KERİM UĞUR

 

Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım, İzmir’de yatılı okul statüsünde bulunan Atatürk Lisesi ve Bornova Anadolu Lisesi’nde öğrencilere verilen yemeklerin yetersiz oluşuyla ilgili, “Bakanlığın verdiği 40 TL ödenek ile öğrenciler ancak bu kadar yemek yiyebiliyor. Bu yemeklerle öğrencilerin sağlıklı ve dengeli beslenemediklerini düşünüyoruz. Bakanlık bu tür okulların ödenek ücretlerini güncellemeli ve ekonomik kriz altında çocukların ezilmesinin önüne geçilmeli” dedi. Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak ise “Karbonhidrat ağırlıklı beslenme özellikle çocuklarda bodurluk, obezite ve diyabet sorunlarına yol açıyor. Okul çağındaki çocuklar için algı düşüklüğü, derslerindeki başarısızlık gibi karşımıza çıkıyor” diye konuştu.

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç’ın sosyal medya hesabı üzerinden İzmir Atatürk Lisesi ve İzmir Bornova Anadolu Lisesi öğrencilerine verilen yemeği ve kahvaltıyı paylaşmasıyla gündeme gelen gıda sorununa dikkat çekti. Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım ve Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak İzmir Atatürk Lisesi ve İzmir Bornoöa Anadolu lisesi öğrencilerinin beslenme sorunlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

ÇOCUKLARIN EKONOMİK KRİZ ALTINDA EZİLMESİNE İZİN VERİLMEMELİ”

ANKA Haber Ajansı’na konuşan Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım, “Geçtiğimiz günlerde okulda öğrencilere verilen menünün yetersizliği üzerine bir kamuoyunda bir gündem oluştu. Bunu gerçek mi değil mi diye araştırdığımızda gerçek olduğuna dair bilgiler ulaştık. Tabii buradaki nedenin bu tür okullara gönderilen yemek hak edişinin düşüklüğünden kaynaklandığını gözlemledik. Yani ortalama 40 lira gibi bir maliyet listesi üzerinden hesaplanmış ve ödenek gönderiliyormuş. Bu gönderilen ödenekle de çocuklara ancak bu rakam üzerinden bu yemeğin verilebildiğini gördük ki biz burada hayretler içerisinde kalıyoruz. Çünkü bakanlığın böylesine bir okul için. Sadece bu okul için değil, tüm yatılı okullarda, yani pansiyonlu okullarda öğrencilere verilen yemek bedelinin bu rakamlarda oluştuğunu düşünecek olursak, gelişme çağındaki bu çocuklarımızın sağlıklı ve dengeli beslenemediklerini, dolaysıyla hem fiziksel hem de ruhsal bakımdan doğru bir şekilde beslenemediklerini düşünüyoruz. Bu konuda bakanlığın da ivedilikle çözüm üretilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bakanlık ne yapmalı? Bakanlık bu tür okulları ödenek ücretlerini güncellemeli ve ekonomik kriz altında çocukların ezilmesinin önüne geçilmeli” dedi.

ÖDENEKSİZLİK NEDENİYLE PROJELER HAYATA GEÇİRİLEMİYOR”

Okulların ödeneksizlikten dolayı proje üretemediğine dikkat çeken Yıldırım şunları söyledi:

“Yine yaptığımız araştırmalara göre ciddi anlamda ödenek sıkıntısı yaşandığını gözlemliyoruz. Peki nedir bu ödenek sıkıntısı? Projeler üretiliyor. Bu projelerin devreye girebilmesi ya da işte belli platformlarda başarı elde edilmesi için ödeneğe ihtiyaç var. Ödenek bulamayınca da sponsor arayışlar içine giriyorlar. Sponsor bulamayınca da ne yazık ki o projeler hayata geçirilemiyor. Bazı okullara tanınan ayrıcalıkları Atatürk Lisesi gibi proje okullarına tanınması gerektiğini düşünüyoruz. Aklınıza bazı soru işaretleri geliyor. Öğrenci sayısı az olan ancak ödenek sıkıntısı yaşayan okullarda gündeme gelirken oradaki ödenek ihtiyaçları fazlasıyla karşılarken acaba neden Atatürk Lisesi ödenek sıkıntısı yaşıyor? Burada başka planlar mı var? Atatürk dışındaki başarının önüne ket vurmak isteyenler mi var? Eğer çocuklarımızın gerçekten bilimsel mecralarda başarı elde etmesini istiyorsak sağlıklı ve dengelenen beslenmesini istiyorsak bakanlığın ayırdığı bütçe neden kısıtlı.

ÖĞRETMENLERE ÖNLÜK YERİNE ÇOCUKLARIN KARNINI DOYURUN”

Mesela son dönemlerde öğretmenler gününde öğretmenlere birer forma hediye etmeyi planlayan bakanlığa bizim bir çağrımız var. Bu formayı, bu önlüğü, öğretmenleri hediye etmek yerine çocukların karnını doyurun. Biliyorsunuz siyasi iktidar seçim öncesi, okul öncesinden başlayarak günde bir adet ücretsiz yemek verecekti. Bu ödeneği de kısıtladı. Şu an hiçbir okul öncesi kurumda çocuklarımıza kahvaltı ya da öğlen yemeği şeklinde bir ücretsiz yemek verilmiyor. Neden bundan vazgeçtik? Neden çocuklarımız böyle sağlıksız ve dengesiz bir yaşam koşulu içerisinde beslenmeye mahkum ediliyor? Ve neden çocuk fakirliği ya da çocuk yoksulluğu artarak devam ederken bakanlık ve siyasi iktidar gerekli önlemleri almıyor. Başka planlarınız mı var? Başka düşünceleriniz mi var? diye de merak konusu bizim için”

KARBONHİDRAT AĞIRLIKLI BESLENME ÖZELLİKLE ÇOCUKLARLA DA BODURLUK, OBEZİTE VE DİYABET SORUNLARINI YOL AÇIYOR”

Konuyla ilgili Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak ise “Okullardaki yemeklerle ilgili ciddi sıkıntılar yaşandığını görüyoruz. Yapılması gereken çok şey var aslında. Başta tabii burada en önemli şey bütçe olarak karşımıza çıkıyor. En çok söylenen şey bütçenin yetmediği. Bugün okul çağındaki çocukların ve okul öncesi dönemdeki çocukların sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmesi için harcamayacağımız bütçenin tat ve tat fazlasını ne yazık ki yarın onların sağlık harcamaları için harcayacağız. İstatistiklere baktığımız zaman her 8 çocuktan 1’inin düzenli olarak et, tavuk, balık yediğini, her 10 çocuktan 1’inin düzenli olarak tahıl grubunu yediğini ve her 2 çocuktan 1’inin düzenli olarak süt ve süt türlerinin tükettiğini görüyoruz. Bu ciddi anlamda büyük bir problem ve asgari ücret bugün 11 bin 400 lira, açlık sınırı 12 bin liranın üzerinde, yoksulluk sınırı 41 bin lira, yurttaşın alım gücü düştü. Ve kiraların elektriğin suyunu atmasıyla hane bütçesinde ciddi anlamda bir daralma oldu ve gıdadan kısmaya başladılar. Burada da tek tip bir beslenme ortaya çıkıyor. Ve dolaysıyla karbonhidrat ağırlıklı beslenme özellikle çocuklarla da bodurluk, obezite ve diyabet sorunlarına yol açıyor. Okul çağındaki çocuklar için algı düşüklüğü, derslerindeki başarısızlık gibi karşımıza çıkıyor. Şimdi yurttaşlar bunu yaşarken öteki tarafta özellikle yatılı okullarda üç öğün yemek yediklerini düşünürsek bu işin okullarda daha sağlıklı ve daha dengeli bir şekilde beslenmeleri sağlanması gerekiyor. Burada da bütçeyi arttırmaları gerekiyor. Mutlaka bir beslenme ve diyetitik uzmanının menüleri hazırlaması bir gıda mühendisi kontrolünde bu ürünlerin üretiliyor olması lazım ve çocukların sağlıklı yeterli dengeli. Yani proteini, karbonhidratı, yağı, vitaminleri, minerallerini alabilecek şekilde beslenmesi gerekiyor” diye konuştu.

SAĞLIK BAKANI KOCA’YA ÇAĞRI

Toprak, değerlendirmelerinin sonunda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya çağrı da bulunarak, “Sağlık Bakanı Sayın Koca'nın söylemlerine de kulak verelim. Onun söylemiyle de bir yanıt verelim. ‘Çocukların sağlıklı, yeterli dengeli beslenmesi için üç ana en az ikide alay öğünde yeterli ve dengeli beslenmesi gerekiyor’ demişti. Sayın Koca bizim söylediklerimizi, bizim bildiklerimizi bize söylememesi gerekiyor. Bunu uygulayıcı makamda oturduğu için Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurumlarla işi çözüp okullarda en az bir öğün yemeğin ücretsiz olarak verilmesi ve yatılı okullarda üç öğün kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeğinin sağlıklı, yeterli, dengeli bir şekilde çocukların tam anlamıyla beslenebileceği, karın doyurması değil çünkü gördüğümüz menüler karın doyurması üzerine kurulu, karın doyurması değil, beslenmesi üzerine bir menü oluşturulması için yetkisini kullanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

 

Kaynak: anka