve Demokrasi Güçleri adına ortak açıklamayı Mustafa Çelik okudu.
“Suriye'de yaşanan gelişmeler sonucunda 8 Aralık günü HTŞ öncülüğündeki çeteler Şam'da yönetimi ele geçirdi.  2011'de Suriye'de bu cihatçı çeteler eliyle başlatılan emperyalist saldırganlıkla; Alevilere, Hristiyanlara, Ezidilere, Kürtlere ve kendilerinden olmayan bütün ezilen halklara yönelik katliamlar ve soykırımlar gerçekleştirilmiştir. 
1990’dan itibaren ABD öncülüğünde NATO’nun ve işbirlikçi devletlerin  Afganistan, Irak ve Libya işgaliyle Büyük Ortadoğu Projesinin  adımları atılmıştır. 2011-2015 sürecinde Suriye’de  ordunun ve halkların direnişini kıramayan emperyalistler; sonrasında Filistin’e yönelik giriştikleri soykırım, Lübnan’a yönelik  işgal girişimi ile Ortadoğu’daki direniş cephesini dağıtma planını devreye sokmuştur. Bu sürecin sonunda bugün  NATO’nun, İsrail’in ve işbirlikçi devletlerin her anlamda büyütüp, desteklediği IŞİD artığı bu çeteler artık yanı başımızda, sınırın hemen ötesinde Suriye’de iktidardadır. Türkiye’deki devlet yetkililerinin söylemleri, Şam’daki HTŞ yönetimini ziyaret etmeleri ve Emevi Camiinde HTŞ lideriyle birlikte namaz kılmaları , Türkiye’nin de yaşanan sürecin ana sorumlularından biri olduğunu açıkça göstermektedir.
Bu gelişmeler sonucunda yönetimi alan çeteler Suriye'de yönetimlerini tesis etme bahanesiyle; Lazkiye, Tartus, Hama gibi şehirlerde yaşayan Arap Alevilere yönelik saldırılar ve infazlar gerçekleştirmektedir. Kendilerinden olmayan halklara yönelik  gerçekleştirilen  işkenceler, infazlar  ve  katliam tehditleri bölgemizde yaşayan halklar için büyük tedirginlik yaratmaktadır. Geçmişte yaşanılan ve neredeyse bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleştirilen IŞİD’in, El Nusra’nın ,ÖSO’nun  yaptığı katliamlar hala hafızalarımızdadır. Ayrıca Suriye’de Şam’ı ele geçirme saldırısının hemen başlangıcında ‘’ HTŞ’yi Samandağ’a da gönderin’’   diyerek sistematik şekilde Samandağ’ı hedef gösterenlerin  ve Arap Alevilere yönelik katliam çağrısı yapanların münferit olmadığının bilincindeyiz! Nitekim ülkemizde  19 Aralık – 26 Aralık  1978’de  Alevilere yönelik gerçekleştirilen Maraş katliamının yıl dönümü haftasındayız. “Kılıç artığı Ermeniler”, “Azınlık Nusayri diktası”, ‘’Hain Kürtler’’ gibi ırkçı, mezhepçi söylemler ile halkları hedef gösterenler bu katliamların sorumlularıdır. Deprem sürecinde bizleri 4 gün boyunca enkazda bırakarak ölüme terk ettiler, yetmedi asbestle zehirledirler. Molozlarını dahi yağmaladıkları memleketimizde Bugün; rezerv alanla, el koymalarla ve doğamızın talan edilmesiyle  yağma ve rant politikaları devrededir. Bu uygulanan politikalar savaş siyasetinin parçasıdır. Bunu burada  en açık haliyle teşhir ediyoruz!
 Tüm bu yaşanan gelişmeler doğrultusunda, Samandağ Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bizler, yaşanan saldırıları, katliamları durdurabilmek ve bölgemizde yaşayan halkların güvenliğinin sağlanabilmesi  adına "Katliamlara ve Savaşa Dur de, insanca yaşam için mücadeleye ! " şiarıyla bir kampanya başlattık.  Bu kampanya ile Samandağ'dan Antakya'ya, Türkiye'den bütün uluslararası kamuoyuna çağrı yapıyoruz. Kampanyaya katılarak sesimizi yükseltmek ve mücadeleyi her alanda büyütmek en acil sorumluluğumuzdur.
Geçmişten bugüne yaşanan savaşlar ve katliamlar, bizler bu sömürü  düzenini  yıkmadıkça devam edecektir. Bu yüzden halklara yönelik saldırıların artmasını ve katliamların büyümesini beklemeyelim. Tedirginlik, korku içinde beklemeyelim! Söylenmekten fazlasını yapalım. İnadına, insanca yaşayabilmek için korkumuzu, üzüntümüzü öfkemizle bileyip; mahalle mahalle, sokak sokak bu mücadeleyi büyütelim. Arap Alevilere, Hristiyanlara, Kürtlere, Ezidilere, ve ezilen bütün halklara yönelik katliam tehditlerine karşı;  Ortadoğu’da ulus ve mezhep ayrımı gözetmeyen, halkların eşit ve özgür yaşam talebini hep birlikte yükseltelim, harekete geçelim! Bu süreci durduracak tek güç halkların ortak mücadelesi olacaktır. 
Kurtuluş yok Tek Başına ya beraber ya hiçbirimiz ! 
Siyonizm ve emperyalizm Yenilecek direnen halklar kazanacak ! “
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı 

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları