(ANKARA) - Birleşmiş Milletler'in (BM) insani yardımı güçlendirmek için oluşturduğu Kurumlar Arası Daimi Komite Başkanları, silahlı çatışmaların ikinci yılına girdiği Sudan’da kıtlık ve açlığın 18 milyon kişiyi etkilediğine dikkat çekerek, taraflara “insani yardım faaliyetlerini engellememe” çağrısı yaptı. Ortak açıklamada, “Acil ve büyük bir hamle yapılmazsa, bir kabus senaryosuyla karşı karşıya kalacağız: Ülkenin büyük bir bölümünde kıtlık baş gösterecek” denildi.

BM’nin insani yardımı güçlendirmek için oluşturduğu Kurumlar Arası Daimi Komite başkanları, Sudan’da etkisini arttıran kıtlık ve yardım çabalarının engellenmesine ilişkin ortak açıklama yaptı. Açıklamada, “Sudan'da açlık tehlikesiyle karşı karşıya olan, topraklarından sürülen, bombardıman altında yaşayan ve insani yardımdan mahrum kalan milyonlarca insan için zaman daralıyor” ifadeleri yer aldı.

Sudan’da ordu ile  Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmalar, bir yıldan fazla süredir devam ediyor. Silahlı çatışmalar sonucu 10 milyondan fazla insanın yerinden edilerek ülke içinde göçe zorlandığı, 2 milyon Sudanlı’nın ise komşu ülkelere kaçtığı Sudan’da insani kriz derinleşiyor. Ülkedeki silahlı çatışmalar ikinci yılına girerken, 3,6 milyonu yetersiz beslenen çocuklar olmak üzere 18 milyon insan açlık çekiyor. BM’ye göre kıtlık Darfur, Kordofan, Cezire ve Hartum'da milyonlarca insana hızla yaklaşıyor.

“Yardım görevlileri öldürülüyor”

Komite başkanlarının açıklamasında, insani krizi önleyebilecek yardımların engellerle karşılaştığına dikkat çekilerek şöyle dendi:

“Cinsel şiddet de dâhil olmak üzere sivillere, hastanelere ve okullara yönelik korkunç saldırılar giderek artıyor. El Faşer'de 800.000'den fazla sivil, hem şehirde hem de Darfur genelinde insani açıdan yıkıcı sonuçlar doğuracak büyük çaplı bir saldırıya hazırlanıyor. Muazzam ihtiyaçlara rağmen, yardım çalışanları sistematik engellemelerle karşılaşmaya ve çatışmanın tarafları tarafından kasıtlı olarak erişimlerinin engellenmesine devam ediyor. Aralık ortasından bu yana Hartum, Darfur, Cezire ve Kordofan'ın bazı bölgelerine çatışma hatları üzerinden geçişler neredeyse tamamen kesilmiş durumda. Çad'dan Batı Sudan'a giden ana güzergâhımız olan Adre sınır kapısının Şubat ayında kapatılması, Darfur'a sınırlı yardımın girmesi anlamına geliyor. Yardım görevlileri öldürülüyor, yaralanıyor, taciz ediliyor ve insani yardım malzemeleri yağmalanıyor.”

“Eğer hızlı ve geniş çaplı yardım sağlamamız engellenirse, daha fazla insan ölecek”

Açıklamada, açlığın had safhaya ulaştığı vurgulanarak, “Derhal harekete geçilmezse, insanlar aç kalacak ve yiyecek, barınak ve korunma arayışı içinde hareket etmek zorunda kalacaktır. Açık konuşalım: Eğer hızlı ve geniş çaplı yardım sağlamamız engellenirse, daha fazla insan ölecek” denildi.

Bir kabus senaryosuyla karşılaşılabileceği belirtilen açıklamada, şu uyarılar yapıldı:

“Acil ve büyük bir hamle yapılmazsa, bir kabus senaryosuyla karşı karşıya kalacağız: Ülkenin büyük bir bölümünde kıtlık baş gösterecek. Daha fazla insan yiyecek ve güvenlik arayışıyla komşu ülkelere kaçacak. Daha fazla çocuk hastalık ve yetersiz beslenmeye yenik düşecek. Zaten çatışmanın yükünü çeken kadınlar ve kız çocukları daha da büyük acı ve tehlikelerle karşı karşıya kalacak.”

Taraflara çağrı: “İnsani yardımı engelleyen tüm eylemleri derhal durdurun”

Komite üyesi başkanların silahlı çatışma taraflarına çağrıları ise şöyle:

“Sivilleri korumak için, onlara yönelik saldırılardan kaçınmak, daha güvenli bölgelere gitmelerine izin vermek ve cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete son vermek de dahil olmak üzere acil tedbirler alın. Sivillerin insani yardım alabilmeleri için mümkün olan tüm sınır hattı ve sınır ötesi güzergâhlardan engelsiz insani erişimi kolaylaştırın. İnsani yardım faaliyetlerini reddeden, engelleyen, müdahale eden ya da siyasallaştıran tüm eylemleri derhal durdurun. İnsani yardımın ulaştırılmasıyla ilgili idari ve bürokratik prosedürleri basitleştirin ve hızlandırın. El Faşer'deki durumu yatıştırın ve ülke çapında ateşkes ilan edin. Çocuklara yönelik ağır ihlaller de dâhil olmak üzere insan hakları ihlallerini durdurun ve failleri işledikleri suçlardan dolayı sorumlu tutun.”

 

 

 

 

Kaynak: anka