Demokrat Parti Genel Başkanı Güntekin Uysal, Osmaniye’de; “Bu zamana kadar hayal sattılar. Uçuyoruz dediler, kaçıyoruz dediler. Hükümet etmek memleketin her köşesine sahip olmaktır. Hükümet etmek çiftçimizin malını para ettirmektir. Hükümet etmek bu memlekette açlık içerisinde yaşayan, fukaralık içerisinde yaşayan, yarınından emin olmayan kadınının da, gencinin de, yaşlısının da, emeklisinin de, işçisinin de ıstırabını yüreğinde duyabilmektir. Peki bu ızdırabı duyuyorlar mı; hayır duyan yok" dedi.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Osmaniye’de seçim bürosunun açılışına katıldı. Uysal, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"HALKIN ISTIRABINI DUYMUYORLAR SAĞIR OLDULAR"

"Bu yerel seçimlerde de Ali kıran baş kesen olanlara karşı 'yeter yeniden söz milletindir' demek için mücadele ediyoruz. Sözü bitenlere, söyleyecek sözü kalmayanlara vallahi söyleyecek yalanları da kalmadı. Bu zamana kadar hayal sattılar. Uçuyoruz dediler, kaçıyoruz dediler. Dere tepe düz gittik geldiğimiz yer belli şimdi sürekli mazeret. Değerli hemşehrilerim hükümet etmek memleketin her köşesine sahip olmaktır. Hükümet etmek çiftçimizin malını para ettirmektir. Hükümet etmek bu memlekette açlık içerisinde yaşayan, fukaralık içerisinde yaşayan, yarınından emin olmayan kadınının da gencinin de yaşlısının da emeklisinin de işçisinin de ıstırabını yüreğinde duyabilmektir. Peki bu ızdırabı duyuyolar mı; hayır duyan yok. Şimdi kulakları sağır oldu sağır. Millete yaslanarak gelenler, kendisini bizahiti devlet konumuna koydu. Şimdi devletin gücüyle kendi fikrini millete dayatmak istiyorlar. Biz bu zihniyeti zaten tanıyoruz. Demokrasi onlar için muhalefetse seslendirecekleri bir değer. Oysa ki bizim için öyle değil. Adı da demokrat, sanı da demokrat. Bu ülkede dün de demokrasinin mücadelesini verdik, bugün de vereceğiz, yarın da vereceğiz çünkü demokrasi ekmeğimiz aşımız. İşte bir depremi yaşadınız. Demokrasi ne demek; Osmaniye'de, Hatay'da, Malatya'da, Gaziantep'te, Kahramanmaraş'ta, Kilis'te velhasıl bölgenin her tarafında yaşayan depreme maruz kalan insanlarımızın verdiği desteğe devlet arkasından irade koyuyorsa, diyosa ki; ben buraya iskan veriyosam vatandaşım burada gönül rahatlığıyla yaşayabilir demektir. İşte demokrasi onun adıdır.  

"BU HARAM SALTANATI ELBET BİRGÜN YIKACAĞIZ"

Biz bu ülkenin yok zamanlarında, kıt imkanlarla, büyük hikmetlere büyük icraatlara, büyük yatırımlara adını koymuş bir hareketiz. Bugün Türkiye'nin daha büyük imkanları var, daha büyük insan kaynağı var, daha büyük yeraltı kaynakları var. Öbürleri Lozan Anlaşması’yla yeraltı kaynaklarımız yabancılar tarafından çıkartılmasını istemiyorlar. Lozan Anlaşması'nda yazıyor diyenler bugün Türkiye'nin ne kadar yeraltı kaynağı varsa yabancılara teslim ettiler. Bunlara söyleyecek elbette sözümüz var. Ne diyeceğiz aziz Osmaniyeliler; bu haram saltanatı elbet bir gün yıkacağız diyeceğiz. Milletin kaynaklarını sömürenlere işte bu yerel seçimde vatandaşımız kendi iradesine sahip çıkacaktır. Çok partili hayata geçtiğimizde seçilmiş Genel Başkanımız Celal Bayar şöyle tarif etmiştir; 'Seçimler milletin kendi kaderine hükmettiği günlerdir' demişlerdir. İşte değerli Osmaniyeliler kendi kaderinize hükmedeceğiniz gün yakındır. 31 Mart'ta Osmaniye’mizin kaderi de, kadınımızın gencimizin kaderi de, bu memlekette yaşayan her bir vatandaşımız kendi kaderine hükmedecektir. Aksi takdirde ağlamanın, sızlamanın, şikayet etmenin bir manası yok. Zaten kamu gücüyle beraber bu ülkede doğrular konuşulsun istemiyorlar o nedenle Meclis'i tavsiye ettiler. Milli iradenin tecelligahı Büyük Millet Meclisi'ni etkisiz hale getirdiler. Yeniden milletimiz adeta kurtuluş mücadelesini verdiği gibi yerelden başlayarak bu mücadeleyi sonlandıracağına inanıyorum." 

Kaynak: anka