CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, TBMM Genel Kurulu’nda; “Bu bütçe bize ne vaat ediyor? Sadece vaat ettiği vatandaştan vergi toplamak. Vatandaş verecek, siz faiz ödeyeceksiniz. Vatandaş verecek, garantili projelerinizi finanse edeceksiniz. Vatandaş verecek, siz cemaatlerin, tarikatların önünü açacaksınız. Siz vatandaşa değil, yine vatandaş size, yandaşlarınıza ve beslemelerinize çalışmaya devam edecek. Ama doymayacaksınız” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerinde konuşan CHP’li Kılıç, kürsüye Devlet Arşivleri Başkanlığı’nın fotoğrafıyla çıkarak bu binanın AKP döneminde otele dönüştürüldüğünü anlattı. Erdan Kılıç, şunları söyledi:
“BU CUMHURİYET VE DEĞERLERİYLE BÜYÜK BİR HESAPLAŞMANIN HİKAYESİ”
“Türkiye hemen hemen her alanda büyük bir yozlaşma yaşıyor. Bu çürümüşlüğün hakim olduğu bir ülkede bütçe yapmanın da bu bütçeyi halka anlatmanın da inandırmanın da bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Bu bütçeden 857 milyon TL ayırdığımız Devlet Arşivleri’nin başına geleni anlatacağım. İşte burası Devlet Arşivleri binası. 1846’dan kalma bu fotoğraf. 100 yılı aşkın bir geçmişi var bu binanın. Sadece arşivler için inşa edilmiş. Yapıldığından beri Cumhuriyet’in kuruluşunu görmüş yerinde kalmış. Çeşitli darbeler görmüş yerinde kalmış ta ki AKP iktidara gelene kadar. Ondan sonra ne olmuş? Restorasyon adı altında bir tabela asılmış, sonra tabela bir kalkmış ki hop altından lüks bir otel çıkmış. Aynı şirket sonra Şişli’de 80 yıllık Cumhuriyet gazetesinin olduğu arsayı da almış. Oradaki bulunan birçok binayı da ya yıkmış ya restore etmiş. Hepsini otele dönüştürmüş. İstanbul’daki mimari mirasa böyle davranmışlar. Hatırlarsanız, Ankara’da da Cumhuriyet aksı denen bir bölge vardı. Orayı da Melih Gökçek’e yıktırmışlardı. Hatta Gökçek yıktığı binanın üstünde de bir poz verip fotoğrafını paylaşmıştı. Hepimiz gördük ki bu hesaplaşma dağ, taş tanımıyor. Aslında bunu anlatınca her zamanki AKP rant hikayesi gibi geliyor ama bu rant hikayesi değil. Aslında bu cumhuriyet ve değerleriyle büyük bir hesaplaşmanın hikayesi. Bu bina üzerinden yoksulluk hikayesi anlatayım size. Bu tarihi binadaki arşivler başka bir binaya taşınmış. Bir bina inşa edilmiş, yüz milyonlar lira harcanarak. Ama uzmanlar uyarmış. Demiş ki ‘Burada su basma riski var. Nem olur rutubet olur.’ Dinlememişler. Tabii ki uzmanlar her zamanki gibi haklı çıkmış. Bu sefer sıfırdan yaptıkları binaya yeni bir ihale açmışlar, ‘susuzlaştırma ihalesi’ diye. Yine milyonlar harcanmış. Ama hala tehlike altında arşivlerimiz. Bu yoksulluğa bu ülke kolay kolay gelmedi. İşte böyle saçma sapan yapılan projelerle geldi.
“İKTİDARIN KOYDUĞU BAZI HEDEFLER VARDI. İŞSİZLİK, YÜZDE 5’E İNECEKTİ. ENFLASYON VE FAİZ DÜŞECEKTİ. BURADA TUTAN BİR HEDEF VAR. O DA 2023 YILINA GİRMİŞ OLMAMIZ”
2023 yılı bitiyor. İktidarın koyduğu bazı hedefler vardı. Türkiye, dünyanın ilk 10 ekonomisinden olacaktı. Ekonomi 2 trilyon dolarlık milli gelir büyüklüğüne ulaşacaktı. Kişi başı milli gelir 25 dolar olacaktı. İhracat, 500 milyar dolar olacaktı. İşsizlik, yüzde 5’e inecekti. Enflasyon ve faiz düşecekti. Hedefler güzel, bir dediğimiz yok. Burada tutan bir hedef var. O da 2023 yılına girmiş olmamız. Onun dışında bir hedef tutmadı. Bu bütçe bize ne vaat ediyor? Sadece vaat ettiği vatandaştan vergi toplamak. Vatandaş verecek, siz faiz ödeyeceksiniz. Vatandaş verecek, garantili projelerinizi finanse edeceksiniz. Vatandaş verecek, siz cemaatlerin, tarikatların önünü açacaksınız. Siz vatandaşa değil, yine vatandaş size, yandaşlarınıza ve beslemelerinize çalışmaya devam edecek. Ama doymayacaksınız.
“AVRUPA’DAN HER YIL EN ÇOK ÇÖPÜ SATIN ALARAK BATI’NIN ÇEVRE TEMİZLİĞİNE BİLE EL ATTIK”
Tutmayan hedefler var ama. Bir şey yapmadılar mı? Bir şeyler de yaptılar tabii. 10 milyon insanı Avrupa sınırlarından uzak tutarak Batı’nın refahını korudu bu iktidar. Avrupalılara ucuz tatil fırsatı sundu, ucuz sağlık hizmeti ile can simidi oldu. Yetişmiş doktorlarımız onların ihtiyaçlarını da karşıladı. Avrupa’dan her yıl en çok çöpü satın alarak Batı’nın çevre temizliğine bile el attık. Son olarak yabancıların gayrimenkul ihtiyaçlarını, üstüne bir de vatandaşlık vererek karşıladı aslında bu iktidar.
“BİZ ZULMÜNÜZE DİRENECEĞİZ. TA Kİ HAYALLERİMİZ DEĞİL DİKTATÖRLER YIKILASIYA KADAR”
Buradaki vatandaşlar için bir şey yapmadı mı? Onu da yaptı. Sözde hocalarla bol bol fakirlik güzellemesi yaptı. Gençleri geleceksiz, çocukları öğünsüz, ana babaları boynu bükük, emeklileri ise kuru ekmeğe muhtaç etti bu iktidar. Ev sahipleriyle kiracıları hasım yaptı. Gördük ki Merkez Bankası Başkanı bile şimdiden ev sahiplerine düşman olmuş. Yandaşı daha zengin, halkı daha fakir yaparak sizin anlattığınız ‘Türkiye Yüzyılı’ oldu bize ‘Sefalet Yüzyılı’. Hz. Ali’nin dediği gibi ‘Eğer zalim ısrarla zulme devam ediyorsa bil ki sonu yakındır. Ama mazlum da ısrarla direniyorsa bil ki zafer yakındır.’ Bu yüzden biz zulmünüze direneceğiz. Ta ki hayallerimiz değil diktatörler yıkılasıya kadar.”