“Suriye'de Sadece Son Üç Gün İçinde 100'den Fazla Alevi Kadın Kaçırıldı” “Suriye'de Sadece Son Üç Gün İçinde 100'den Fazla Alevi Kadın Kaçırıldı”

Hatay/ Samandağ'da “Baskılara ve tutuklamalara” karşı Kaldıraç hareketinin çağrısıyla bir araya gelen çoğunluğu gençlerden oluşan Samandağlılar yürüyüş düzenledi.
PTT önünde buluşan kitle 75. Yıl Parkı'na kadar “Ferman Sarayın, Sokaklar Bizim!, Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber, Ya Hiçbirimiz!, Kurtuluş Sokakta Sandıkta Değil!, Hükümet İstifa!, Bu Daha başlangıç Mücadeleye Devam!” sloganlarıyla yürüdü.
Yürüyüş sonunda “Topyekûn Direniş: Bizim Olanı Alalım! Her Şeyi!” başlığıyla basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasını Kaldıraç Hareketi adına Mustafa Çelik okudu. Çelik, basın açıklamasında “Sokaklardayız. “Ne için?” sorusu sokaklarda yanıtlanmaktadır. Sokağa çıkanlar saldırılarla itildiği yaşama “artık böyle yaşamak istemiyoruz” demektedir.
İstanbul Üniversiteli öğrencilerin yardığı barikattan açılan yol, ODTÜ'nün boyun eğmemesine, Samandağ'ın, Antakya'nın sokaklarına çıkmıştır. Ferman Saray'dan gelmiştir ve bir kez daha gördük ki bu yasaklar, üstüne yürüyen için aşılabilirdir. Ve yürüdükçe, direndikçe, seslerimiz birbirine karıştıkça benzerliklerimizi görüyoruz. Diplomalı ya da diplomasız değil bizim ayrımımız.
Mesela bizim ayakkabı kutularında kaçırılacak paramız yok. Yalnız bizim para sayma makinalarımız da yok. Mesela biz sarayda yaşamıyoruz. Biz kupon arazilerden haberdar da değiliz. Mesela biz adrese teslim ihalelere girmiyoruz. Biz milyonlarca liralık naylon fatura da kesmiyoruz.
Şimdi sokaktayız ve birileri bu sefer bizim adımıza bunları yapsın diye değil. Bizden çaldıkları ne varsa, yaşamımızı, özgürlüğümüzü, geleceğimizi geri almak için bu sokaklardayız!
Mesela bunca yıllık zulmü “normalleştirmek” değil, tüm bu yaşananlardan hesap sormak istiyoruz!
Mesela biz sadece bize uygulanan yasalarla hareket etmek zorunda hissetmiyoruz, sanki bir anayasa varmış gibi, sanki gerçekten bir meclis varmış gibi yaparak gidilecek bir yol olmadığını görüyor ve biliyoruz.
Ülkede enflasyon verilerinden döviz kuruna, açlık sınırı rakamlarından nüfusa her rakam, her istatistik yalandır. Bunu herkes bilmekte, söylemektedir. Bunlarla beraber sanki sandıklardan çıkan sonuçlar gerçekmiş gibi yapmak, gerçek çözüm sandık demek bitmiştir, bu saldırıların durmayacağı da bellidir.
Korkakların yasaklarını dele dele yürüdüğümüz sokakların önüne sandık koymak da bir nevi barikattır. Ve barikatlar aşıldıkça özgürlüğün yaklaştığı görülecektir.
Saldırıları süreklidir. Yoksulluk sınırı altında bir yaşam reva görülmesinden, kadın katillerinin ödüllendirilmesinden, doğanın yağmalanmasından, hayvanların katledilmesinden, üniversitelere kayyum atanmasından, gazetecilerin direnişçilerin gözaltına alınmasından, İstanbul Barosunun görevden alınmasına yanı başımızda Suriye'de devam eden Alevi katliamına saldırıları çok çeşitli ve süreklidir.
Her saldırı karşısında bizi bulmalı, ama yetmez. Direnişin hakkı hukuku adaletiyle bu kurumların sahibi olmalıyız.
Biz bir kentin bir meydanında yan yana gelenler, direnişin içinde her gün nasıl yaşamak istediğini öğrenenler bu yaşamı kurmaya da talip olmalıdır.
Tüm bu saldırıları durduracak güç topyekûn direniştedir. Artık yok sayılarak, aşağılanarak, geleceği çalınarak yaşamak istemeyenler; haydi direnişi büyütmeye! Ev ev, sokak sokak örgütlenmeye!
Biliyoruz ve görüyoruz, seçmek yetmiyor, biz yönetelim! 
Örgütlü Bir Halkı Hiçbir Kuvvet Yenemez!
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” ifadelerine yer verdi.
Çelik'in okuduğu basın açıklamasının ardından Çağla Cemali, orada bulunan kitleye hitap etti. Cemali baskılara tutuklamalara karşı yürüyüş düzenlediklerini belirterek herkesi direnişi büyütmeye örgütlenmeye çağırdı. Konuşmaların ardından halaylar çekildi.
Foto-Haber: Nezahat Fırıncıoğulları

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları