GÜNDEM

DİCLE ÜNİVERSİTESİ LOJMAN YÖNETİMİ, HAYVANLARI BESLEYENLERİN TAHLİYESİNİ İSTEDİ. AVUKAT ÖZEN: "YÖNETİM, HEM HAYVANLARI HEM DE BİNA SAKİNLERİNİ YILLARDIR YAŞADIKLARI EVLERİNDEN ATMAKLA TEHDİT EDİYOR"

CEYLAN SAĞLAM

Dicle Üniversitesi kampüsünde yaşayan köpeklerin, üniversitenin lojmanında kalanlar tarafından beslendiği için tahliye edileceğine dair lojman yönetimi tarafından tutanak tutuldu. Diyarbakır Barosu Hayvan Hakları Merkezi'nden Avukat Ayten Özen, üniversite genel sekreterliğine dilekçe ile itiraz etti. Avukat Özen, "Hayvanseverler; uygun ortamda, doğal ortamda besleme hakkına sahiptir. Bu haklarını kullanma suretiyle besleme yapıyorlar. Yönetim, hukuksuz birtakım kararlarla hem hayvanları oradan atmakla tehdit ediyor hem de bina sakinlerini yıllardır yaşadıkları evlerinden atmakla tehdit ediyorlar. Hukuksuz bir karar. genel sekreterlik tarafından da bu durum kabul edilirse, bizler de yasal süreci başlatıp, takibini de yapacağız" dedi.

Dicle Üniversitesi Lojman Yönetim Kurulu Başkanlığı; lojmanda yaşayanların, üniversite ve lojman çevresinde yaşayan köpekleri beslediği takdirde lojmandan tahliye edileceğine dair tutanak tuttu.

"SAHİPSİZ KÖPEKLER LOJMAN SAKİNLERİNİ SIRIYOR"

Üniversitenin Lojman Yönetim Kurulu Başkanlığı, 12 Eylül 2023 tarihinde Dicle Üniversitesi Rektörlüğü Genel Sekreterliğine resmi bir dilekçe ile de başvurdu ve lojman sakinlerinin sahipsiz köpeklerden tarafından ısırıldığı belirtildi. Çevre illerde kuduz vakalarının artığı gerekçesinin de yer aldığı dilekçede, "Lojmanda köpek besleyenler hakkında üniversitemiz lojman yönetmeliği gerekli hükümler hakkında işlemlerin yapılması" talep edildi. Güvenlik görevlilerinin nizamiyeden içeriye köpek girişini önlemesinin istendiği dilekçenin ekinde lojmanda oturan köpeklerden şikâyet ettiği belirtilen 29 sakinin dilekçesinin bulunduğu da belirtildi.

Diyarbakır Barosu Hayvan Hakları Merkezi'nden Avukat Ayten Özen, hayvanların yaşam alanlarından uzaklaştırılması için somut delillerin olmadığını belirterek genel sekreterliğe sunulan gerekçenin ve lojman yönetiminin aldığı kararın hukuksuz olduğunu anlattı.

Özen, ANKA Haber Ajansı'na konuya ilişkin şunları söyledi:

"KORKULAR, FOBİLER ÖNE SÜRÜLEREK HAYVANLAR, BARINAKLARA HAPSEDİLMEYE ÇALIŞILIYOR"

"Dicle Üniversitesi 27 bin dönümlük alanı kapsayan bir üniversite. Tıpkı insanlar gibi hayvanlar da yıllardır orada yaşamaya çalışıyor. Birçoğu orada doğup büyümüş hayvanlar ya da şehirde, başka yerlerde şiddete uğramış, oraya sığınmış hayvanlar. Kampüsün neredeyse her alanını bir şekilde kendilerine barınabilecekleri, beslenebilecekleri bir alan bulabilmiş hayvanlar. Uzun zamandır Dicle Üniversitesi'nde türlü türlü bahanelerle, şu anda olduğu gibi çocuklar gerekçe gösterilerek, çocukların ya da yetişkinliklerin sahip oldukları korkular, fobiler öne sürülerek hayvanlar oradan sürülmeye, genel olarak da onların deyimiyle barınaklara hapsedilmeye çalışılıyor.

"BAŞVURUDA DA HAYVANLARIN TOPLATILMASI GEREKTİĞİ SÖYLENMİŞ"

Lojman Genel Kurulu'nun bir toplantısında hayvanların çocuklara saldırıda bulunduğu, kimisinin ısırıldığı, kimisinin de sağlık kuruluşlarına başvuruda bulunulduğu, hayvanların bir tehdit olduğu belirtilmiş. Bu tutanak imzalatılmış bu arada. Lojman yönetiminde veteriner hekimler de var, aralarında hukukçular var. O tutanakla Dicle Üniversitesi Rektörlüğü Genel Sekreterlik'e 12 Eylül'de başvuru yapıldı. Başvuruda da hayvanların toplatılması gerektiği söylenmiş. Gerekçeleri de şu; son zamanlarda kuduz vakaları artmış, özellikle Diyarbakır ve bölgede. Bunun yarın Diyarbakır Dicle Üniversitesi yönetiminin maddi ve manevi tazminat dönebileceği, olasılıklar üzerinden, ihtimaller üzerinden hayvanların toplatılması talep edilmiş. Somut herhangi bir belge ellerinde yok.

"HAYVANLAR KISIRLAŞTIRILDIĞI TAKDİRDE ORADA NE SALDIRGAN HAYVAN GÖREBİLİRSİNİZ NE DE KUDUZ VAKASI"

Kuduz ihtimali varsa -ki bu ihtimal her zaman vardır- bunun kaynağı sadece kedi, köpek değildir; özellikle köpeklerden bulaştığı biliniyor ancak genelde yaban hayatından kaynaklıdır. Köpek bir tilki tarafından da ısırılmış olabilir. Kuduz, önlenebilen bir hastalıktır. Yapılacak şey, düzenli aralıklarla kampüste aşılama yaptığınız takdirde, hayvanlar kısırlaştırıldığı takdirde orada ne saldırgan hayvan görebilirsiniz ne de kuduz vakası. Bu arada Sevgi hanım, Yaban Hayatı Merkezi'nde çalışıyor, onun veteriner fakültesi öğrencileri ile bir aşılama kampanyası konusunda rektörlükten bir talebi vardı. 'Elimizde kuduz aşıları var; bunu değerlendirelim' diye. Olumlu karşılandı ancak harekete geçme noktasında ne yazık ki talep cevapsız kaldı.

"HAYVANLAR, ÖZELLİKLE KÖPEKLER CANAVARLAŞTIRILDI"

Hayvanlar, lojmanda bina içerisinde yaşamıyor. Lojmanın bulunduğu alandaki toprak ve çimlik alanda yaşıyor. Dolayısıyla doğal güdüleri ile rahatlıkla girip çıkabildikleri alanlar... Bu hayvanlar, lojman sakinleri tarafından seviliyor, korunuyor. Zaten hayvanlar orada sevildikleri, korundukları ve beslenebildikleri için orada olmayı tercih ediyorlar. İddia ettikleri gibi beslemeler, çevre sağlığını etkileyebilecek üstün körü yapılmıyor. Buna rağmen ısrarla, özellikle birkaç kişinin hayvanları istememesi, belli aralıklarla hayvanların toplatılması talebi Dicle Üniversitesi kampüsünde sıklıkla gündeme gelmeye başladı. Bunun sebebinin de şu olduğunu görüyoruz, son bir kaç yıldır Türkiye'de sokaktaki hayvanlara, özellikle köpeklere yönelik yürütülen nefret politikasına düğmeye basıldı. Hayvanlar, özellikle köpekler canavarlaştırıldı. Bir saldırı olmamasına rağmen, bir hayvan hareket ederken bile saldırdığı iddia edilmeye başlandı. İnsanlar, hiç olmadıkları kadar korkutulmaya başlandılar. Bunun son meyvesini de Dicle Üniversitesi verdi.

"HAYVANLARI BESLEYEN LOJMAN SAKİNLERİ DE TEHDİT ALTINDA"

Sadece hayvanlar tehdit altında değil bu arada. Hayvanları besleyen lojman sakinleri de tehdit altında. Bu insanlar, yıllardır lojmandalar. Hayvanseverler; uygun ortamda, doğal ortamda besleme hakkına sahiptir. Bu haklarını kullanma suretiyle besleme yapıyorlar. Yönetim, hukuksuz bir takım kararlarla hem hayvanları oradan atmakla tehdit ediyor hem de bina sakinlerini yıllardır yaşadıkları evlerinden atmakla tehdit ediyorlar. Hukuksuz bir karar. Şu aşamada henüz bir karar sadece. Çünkü genel sekreterliğe yaptıkları bir başvuru var şu anda. Onun ne şekilde karara bağlanacağına dair henüz bir sonuç yok. Ola ki genel sekreterlik tarafından da bu durum kabul edilirse, bizler de hak savunucuları olarak tüm yasal süreci başlatıp, takibini de yapacağız."