Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İl Başkanları İstanbul Buluşması’nda; “Türkiye’de herkesi kucaklayan halkçı, insanların ihtiyacını karşılayan sosyal demokrat, aynı zamanda insanlarımızın yoksullukla mücadelesinin en öncü saflarında durmaktan geri durmayan ve onlara hizmet eden belediyelerimizin puanlarının çok iyi durumda olduğunu biliyoruz...Önümüzdeki yerel seçimin, 2019’un çok daha ilerisinde bir başarıyla kazanmak zorunda olduğumuz ve kazanmak için de her şeye sahip olduğumuz bir seçim olduğunun altını çizebiliriz” dedi.
CHP İl Başkanları İstanbul Buluşması programı, İstanbul’un Beşiktaş ilçesindeki bir otelde üçüncü günü olan bugün sona erdi. Buluşmaya CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı.
Burada konuşan İmamoğlu; CHP’nin, ülkenin en önemli yapı taşı olduğunu vurguladı. İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“CHP’NİN VARLIĞI DÜNYA SİYASETİNDE ÖNEMLİ BİR NOKTADA: Cumhuriyet Halk Partisi’nin varlığı dünya ölçeğinde, siyaset anlamında çok önemli bir noktadadır. 100 yıllık bir tarihe sahip ülkemizin, Cumhuriyetimizin 100 yıllık da bir partisi vardır. Bu çok kıymetli bir kavram. Biz herhangi bir siyasi partiye hiç benzemedik ve benzemeyeceğiz. Bir iktidarla var olan ya da iktidarın düştüğü anda da kaybolan bir siyasi parti değiliz. Bizim aslında dünyada örneği yine nadir olan bir kuruluşun ve kurtuluşun partisi olduğumuz net. Aynı zamanda bir misyonun ve bir davanın ama aynı zamanda yenilenen, güçlenen ve dönemin koşullarına göre de kavramlarını her zaman ileriye taşıyan da bir davanın partisiyiz. Bu anlamda bu görevi alırken hepimizin görevi aldığı manevi bir güç var. O da bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten aldığımız güç ve kuvvettir. Bu yönüyle görevimizin en önemli hassas kavramı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilelebet varlığı ve kalıcılığıdır. Çok manevi ve güçlü bir idealdir.
MÜCADELEMİZ, CUMHURİYETİN VARLIĞIDIR: Her şart altında, her pahasına, ne pahasına olursa olsun mücadelemiz, Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlığıdır. Tabi Cumhuriyet nasıl varlığını korumalı ve muhafaza etmeli, bu da elbette davamız açısından önemli. Cumhuriyetin hukukla, demokrasiyle, özgürlükle, adaletle ayakta kalacağını bilen neferleriz. Cumhuriyet ancak laiklikle ayakta kalacaktır. Bunu da bilen insanlarız. İşte biz Cumhuriyet’i, ekonomik ve sosyal refahla, sürekli gelişme ve insani kalkınmayla geleceğe taşıyabileceğimizin de farkındayız. Bu yönüyle biz, bu değerlerin ve bu hedeflerin partisi olduğumuzu hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız. Geçmişi de tarıyoruz, okuyoruz, anlıyoruz, ders çıkartıyoruz. 100 yıllık onurlu Cumhuriyet tarihimizde çok farklı dönemlerden geçtiğimizin farkındayız.
GENEL BAŞKANIMIZIN LİDERLİĞİNDE YOL YÜRÜMELİYİZ: Eksiklerimizin, hatalarımızın üstünü örterek yol yürümenin doğru olmadığını da biliyoruz. Cesaretle, hatalarından ders alan, eksiklerini tamamlayan ve geleceği güçlü bir şekilde tasarlayan bir değişimi de ortaya koyma karakterinden asla vazgeçmeyen neferleriz. Toplumu, dünyayı, siyaseti algılarken daha geniş açıyla bakabilmenin, politika geliştirirken üretken ve cesur olabilmenin mutlak karakterimiz olduğunu her yerde konuşmalı ve ortaya koymalıyız. Hep birlikte bunların çok daha fazlasını başarmaya hazır bir ekip olduğumuzu ve ülkemizin de buna ihtiyaç duyduğunu hepimiz biliyoruz. Kurultayımızın bu anlamda son derece olgun ve demokratik bir süreç olarak yaşanması da bize çok büyük kazanımlar sunmuştur. Şimdi tümüyle birlik ve beraberlik içinde çok güçlü bir motivasyonla genel başkanımızın liderliğinde hep birlikte yol yürümeliyiz.
BASKIYA, CEZAYA BOYUN EĞMEYECEĞİZ: Partimizin ve ülkemizin geleceğini hep birlikte inşa edebiliriz ve etmeliyiz. Kurucu değerlerimizden asla taviz vermeden, değişen dünyayı çok iyi anlayarak ortak akılla, masamızı olabildiğince genişleterek halkla birlikte Türkiye’nin ülkemizin geleceğini inşa etmenin sağlıklı yol ve yöntemlerini oluşturmalıyız. Bizler gelecek güzel günlere, umudunu o günler için mücadele azmini asla yitirmeyen güçlü bir ekibiz. Gücümüzü aynı umudu paylaşmaktan alan insanlarız. Gücümüzü birliğimizden, ortak mücadelemizden alıyoruz. Birbirimizi dinlemek, anlamak, hissetmek ortaya koyacağımız en değerli çabalardan birisidir. Açık ve samimi bir iletişimle aramızda çözemeyeceğimiz hiçbir sorunun olmadığını düşünüyorum. Bizleri baskıyla, cezayla yıldırmaya çalışanlar olacaktır. Bunu asla boyun eğmeyeceğiz. Yalan, iftira, kara propaganda gibi hususlar ne bizi birbirimizden uzaklaştırabilir ne de ayrıştırabilir. O bakımdan aramıza duvar örmek veya birtakım yalan yanlış ifadelerle bize zarar vermek isteyenlere karşı açıklıkla, şeffaflıkla, samimiyetle düşüncelerimizi birbirimizin yüzüne ifade ederek aşmanın yol ve yöntemlerini hep birlikte bulacağız.
BELEDİYELERİMİZİN PUANLARININ ÇOK İYİ OLDUĞUNU BİLİYORUZ: Bizi birbirimizle özellikle kavga ettirmek isteyenlere karşı mutlaka ve mutlaka dayanıklı, donanımlı ve tedbirli bireyler olmak zorundayız. Halka gerçekleri anlatma konusunda, her noktasında kararlı bireyler olmalıyız. İl başkanlarımız örgütleriyle, belediye başkanlarımız icraatlarıyla tam da insanlarımızın ihtiyaçlarına cevap veren, mevcut durumu onlarla paylaşan, analiz eden, eksiklerimiz var ise yine onlarla, vatandaşlarımızla düşünen ve fikirler üreten, halkla inatlaşmayan, siyasi fikrine bakmadan her vatandaşa saygı duyan bir süreci titizlikle yaratmalıyız. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak 5 yılda değerli, güçlü ve gerçekten başarılı bir zaman dilimini geçirdiğimizin altını çizmek gerekir. Türkiye’de herkesi kucaklayan halkçı, insanların ihtiyacını karşılayan sosyal demokrat, aynı zamanda insanlarımızın yoksullukla mücadelesinin en öncü saflarında durmaktan geri durmayan ve onlara hizmet eden belediyelerimizin puanlarının çok iyi durumda olduğunu biliyoruz.
ANADOLU’NUN HER YANINDAN İNSANLARIMIZIN GÖZÜ BU ŞEHİRDE: Kimseyi ayırmadan, dışlamadan hizmet eden ve halkın sevgisini kazanan belediyeler oldu. Belki kimimiz daha az, belki kimimiz daha fazla ama bu anlamda ilkelerimizden asla taviz vermeden görev yaptık. Her açıdan çok büyük ölçekli bir şehir olması ve iktidarın malum sebeplerle gözünü her zaman diktiği İstanbul’da görev yapmamız gereği buradaki mücadelemiz elbette daha yoğun hatta bazen her gün her saniye bir yandan hizmet üretirken bir yandan da iktidarın müdahaleleriyle açıkçası mücadele eden bir karakteri ortaya koyduk. Şunu da söyleyeyim, Anadolu’nun her yanından, Trakya’nın her yanından insanlarımızın gözünün bu şehirde olduğunu, bizleri takip ettiğini, bizlere destek olduğunu, bizlerin bu sürecin içerisinde nasıl mücadele ettiğimizi iyi bildiğini biliyorum. Önümüzdeki yerel seçimde de iktidarın İstanbul’a odaklanacağını, kazanmak için pek çok şeyi göze alabileceklerini de görüyorum.
İSTANBUL’DAKİ SOSYAL DEMOKRATİK BELEDİYECİLİĞİMİZ ANLATILMALI: Bu süreçte İstanbul’da sosyal demokrat belediyecilik adına neleri nasıl yaptığımızı tüm örgütümüz tarafından bilinmesinin ve halkla paylaşılmasının hatta yurdumuzun dört bir yanında sizlerin de vasıtasıyla çok önemli bir şekilde insanlarımıza bunun anlatılmasının, partimizin bu yerel seçimdeki başarısına büyük katkı sunacağını düşünüyorum. Tabii ki aynı şekilde sizlerin düşüncelerinin, illerinizden getirdiği düşünce ve bakış açılarını da bizler için çok önemli olduğunun da altını çizmek isterim. Bu amaçla her zaman sadece İstanbul’da bulunduğunuz bu dönem dahilinde değil, her zaman sıkı bir iletişim içerisinde olduğumuzu ve olacağımızı bütün il başkanlarımıza buradan duyurmak isterim. Şunu ifade edeyim. Önümüzdeki yerel seçimin, 2019’un çok daha ilerisinde bir başarıyla kazanmak zorunda olduğumuz ve kazanmak için de her şeye sahip olduğumuz bir seçim olduğunun altını çizebiliriz.
KENDİMİZİ KONFORUN DIŞINA TAŞIMALIYIZ: Siyasetin yol ve yöntemleri değişiyor. 21’inci yüzyılın siyaset anlayışında farklı görüşleri, farklı bakışları içine çeken, kendi içine kapanan değil, kutusunun dışına, çerçevesinin dışına çıkan bir siyaset anlayışının başarılı olacağını asla unutmayalım. İçinde kendimizi rahat hissettiğimiz ya da konforuna alıştığımız paradigmanın dışına kendimizi mutlak taşımalıyız. Tabii bunların hepsi kazanmak için, kazanmak için de çok çalışıp yepyeni ve çok kuvvetli bir siyaset tasarımını birlikte ortaya koymalıyız. İlk hedefimizin yerel seçimler ve başta İstanbul olduğunu bu anlamda biliyoruz. Üzerimize düşen vazifenin sorumluluğunun da farkındayız. İkincisi elbette, Türkiye’nin de içinde olduğu birçok ülkede yükselen, yerleşmeye çalışan otoriter popülizmin karşı tam aksine şeffaflığı, dayanışmayı, halkçı mücadeleyi var eden bir süreci genel başkanımızın liderliğinde ortaya koyan politikaları geliştirme zorunluluğunda olduğumuzu da biliyoruz.
GENEL BAŞKANIMIZA GÜVENİYORUZ: İşte tam da böylesi bir stratejiyle özellikle gençlere hatta çocuklara, ihtiyaçları ve ihtiyaçları üzerinden çözümleri sıralayan bir dönemi var edelim. Sizlerle birlikte çok güzel başarılara imza attık. Tekrar çok kıymetli başarılara imza atacağımızı biliyorum. Elbette ki genel başkanımıza, genel merkez yönetimimize çok güveniyoruz. Tabii ki en önde örgütümüze güveniyoruz, il başkanlarımıza güveniyoruz. Dayanışmamız yüksek olsun. Kötü dili ve özellikle ayrıştırıcı, insanlarımızı birbirine düşüren kutuplaştırıcı eylem ve hareketlere karşı tedbirli olmanızı ve olmamızı mutlaka hatırlatıyorum. Sevgiye dayalı, kariyerist bir tutumu değil, tam aksine birlikte başarıyı hedefleyen bir tutumu ortaya koymanın çok kıymetli olacağını, genel başkanımızın sıklıkla tarif ettiği takım ruhunun ve takımın içinde hangi pozisyonda olduğumuzun bir önemi olmadığına inanarak maçı kazanmanın, partimiz için de değil, ülkemiz ve milletimiz için çok önemli olduğunu ve kazanan bir partinin, kazanan bir takımın bir ferdi olmanın hepimizi onurlandıracağını ve gururlandıracağını unutmamanızı diliyor, hepinizi tekrar İstanbul’da görmekten duyduğum mutluluğu belirtiyorum.”