HABER: GÜLARA SUBAŞI / KAMERA: EYLEM LADİN DEĞER 

DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, “Biz yerel seçimlere, kendi partimiz ve logomuzla gireceğimizi, açıkladıktan sonraki süreç içerisinde, genel merkezimizde 18 ayrı komisyon kurduk. 81 ili 18 komisyona böldük. Ve 20 Kasım itibarıyla da müracaatlar almaya başladık. 29 Aralık'a kadar da adaylık müracaatlarını alacağız. Ama arkadaşlarımızın ilk gidip illerde yapmış olduğu tespitlerle ortaya çıkan ve genelde teşkilat ağırlıklı olarak güvendiğimiz, bildiğimiz arkadaşlarımız, adaylık için ‘ben varım’ diyenleri 3 Aralık'ta Ankara'da, Yenimahalle'de, İvedik Caddesi’nde bir kapalı salon toplantısıyla kamuoyuyla paylaşacağız. Bunun içerisinde, İstanbul'dan bir kısım ilçe belediyelerimiz var. İl belediyelerimiz var. İlçe belediyelerimiz var. Ve Türkiye'nin her bir bölgesinden sembolik belediye başkan adaylarını, Sayın Genel Başkanımızın da katılımıyla 3 Aralık'ta kamuoyuyla paylaşacağız. Bu, bizim ilk aday tanıtım toplantımız olacak. Yine belirli periyotlar halinde, Türkiye'nin tamamında, 922 ilçe, 51 şehir merkezi ve 30 büyükşehir ve 389 beldede maksimum düzeyde, aday göstermeyi hedefliyoruz. Bu arkadaşlarımızı da peyderpey kamuoyuyla paylaşacağız” dedi. Şahin, yerel seçim ittifakı konusunda ise “ Biz 81 ilin tamamında kendi adaylarımızla gireceğiz. Ancak yerelde iş birliği ancak yerel adayların ve yereldekilerin diyalogları sonrasında oluşabilecek birliktelikler. Bu noktada da bazı beldelerde, ilçelerde ve ilde eğer bir yerel iş birliği talebi gelirse bunları olgunlaştırıp kendi yetkili kurullarımızda da değerlendireceğiz. Özü itibarıyla tamamında kendi adaylarımızla girmeyi arzuluyoruz. Ama yerel iş birliklerine de hafif bir kapı aralık bırakıyoruz” diye konuştu.

DEVA Partisi Sözcüsü, Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili İdris Şahin, ANKA Haber Ajansı’na partisinin 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde izleyeceği yol haritasını anlattı. Şahin’in açıklamaları şöyle:

"MUHALEFET SEÇMENİNİN 14 VE 28 MAYIS'TA ARZU ETTİĞİ NETİCEYİ ALAMASA BİLE YEREL YÖNETİMLERİ ASLA VE ASLA İKTİDAR PARTİLERİNE BIRAKMAYACAK KADAR ARZULU BİR SEÇMEN OLDUĞUNA İNANIYORUM”

“Öncelikle şunu ifade etmekte fayda var: Yerel seçimin dinamikleriyle genel seçimin dinamikleri çok farklı olur. Genel seçimi de ikiye ayırmak lazım. 14 Mayıs’a kadar muhalefetin izlemiş olduğu kampanya ve 14 Mayıs ile 28 Mayıs arasındaki kampanya sürecini de değerlendirdiğinizde, iki ayrı Millet İttifakı’ndan bahsetmek doğru olabilir. Dolayısıyla genel seçimlerde, elbette ki muhalefetin kaybetmiş olması, muhalefet seçmeni üzerinde bir kırgınlık oluşturabilir. Ancak yerel seçimlerde, her seçim bölgesi bir cumhurbaşkanlığı seçimi gibi değerlendirilmelidir. Çünkü orada göstereceğimiz her aday beldede, ilçede, il belediyesinde, büyükşehirde kendini ortaya koyacak aynı zamanda sandıkta bütünleşmeyi tercih edecektir. O nedenle yerel seçimde, muhalefet seçmeninin daha coşkulu, daha arzulu bir şekilde sandığa gitmesi gerekir. Çünkü şu an itibarıyla ülkemizin yaşadığı durum; genel iktidarda tamamen sorgudan azade kendini kılan, yasamanın ve yargının üzerinde tahakküm kuran bir icra söz konusu. Bunu eğer yerel seçimlerle de perçinletmesi halinde tam manasıyla bir otoriter anlayışa doğru Türkiye kayabilir. O nedenle, muhalefet seçmeninin her ne kadar 14 ve 28 Mayıs'ta arzu ettiği neticeyi alamasa bile; demokrasiye bağlı hukukun üstünlüğünü benimsemiş, özgürlüğüne düşkün ve yerel yönetimleri asla ve asla iktidar partilerine bırakmayacak kadar arzulu bir seçmen olduğuna ben inanıyorum. Ve sandığa da bu bilinçle gideceğini ve yerel seçimler sonrasında da en azından yereldeki iktidarı, mevcut iktidara bırakmayacağını düşünüyorum.

"81 İLİN TAMAMINDA KENDİ ADAYLARIMIZLA GİRECEĞİZ. AMA YEREL İŞ BİRLİKLERİNE DE HAFİF BİR KAPI ARALIK BIRAKIYORUZ”

Biz, yerel seçimlerin mantık itibarıyla ittifaka uygun olmadığını biliyoruz ve bu doğrultuda da Tüzük Kurultayı’mızda Sayın Genel Başkanımız, Genel Merkez Yönetim Kurulu’muzun kararını kamuoyuyla paylaştı. Biz 81 ilin tamamında kendi adaylarımızla gireceğiz. Ancak yerelde iş birliği ancak yerel adayların ve yereldekilerin diyalogları sonrasında oluşabilecek birliktelikler. Bu noktada da bazı beldelerde, ilçelerde ve ilde eğer bir yerel iş birliği talebi gelirse bunları olgunlaştırıp kendi yetkili kurullarımızda da değerlendireceğiz. Özü itibarıyla tamamında kendi adaylarımızla girmeyi arzuluyoruz. Ama yerel iş birliklerine de hafif bir kapı aralık bırakıyoruz.”

"KENDİ ÖZGÜN KİMLİĞİMİZLE, DAHA ÇOK İKTİDAR SEÇMENİNDEN OY KOPARTABİLECEK ADAYLARLA KAMUOYUNUN KARŞISINA ÇIKMAYI HEDEFLİYORUZ”

Şahin, İYİ Parti içindeki bazı isimlerin, Genel Başkan Meral Akşener’in seçimlere ittifaksız gidileceği yönündeki açıklamalarının ardından partilerinden istifa edip ‘Bu karar, büyükşehirlerin iktidara teslim edilmesi anlamına gelir’ açıklamalarının hatırlatılarak ‘DEVA Partisi’nin de ittifaksız kendi adaylarıyla seçime girmesi durumunda böyle bir eleştiri alırsanız buna karşı cevabınız ne olur” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Ben, DEVA Partisi'nin büyükşehirlerde çıkartacakları adayların Millet İttifakı cephesinden ziyade, iktidar cephesinden daha fazla oy alacağı kanaatindeyim. Bu konuda alandaki gözlemimiz bu yönde ve bunu gittiğimiz her yerde de hissediyoruz ve yaşıyoruz. Zaten seçimler sonrasında da DEVA Partisi'ne yapılan ağır eleştirilerin sebebi, iktidardan oy kopartamadığı noktasındaydı. Eğer siz, CHP ile özdeşleşir ve onun söylemlerini seçim meydanlarında ifade etmeyi arzu ederseniz DEVA Partisi'nden, doğal olarak karşı kitleden bir şey kopartmasını bekleyemezsiniz. Şimdi, biz kendi özgün kimliğimizle, yerelde daha çok iktidar seçmeninden oy kopartabilecek adaylarla kamuoyunun karşısına çıkmayı hedefliyoruz.

"SİYASETÇİ, SÖZ SÖYLERKEN GEMİCİ DÜĞME ATMAMALI. O NEDENLE BİZ DEVA PARTİSİ OLARAK ÇOK SINIRLI DA OLSA İŞ BİRLİĞİ KAPILARINA AÇIK OLDUĞUMUZU İFADE EDİYORUZ”

İYİ Parti'den istifalara gelince, bir-iki tane haricinde yapılan istifaların ittifakla birlikte seçime girilme veya girilmeme konusunda verilen kararla bir alakası olduğu kanaatinde değilim. Elbette ki İYİ Parti'nin kendi iç işleyişi ve kendi kararlarına saygı duymak gibi bir yükümlülüğümüz var. Ancak şunu özellikle ifade edebilirim ki 2019’da yapılan birlikteliklerden hem İYİ Parti hem CHP yeterince istifade etti. Bu belediyelerin imkanlarından da onların siyasal gücünden de birlikte yararlandılar. Bundan sonraki süreç içerisinde ne karar verirler, onu net bilemiyorum. Kesin listelerin verilmesi tarihi 15 Şubat ile 20 Şubat arasında bir tarihte olacak. Henüz, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) net tarihi belirlemediği için bu aralığı bırakıyorum çünkü bir önceki seçimlerde, 18 Şubat olarak değerlendirmişlerdi. Bu süreye kadar, belirli iş birliği kanallarının açık olabileceğini düşünüyorum. Geçmiş dönemde de İYİ Parti'den benzer açıklamalar gördük. Ama sona doğru birlikteliklerin yaşandığına da şahit olduk. Bu, iki siyasi partinin kendi arasında ilişkileri düzenleyebilir. Ama siyasetçi, söz söylerken gemici düğme atmamalı. Kesin yargıyı ifade eden cümleler kullanmamalı. Bunu kullandığınız takdirde, geriye dönüşlerinizi çok büyük zarar ve hasar görüyorsunuz. Bu hasardan da birlikte siyaset yaptığınız, birlikte aday gösterdiğiniz bütün siyasi partiler etkileniyor. O nedenle biz DEVA Partisi olarak çok sınırlı da olsa iş birliği kapılarına açık olduğumuzu ifade ediyoruz. Bu süreç içerisinde olgunlaşabilecek birlikteliklere elbette ki yetkili kurullarımızda da karar vererek mutlaka bir yol haritası belirleyeceğiz.

"ERDOĞAN, YÜZDE 52 OY ALMIŞTI. HEMEN 6 AY SONRA, YEREL SEÇİMLERDE ANKARA, İSTANBUL, ANTALYA, ADANA GİBİ BÜYÜKŞEHİRLERİ KAYBETTİ. ŞİMDİ AYNI SENARYO, MUTLAKA VE MUTLAKA YAŞANACAK”

Ben, bu yerel seçimin dinamikleri itibarıyla genel seçimlerle asla özdeşleşmeyeceğini bir sefer daha ifade etmek istiyorum. 2019’un Haziranında da cumhurbaşkanlığında Sayın Erdoğan, yüzde 52 oy almıştı. Ama sonrasında, hemen 6 ay sonra, yerel seçimlerde Ankara, İstanbul, Antalya, Adana gibi büyükşehirleri kaybetti. Şimdi aynı senaryo, tekrar mutlaka ve mutlaka yaşanacak. Ben görüyorum. Çünkü iktidar neyi söyledi de doğrusunu yaptı? Bakınız, her alanda aldattı. ‘Demokrasi’ dedi, aldattı. ‘Adalet’ dedi, aldattı. Seçim öncesinde, ‘Faizi yükseltmeyeceğiz’ dedi, aldattı. Dış ilişkilerde, ‘Sisi mi, Mursi mi’ dedi, aldattı. Esad'a dün ‘katil’ dedi, bugün en iyi dostu oldu. ‘Kaşıkçı Cinayeti’nin eli kanlı faili’ dediği Suudi Veliaht Prensi ile sarmaş dolaş hale geldi. ‘Emekliye vereceğim’ dedi, vermedi ve aldattı. Çiftçiyi, esnafı, BAĞ-KUR’luyu ciddi anlamda aldatan bir iktidarla karşı karşıyayız. Millet olarak bu kadar aldatılmayı hak edecek bir toplum değiliz. O nedenle, seçim öncesindeki vaatlerin hiçbirini gerçekleştirmeyen; özellikle gençlere, ‘Bu mülakatı kaldıracağız’ deyip seçim sonrasında daha ağır koşullarda mülakat ortamını getirerek gençleri de aldatan iktidara karşı yerel seçimlerde çok önemli bir ders verileceği kanaatindeyim. Önemli olan, muhalefet blokunun sağlıklı, şehircilikten anlayan, toplumun problemlerini çözecek ve o beldeye yakışır adayları kamuoyunun huzuruna çıkartması. Bu adaylar çıkarsa muhalefet olarak yerelde sorunları hep birlikte çözeceğimize inanıyorum.”

"3. CEZA DAİRESİ'NİN HAVADAYKEN ARKASINDA DURAN, ‘KARAYA İNİNCE HAKEMLİK YAPACAĞIM’ DİYEN BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ. BİZE HİÇBİR KONUDA SAMİMİ GELMİYORLAR”

Şahin, 50+1 ve anayasa değişikliği tartışmalarına ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bizim anayasa değişikliğiyle alakalı tutumumuz son derece net. Mevcut Anayasa’ya uygun hareket etmeyen iktidar ortaklarının getireceği bir anayasa değişikliğine asla destek olmayacağız. Çünkü iktidar ortakları, mevcut Anayasa’nın hiçbir maddesini uygulamıyorlar. Kendi aleyhlerine olabilecek her türlü maddede, Anayasa’yı ihlal etmek onlar için meşru bir hal aldı. Anayasal kurum olan Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Başkanını, üyelerini tehdit edebilecek duruma gelmiş bir iktidar ortaklarıyla karşı karşıyayız. Yine Anayasa’nın amir hükmüne rağmen Anayasa 153 son maddesi çerçevesinde; ‘AYM kararları, yasama, yürütme organlarını bağlar. Tüzel ve gerçek kişilerin tamamını bağlar’ hükmüne rağmen 3. Ceza Dairesi'nin havadayken arkasında duran, ‘karaya inince hakemlik yapacağım’ diyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Dolayısıyla bize hiçbir konuda samimi gelmiyorlar. Biz DEVA Partisi olarak Altılı Masa’nın ortak mutabakatıyla hazırlamış olduğumuz ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş ve Anayasa Değişiklik Paketi’nin uygulanması halinde bunları konuşabileceğimizi ve mevcut iktidarın da var olan Anayasa’ya uygun hareket etmesini beklediğimizi, Anayasa’ya uygun hareket etmesi halinde getirebilecekleri bir değişikliğin anlamlı olabileceğini düşünüyoruz.

"ERDOĞAN YAŞADIĞI SÜRE BOYUNCA, BAĞIMSIZ YARGI ÖNÜNDE HESAP VERMEKTEN KORKTUĞU İÇİN YAŞADIĞI SÜREÇ İÇERİSİNDE İKTİDARDA KALMAYI ARZULAYACAKTIR”

50+1 ile alakalı değerlendirmesi, hiç samimi gelmiyor. Sayın Bahçeli ile Sayın Erdoğan arasında 50+1 noktasında büyük bir kaos olduğuna yönelik, fikir ayrılığı olduğuna yönelik iddialar; sıcak gündemi, vatandaşın sofrasındaki fakirleşmeyi, ekonomide çekilen sıkıntıları ve özellikle hayat pahalılığının ayyuka çıkmış olduğu bir dönemde gündem değiştirmeye matuf atılmış adımlardan birisi olarak görüyoruz. Sayın Erdoğan’ın bir tek arzusu var. Bunu, bugün söylemiyor. Sayın Erdoğan, geçmişten bu yana, kendisinin seçilmesi için lazım olan oy -1 ile bir düzenleme yapmayı çok arzu ediyor. Çünkü ölünceye kadar iktidarda kalmayı arzulayan bir yapıyla karşı karşıyayız. Bunun bir tek sebebi var: Uzun süreli iktidar kullananlar, hukuk tanımazlarsa, süreyle sınırlı olmazlarsa çok yanlış işler yapıyorlar, hukuka aykırı eylemlerin merkezi haline geliyorlar ve şu an itibarıyla da hesap vermekten korkuyorlar. Sayın Erdoğan da yaşadığı süre boyunca, bağımsız yargı önünde hesap vermekten çekindiği ve korktuğu için sonsuza kadar yaşadığı süreç içerisinde iktidarda kalmayı arzulayacaktır. Bu nedenle getireceği her türlü değişiklik, kendi iktidarını perçinlemek ve devamını sağlamaya yönelik olacaktır. Bugün, 50+1 tartışılır; yarın, 40+1 tartışılır. Yarın, ‘Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçelim’ de diyebilirler. O takdirde, biz ülkemiz için düzgün ve doğru sistemin güçlendirilmiş parlamenter sistem olduğuna inanıyoruz. Altılı Masa’da mutabakata varılan çerçevede, güçlendirilmiş parlamenter sisteme Sayın Erdoğan destek verirse, buyursun, getirsin, hep birlikte parlamentodan geçirelim. Ama bir tek şartla: Kendisinin tekrar adaylığının önünü açacak bir düzenleme istiyorsa orada ‘Yeter artık Sayın Erdoğan’ dememiz gerekiyor. Hem AK Parti Tüzüğü’nde hem Anayasa’da kendisinin iktidarını perçinlemek için yapmış olduğu değişikliklere Anayasa’da bir kapı açacak düzenlemeye, biz DEVA Partisi olarak asla destek olmayacağız.”

"ADAYLIK İÇİN ‘BEN VARIM’ DİYENLERİ 3 ARALIK'TA ANKARA'DA, KAMUOYUYLA PAYLAŞACAĞIZ”

Şahin, 3 Aralık Pazar günü, DEVA Partisi’nin yerel seçimlerle ilgili yapacağı açıklamaya ilişkin de şunları söyledi:

“Biz yerel seçimlere, kendi partimiz ve logomuzla gireceğimizi, DEVA Partisi'nde gireceğimizi açıkladıktan sonraki süreç içerisinde, Genel Merkezimizde 18 ayrı komisyon kurduk. 81 ili 18 komisyona böldük. Ve 20 Kasım itibarıyla da müracaatlar almaya başladık. 29 Aralık'a kadar da adaylık müracaatlarını alacağız. Ama arkadaşlarımızın ilk gidip illerde yapmış olduğu tespitlerle ortaya çıkan ve genelde teşkilat ağırlıklı olarak güvendiğimiz, bildiğimiz arkadaşlarımız, adaylık için ‘ben varım’ diyenleri 3 Aralık'ta Ankara'da, Yenimahalle'de, İvedik Caddesi’nde bir kapalı salon toplantısıyla kamuoyuyla paylaşacağız. Bunun içerisinde, İstanbul'dan bir kısım ilçe belediyelerimiz var. İl belediyelerimiz var. İlçe belediyelerimiz var. Ve Türkiye'nin her bir bölgesinden sembolik belediye başkan adaylarını, Sayın Genel Başkanımızın da katılımıyla 3 Aralık'ta kamuoyuyla paylaşacağız. Bu, bizim ilk aday tanıtım toplantımız olacak. Yine belirli periyotlar halinde, Türkiye'nin tamamında, 922 ilçe, 51 şehir merkezi ve 30 büyükşehir ve 389 beldede maksimum düzeyde, aday göstermeyi hedefliyoruz. Bu arkadaşlarımızı da peyderpey kamuoyuyla paylaşacağız.

"DEMOKRASİYİ YAŞATMAK, ONU FİLİZLENDİRMEK, ONU BİR ÇINARA DÖNÜŞTÜRMEK, 85 MİLYONUN ORTAK VAZİFESİ”

3 Aralık'taki aday tanıtım toplantımıza, tüm kamuoyuna davet ediyoruz. Çünkü orada DEVA belediyeciliğini anlatacağız. Ankara'ya nasıl deva olunacağını, Türkiye'ye nasıl deva olunacağını, Tunceli’ye, İzmir'e, Diyarbakır'a, Manisa'ya, Muğla'ya nasıl deva olunacağını, Sayın Genel Başkanımız, bir yol haritasıyla kamuoyuyla paylaşacak. O nedenle biz aday tanıtım toplantımızda bambaşka bir yol haritası izleyeceğimizi ve temiz belediyeciliğin nasıl ilkelerini de tek tek açıklayarak kamuoyuyla paylaşacağız. Kimsenin demokrasiden umudunu kesmemesini diliyoruz. Demokrasi, bizim anamızın ak sütü gibi helalimiz. Dolayısıyla onu yaşatmak, onu filizlendirmek, onu bir çınara dönüştürmek, 85 milyonun ortak vazifesi. Seçimler, elbette ki bir sınav. Bu seçimlerde, gönül arzu eder ki her daim başarılı olalım. Ama özü itibarıyla bu toplumda huzurlu bir şekilde, refah içinde yaşamak istiyorsak, özgür bir birey olarak adalet ve eşitlik temelinde yaşamak istiyorsak bunun yolu tam demokrasiden geçiyor. Buna hepimizin sahip çıkması gerekiyor.”

Kaynak: anka