Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Sincan Kapalı Cezaevi önünde; “Bizi bu politize hukuk operasyonlarıyla Türkiye’yi sevmekten, Türk Milletini sevmekten vazgeçiremezsiniz, geri adım attıramazsınız. Susturmak mı istiyorsunuz? Öldürürsünüz, ama susturamazsınız başka türlü. Bu ülkeyi sevmekten vazgeçmeyeceğiz. Şu anda arkada Sincan Kapalı Cezaevinde yatan arkadaşlarımız da ülkelerini, içeride yatırdığınız için sevmekten vazgeçmeyecekler. Daha fazla sevecekler. Zafer Partisi olarak bu konuyu sabırla bekledik şimdiye kadar. Her gün gündemde tutacağız. Göreceksiniz; her gün arkadaşlarımız için gösteri yapacağız. Türkiye’nin her yerinde yapacağız ta ki bu vatanseverleri hapishaneden dışarı çıkarana kadar” dedi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Zafer Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Eray Ertürk, Ajans Muhbir X hesabı yöneticileri Süha Çardaklı ve Serkan Kafkas, Ambargo TV gönüllüsü Ramin Saeidi, Adem Enes Gezer, Ümit Yasin Perinçek, Murat Teker ve Serdar Sönmez’in tutukluluklarının devam etmesine Sincan Kapalı Cezaevi’nin önünde yaptığı açıklama ile tepki gösterdi. Özdağ, şunları söyledi:

“BU VATANSEVERLERİN ATTIKLARI TWEETLERDEN, YAPTIKLARI HABERLERDEN DOLAYI KİM, KİN VE NEFRETE KAPILMIŞ VE HANGİ EYLEMİ YAPMIŞ? ORTADA BİR TANE EYLEM YOK”

Türk milliyetçilerine, vatanseverlere 1918-1922 arasında İstanbul’da işgal güçleri nasıl davranıyorlarsa saray rejimi de Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında Ankara’da öyle muamele ediyor. 1918-1922 arasında işgalcilerin Türkiye’deki varlığına ve işgal rejimine itiraz etmek suçtu. 2023 yılında ise 13 milyon sığınmacı ve kaçağın Türkiye’de artarak ve ağırlaşarak devam eden varlığına itiraz etmek suç haline geldi. Türk milliyetçileri, Atatürkçüler hiçbir şiddete başvurmadan, sokağa dahi çıkmadan, sosyal medyada 13 milyon sığınmacı ve kaçağın vatanlarına dönmesini istedikleri ve sığınmacılar için yılda 11 milyar dolar harcanmasına karşı çıktığı için sabaha karşı yapılan polis operasyonlarıyla evlerinden alındılar ve tutuklandılar. 2 ayı geçti. Suçları ne? Yalan haber yaymak. Haberin yalan olduğuna kim karar veriyor? Neye göre yalan? Eğer İletişim Başkanlığı’na göre yalansa geçin onu. ‘Halkı kin ve nefrete kışkırtma’. Bu vatanseverlerin attıkları tweetlerden, yaptıkları haberlerden dolayı kim, kin ve nefrete kapılmış ve hangi eylemi yapmış? Ortada bir tane eylem yok. Öte yandan, İstanbul’da halkı yabancı temsilcilikleri basmaya teşvik eden kişiler hakkında çıkan olaylarda onlarca polis yaralanmasına, bir polisin kafatası kemiği çatlamasına, iş yerleri yakılıp yıkılmasına rağmen bu çağrıyı yapanla ilgili en ufak bir hukuki takibat yapılmadı. ‘Hatay, Arap’tır’ diyen provokatörle ilgili suç duyurusunda bulunduk. Savcı, takipsizlik kararı verdi.

“HER GÜN ARKADAŞLARIMIZ İÇİN GÖSTERİ YAPACAĞIZ. TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE YAPACAĞIZ TA Kİ BU VATANSEVERLERİ HAPİSHANEDEN DIŞARI ÇIKARANA KADAR”

Artık yapılan Türk milletine haksızlık boyutuna ulaşmıştır. Yapılan Türk milletinin hukukunu savunan vatanseverlere, Atatürkçülere, Türk milliyetçilerine politik zulümdür. 2 aydır tutuklu olan arkadaşlarımız bu suçu işlemiş olsalardı ve ceza almış olsalardı yatacakları bu kadardı zaten. Yarın beraat edip dışarıya çıktıklarında nasıl bakacaksınız yüzlerine? Nasıl vereceksiniz 2 aydan beri devam eden özgürlüklerini elinden alınmaya? Siz de biliyorsunuz ki tutukladığınız, tutuklattığınız bu insanların en ufak bir suçu yok. Vatanlarını sevmekten başka. Daha önce de söyledik; bizi bu politize hukuk operasyonlarıyla Türkiye’yi sevmekten, Türk Milletini sevmekten vazgeçiremezsiniz, geri adım attıramazsınız. Susturmak mı istiyorsunuz? Öldürürsünüz, ama susturamazsınız başka türlü. Bu ülkeyi sevmekten vazgeçmeyeceğiz. Şu anda arkada Sincan Kapalı Cezaevi’nde yatan arkadaşlarımız da ülkelerini, içeride yatırdığınız için sevmekten vazgeçmeyecekler. Daha fazla sevecekler. Bundan sonra Zafer Partisi olarak bu konuyu sabırla bekledik şimdiye kadar. Her gün gündemde tutacağız. Göreceksiniz; her gün arkadaşlarımız için gösteri yapacağız. Türkiye’nin her yerinde yapacağız ta ki bu vatanseverleri hapishaneden dışarı çıkarana kadar.”

 

Kaynak: anka