Samandağ’da yaşam alanına yapıldığı için halk tarafından tepkilere neden olan Beton Santrali için Hatay 3. İdare Mahkemesi "Samandağ'da, Beton Santrali için ÇED gerekli değildir." kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.
Mevlüt Oruç, kararın durdurulması için mahkemeye başvuran davacılar adına yaptığı açıklamada “Hatay 3. İdare Mahkemesi Yasadışılığa dur kararı verdi. Yanlış ve yetersiz, gerçeği yansıtmayan, yanıltıcı; raporlar, hesaplar, bilgi, analiz ve verilerle alınan “Çed Gerekli Değildir Kararının Yürütmesini durdurma kararı vermiştir. Türkiye’de “Hâkimler var” dedirten kararı basın ve kamuoyu ile paylaşıyoruz. Toplum sağlığına ve doğaya geri dönüşü imkânsız zararlar veren Beton Santralinin “ÇED Gerekli Değildir Kararının” Yürütmesinin durdurulması kararı Hatay 3.İdare Mahkemesi Tarafından verilmiştir. Mücadelemizin başlangıcından hukuk alanında emek harcayan önderlik eden Av. Ecevit Alkan’a, Av. Fevzi Özer’e, Av. Metin Altan’a, doğa ve toplum sağlığı savunucuları ekoloji, çevre, iklim hareketleri, dernekleri, platform ve koalisyonlarına Beton Santralinin ve kirletici tesis ve uygulamaların zarar verdiği Samandağ halkı ve tüm canlılar adına teşekkür ederiz. Dünyanın sadece insanlara ait olmadığının bilincindeyiz. Doğanın bütün canlıların ortak ve paydaş yaşam alanıdır. Bu kararın benzer kirletici tesisler için emsal olmasını dileriz.” ifadelerine yer verdi.
KARARIN ÖZETİ:
Proje alanı olarak seçilen yerin, dava konusu proje için uygun olmadığı, yine Proje Tanıtım Dosyasında proje yer alternatiflerinin değerlendirilmediği, proje etki alanı tespitinin, jeolojik, hidrolik ve hidrojeolojik açıdan doğru yapılmadığı, beton üretim santralinin konumunun şehrin tam ortasında bulunması dolayısıyla bölge halkını, yakınında bulunan Asi Nehrinin flora ve faunasını, ayrıca bölgeye çok yakın bir konumda bulunan eğitim kurumunu ciddi ölçüde etkilediğinin tespit edildiği, dava konusu projenin tarım alanlarını olumsuz yönde etkilemesi (bölgede bulunan zeytinlik, narenciye, seracılık, Samandağ biberi, maydanoz üretimi) ve tarımsal üretimin azalmasına neden olması olasılığının mevcut olduğu, kapasitenin 4 katına çıkarılmasını karşılayacak altyapı, iş makinaları güzergahı ve çevresel koşulların yeterli olmadığı sonuç olarak dava konusu projenin yüzey ve yeraltı sularına, çevreye, yerleşim yerlerine, tarım ve orman alanlarına, insan sağlığına olumsuz etkilerinin bulunduğu anlaşıldığından, dava konusu "Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Gerekli Değildir" kararında hukuka, mevzuata ve kamu yararına uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmesinin durdurulmasına, 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin 2. fıkrasının (e) bendi uyarınca itiraz yolu kapalı ve kesin olmak üzere 13/12/2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı