(TBMM)- TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu'nda, Gümüşhane Üniversitesi'nden uzmanlar sunum yaptı. Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Selçuk Alemdağ, şirketin 7 Ekim 2021 tarihinde ikinci kapasite artışına verilen 'ÇED olumlu' kararının mahkemeye taşınması üzerine faciadan önce aralık ayı içinde 15 kişilik uzman ekiple yığın liç alanında gözlem yaptıklarını belirterek “Üç gün önce değerlendirmemizi mahkemeye sunduk" dedi. Alemdağ, ÇED'e görüşlerinin "olumsuz" olduğunu, mahkeme sürecinin devam ettiğini belirtti. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ise "Bilirkişi heyeti raporunun çıkması beklenmeden altın arama faaliyetlerine devam edilmiş" dedi.
TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu, AKP Antalya Milletvekili Atay Uslu başkanlığında bugün toplandı. Komisyonda, Gümüşhane Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Selçuk Alemdağ ve Prof. Dr. Ferkan Sipahi, Gümüşhane Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Nafiz Maden, Maden Mühendisliği Bölümü’nden Dr. İbrahim Çavuşoğlu sunum yaptı.
Komisyon Başkanı Uslu, son madencinin de liç yığının altında çıkarıldığını belirterek, madencilerin isimlerini saydı. Uslu, "Komisyon olarak hedefimiz benzer kazaların olmaması için atılan hukuki ve idari adımların atılmasını sağlamak. Bu süreç içerisinde insan ve çevre sağlığını önemsiyoruz. Amacımız İliç Komisyonu olarak bu sürecin sonunda rapor hazırlamak. Hem yasama hem yürütme organına raporla destek sağlamak istiyoruz. Bayramdan sonraki süreçte de meslek odaları, sendikaları dinleyeceğiz" dedi.
Madencilik sektöründe atık barajı projelerinde çalıştığını belirten Prof. Dr. Selçuk Alemdağ, "Çöpler maden sahasında meydana gelen maden kazasının kütle hareketleri, yeraltı suyu kirliliği, depremsellik ve madencilik faaliyetleri açısından değerlendirilmesi" konulu raporun sunumunu yaptı.
‘Yeraltı ve yerüstü sularına sızma...’
Alemdağ, sunumda liç alanının jeoloji haritasını göstererek, liçteki hareketlenmeler nedeniyle yığın liçinin altındaki membranda deformasyonların ortadan kalkacağının altını çizerek, yüzey ve yeraltı sularında sızma olabileceğini belirtti.
Alemdağ’ın yaptığı sunumda "Gerek açık ocak işletme sahalarında işletilen cevherin oksidasyonu sonucu meydana gelen asit maden drenajı gerekse yığın liç alanında meydana gelen olası sızmalar sonucu yüzey ve yeraltı sularındaki kirlenme Karasu Nehri'ne kadar inme olasılığı yüksek" ifadesi dikkat çekti.
"15 kişilik heyetle değerlendirme yaptık, üç gün önce mahkemeye sunduk"
7 Ekim 2021 ikinci kapasite artışında ÇED olumlu kararının mahkemeye taşınması üzerine faciadan önce aralık ayı içerisinde görevlendirildikleri yığın liç alanında gözlem yaptıklarını belirten Alemdağ, "Mahkeme atık barajında kapasite artışına gitmek istiyorlardı. Yeni liç alanı oluşturacak oldukları alanda ‘ÇED gerekli değildir’ onun minvalinde Aralık 2023 tarihinde 15 kişilik heyetle değerlendirme yaptık ve üç gün önce değerlendirmemizi mahkemeye sunduk. Orada mahkeme heyeti kapasite artışını yeraltı suyunun etkilenip etkilenmeyeceği bütün soruları bize yöneltmişlerdi" dedi.
"ÇED'e görüşümüz ‘olumsuzdu'”
CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin araya girerek "Kapasite artışına ilişkin görüşünü sorması üzerine" Alemdağ, "Bizim değerlendirmemiz olumsuz bağlamdaydı. Ben kendi adıma olumsuz diyeyim, diğer arkadaşlarım adına bir şey diyemem mahkemeye karşı sorumluyuz" dedi.
"Bilirkişi raporu beklenmeden altın arama faaliyetlerine devam edilmiş"
Yavuzyılmaz, uzmanların hazırladığı ÇED raporunun üç gün önce mahkemeye sunulmasına dikkat çekerek, "Bilirkişi heyeti raporunun çıkması beklenmeden altın arama faaliyetlerine devam ediliyor" diye eleştirdi.
"Yüzey ve yeraltı sularının kirlenme olasılığı yüksek"
Alemdağ’ın sunumunda, "yeraltı ve yerüstü suların kirlenmesine" dikkat çekilerek şu değerlendirmeye yer verildi:
"Yüzey ve yeraltı sularının akış yönleri değerlendirildiğinde, Karasu Nehri'nin beslenme havzası sınırlarında kaldığı ve olası bir sızıntı veya kütle hareketi sonucunda yüzey ve yeraltı sularının kirlenme olasılığı yüksektir. 13.02.2023 tarihinde yığın liçi sahasında birikmiş olan kimyasallar ile kirletilmiş pasa malzemesinin, meydana gelen kütle hareketi sonucunda Sabırlı Deresi’ne akması ve bu malzemenin yağış sularına maruz kalması durumunda mevcut derenin akış gösterdiği litolojik birimin geçirimli olması sebebiyle, meydana gelecek sızmanın yeraltı suyuna karışacağı düşüncesindeyim."
"Çamur akması şeklinde bir kütle hareketi meydana gelmiştir"
Bölgenin deprem fayı üzerinde olduğu, küçük depremlerin yığın liçin hareketlenmesinde sebep olacağı ve liçin yakınında yapılan patlatmaların hareketlenmeyi etkileyeceğine dikkat çeken Alemdar, "Yığın liçi için belirlenen tasarı, şev geometrisi oluşturulurken belirlenen parametre seçimlerinin en kötü koşullar dikkate alarak belirlenmesi gibi sebeplerin birleşmesi sonucu çamur akması şeklinde bir kütle hareketi meydana gelmiştir" diye konuştu.
Sunumunda liçte yarıkların oluştuğu fotoğrafları sunumunda gösteren Alemdağ, mevcut yığının doygunluk derecesinde olması nedeniyle malzemenin "çamur" halinde aktığına dikkat çekerek, "Çamur akması bu tür malzemelerde aşırı doygunlukla meydana gelir" dedi.
"Gerek bakanlık, mühendislik nezdinde denetimlerde bir eksiklik var"
Hareket etmemiş yığın malzemesinin In-SAR veya yersel lazer tarayıcı sistemler ile sürekli aktif izlenmesi gerektiğini ifade eden Alemdağ, "Biz belli ki ülke olarak denetimleri eksik yapan... Gerek bakanlık, gerek mühendislik nezdinde denetimlerde bir eksiklik var yani. Bunu şahsa bırakmadan uydudan lazer tarayıcı yöntemiyle, bütün maden sahalarının in-SAR yöntemiyle denetlenmesi lazım" dedi.