MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

DİSK Emekli-Sen Samsun Şubesi üyeleri, Gazi Müzesi önünde emekli maaşlarını protesto etti. Şube Sekreteri Ayten Kutlu, "İnsanca yaşamak beslenebilmek, ilacımızı alabilmek, sağlıklı bir sağlık hizmeti alabilmek, torunlarımızın karşısına alnımız ak çıkabilmek, soframızda çorbamızı, etimizi, sütümüzü, yumurtamızı, sofraya koyabilmek için çabalıyoruz. Battaniyelerin altında, kışı geçirmeye çalışıyoruz" dedi.

DİSK Emekli-Sen Samsun Şubesi üyeleri, dün akşam saatlerinde İlkadım ilçesi Gazi Müzesi önünde bir araya gelerek düşük emekli maaşlarına tepki gösterdi. Tüm Bel-Sen Samsun Şube Başkanı Suat Yıldız, "Avrupa’da emekli olan hayatının 30-40 senesini ülkesinin gelişmesine, vergisi ve emeğiyle karşın veren insanlar, dünyanın her tarafını emekli olduktan sonra gezebilecek bir bütçeye sahiptir. Ancak bizim ülkemizdeki emekliler, emekli oldukları zaman, sadece hayatlarının geri kalan bölümlerini camilerin bahçesinde, ucuz çay ocaklarında, parklarda ve bahçelerde geçirmektedir. Bu ülkenin çalışanları, hiçbir zaman bu şekildeki bir yaşantıyı hak etmiyorlar" diye konuştu.

"AÇLIK SINIRININ ALTINDA YAŞAMAYI KABUL ETMİYORUZ"

Şube Sekreteri Ayten Kutlu ise şunları söyledi:

"Bu yıl biliyorsunuz en çok tartışılan, gündemin birinci maddesi emeklilikte emeklilerin alacağı zamlar oldu. Kuruşun hesabını yapan iktidar, aylardır tartışa tartışa bitiremedi. Gıdım gıdım her gün bir gıdım daha yükselterek, tepkilerimizin sonucunda bir noktaya vardı gibi görünüyor ve çıktı en yetkili ağız şunu söyledi; '2024 yılı emeklilerin yılı olacak' dedi. Vallahide yalan, billahi de yalan. Verdikleri paralar, verecekleri paralar, daha ceplerinden hazineden çıkmadan, zaten tükendi bitti. Emeklileri, emekliler ile dalga geçilen bir yıl oldu. Emekliler sefalet ve yoksulluk ücretini kabul etmiyorlar. Emekliler, açlık sınırının altında yaşamayı kabul etmiyorlar. Emekliler her geçen gün, sofralarından eksilen lokmalarıyla yaşamak istemiyorlar. Emekliler yıllarca, bu ülkeye hizmet etmiş, değer üretmiş insanlar. Sonucunda da gelişmiş ülkeler gibi hakça paylaşım, adil bir paylaşım istiyorlar ve insanca yaşamak istiyorlar. İnsanca yaşamak istiyoruz. En düşük emekli aylığının, 10 bin liraya yükseldiği gerçeği yansıtmıyor. Aylıklara seyyanen ya da oransal olarak, bir artış yapılmadığı kök maaşlara yansıtılmadığı sürece, bütün rakamlar aldatmacadır. Bunun bir aldatmaca olduğunu, gerçeği yansıtmadığını, TÜİK’in açıkladığı doğru olmayan, enflasyonun çok çok altında olduğunu, pazara gittiğimizde, boş filelerimizden, boş çantalarımızdan, önünden geçemediğimiz kasaplardan, manavlardan, sosyal hayatı, konforu, lüksü artık bir kenara bıraktık.

"BATTANİYELERİN ALTINDA KIŞI GEÇİRİYORUZ"

İnsanca yaşamak beslenebilmek, ilacımızı alabilmek, sağlıklı bir sağlık hizmeti alabilmek, torunlarımızın karşısına alnımız ak çıkabilmek, soframızda çorbamızı, etimizi, sütümüzü, yumurtamızı, sofraya koyabilmek için çabalıyoruz. Bizler çoktan insanca yaşamayı hak ettik. Gezmek, eğlenmek, tatil yapmak, termallere gitmek, hak ettiğimiz şeyler bunlar, konfor değil. Bizler doğal gazımızın düğmelerini açamaz hale geldik. Battaniyelerin altında, kışı geçirmeye çalışıyoruz. Bırakın insanca yaşamayı, bırakın konforu en temel yaşamsal, ihtiyaçlarımızı karşılayamaz haldeyiz. Bu rakamlara aldanmıyoruz. Bunu kabul etmiyoruz. Bunu hak etmediğimizi düşünüyoruz ve hakkımızı alana kadar, bu sokaklarda olacağımızı söylüyoruz. Biz bu sokakları terk etmeyeceğiz. Biz bu koşullara oyun olmayacağız. Nasıl ki, sermayenin vergi borçlarını affedebiliyorsun, silebiliyorsun, nasıl ki hiç kullanılmayacak, hiç geçmeyeceğin, köprülere, yollara, milyarları harcayıp, rant oluşturuyorsun, yandaşlarını, zengini daha zengin ediyorsun ama bunu benim soframdan çalarak yapıyorsun. İşte biz bu 2024 yılının bayram olmadığını emekliler için kutlanacak, sevinilecek bir durum olmadığını, anlatmak için, dert yanmak yerine, enerjimizi, mücadele azmimizi sizlere de yansıtmak için, ayaktayız demek için, bugün davullu zurnalı bir tersinden protesto yapmayı, uygun gördük. Hepinizi bu mücadeleye, bize destek vermeye bekliyoruz."

"2024, EMEKLİLER İÇİN SEFALET YILIDIR"

Emekli vatandaş Mustafa Erkenet, "Samsun’daki, emek dostlarını, birlikte mücadeleye çağırıyorum. Emekliler insanca yaşamak istiyor. Tüm sefalet ücretlerine karşı hayır diyor. Bunun için hasta katkı paylarına, hayır diyoruz. Tüm kamu çalışanlarına verilen, 8 bin 77 liranın tüm emeklilere verilmesini talep ediyoruz. Bunun için tüm Samsun emek dostlarını, tüm emeklileri bu sefalete, bu yoksulluğa, bu zamlara, bu çekilmez yaşam koşullarına karşı, birlikte mücadeleye çağırıyoruz" diye konuştu.

Emekli vatandaş Tacettin Aydın ise şunları söyledi:

"İktidara geldiği günden itibaren, aylık bağlama oranlarını düşürenler, emeklilerin aylıklarının bağlanmasında büyüme oranlarındaki oranları düşürenler, yüzde 100'den yüzde 30’a düşürenler, emekliye ulaşımı zorlaştıranlar, bugün sosyal güvenlik kurumunun kendi sistemi üzerinden hesapladığı aylıkların sefalet derecesinde olduğunu kendileri de gördükleri halde, onu bir miktar çekmek zorunda kalanlar, 2024 yılını emekliler yılı olarak ilan ettiler. Bugün çalışanlar, çalışma hayatını sonlandırdıkları takdirde rahatça yaşayacakları, ayaklarını uzatıp insanca yaşayacakları, tatillere gidecekleri, gününü gün edecekleri, bir emeklilik hayatı özlerken, bugün gelinen noktada, emeklilik çalışanlar için, refah yılı olmak yerine, aksine sefalet yılı olarak, kutlanacak bir döneme gelmiştir. Emeklilik artık çalışanlar için beklenen, özlenen bir yıl olmaktan çıkmış, kâbus haline gelmiştir. Bundan sonraki süreçte çalışanları bekleyenler, sefalet düzeyinde bir emeklilik aylığı alacaktır. Eğer bugün çalışanlar, emeklilerle birlikte, bu mücadeleyi büyütmedikleri takdirde, bir gün gelip kapılarına dayandığında, emeklilik hayatının kendileri içinde insanca yaşanacak bir hayat olmasını istiyorlarsa, bu mücadeleye katkı sunmak durumundalar."

"GERİ KALAN ÖMRÜMÜZDE RAHAT NEFES ALAMAYACAK MIYIZ?"

Emekli vatandaş Gülsen Kılınç, şunları söyledi:

"Hepiniz az çok biliyorsunuz, bugün gidip marketten aldığımız bir gıda maddesini yarın gidip aynı ölçüde, aynı oranda, aynı miktarda alamıyorsunuz. Zam yapıyoruz diyorlar, baskı yapılınca biraz daha zam yapıyoruz diyorlar ama ne yazık ki yapılan aylıklarımıza yüzde 100’de zaman yapılsa, bu enflasyona dur demedikçe kesinlikle bizi iyi yaşatmayacaklar. Bizi yaşatmaları için, iktidardaki partinin, kendilerinin de emekli olduğunu, söyleyen cumhurbaşkanımızın, biraz bizim aylıklarımızla geçinmeye çalışmasını diliyorum. Bakalım nasıl olacak? Bu hayat pahalılığında kira mı verecek, faturaları mı ödeyecek, çocuk mu okutacak, yoksa karnını mı doyuracak? Dışarıda yemek hayal oldu, dışarıda eğlence bize haram oldu. Biz emekliler olarak çalışmışız 30 yıl, 35 yıl çalıştığımız halde, geri kalan ömrümüzü rahat nefes alarak yaşayamayacak mıyız? Şu ikinci dönem yaşantımızda bizi koruyacak, kollayacak bir iktidar istiyoruz ve hakkımızı istiyoruz. Hakkımızı alana kadar alanlardayız."

"AVRUPA'DA EMEKLİLER DÜNYAYI GEZERKEN BİZ PARKTA OTURUYORUZ"

Tüm Bel-Sen Samsun Şube Başkanı Suat Yıldız ise şunları söyledi:

"Bu ülkede bütün insanların en büyük hayalleri bir gün geldiğinde emekli olmak, aldığı emeklilik ücretiyle hayatını idame ettirmektir. Bu ülkedeki çalışan herkesin, en büyük hayalidir. Ancak ülkemizdeki emekli olanların yüzde 80’i 17 bin lira olan asgari ücretin altında bir maaşla hayatını idame ettirmek durumunda kalmıştır. Hayatının 30 senesini, 40 senesini bu devlete, bu ülkeye, bu millete hizmet etmek için veren insanların, son raddede geldiği durum, asgari ücretin altında hatta yarısı kadar, emekli maaşına mahkûm edilmektir. Avrupa’da emekli olan hayatının 30-40 senesini ülkesinin gelişmesine, vergisi ve emeğiyle karşın veren insanlar, dünyanın her tarafını emekli olduktan sonra gezebilecek bir bütçeye sahiptir. Ancak bizim ülkemizdeki emekliler, emekli oldukları zaman, sadece hayatlarının geri kalan bölümlerini camilerin bahçesinde, ucuz çay ocaklarında, parklarda ve bahçelerde geçirmektedir. Bu, bu ülkede yaşayan, bu ülkede emek veren, bu ülkenin gelişimine katkıda bulunan, insanlara görülen bir revadır. Bu ülkenin çalışanları, hiçbir zaman bu şekildeki bir yaşantıyı hak etmiyorlar."

Kaynak: anka