İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, “Özellikle iki yılda kira ve konut fiyatlarında çok yüksek artışların yaşandığını, bu artışların yanında vatandaşın gelirindeki artışın yetersiz kaldığını biz her fırsatta dile getiriyoruz. Konut kirasının hanenin toplan geliri içerisindeki payının diğer zaruri harcamalara imkan vermeyecek bir miktarda artmasına da barınma krizi diyoruz. Çünkü, vatandaş barınmaya devam etmek ile diğer zaruri harcamalar arasında bir seçim yapmak durumunda bırakılıyor. Eğer vatandaşının barınma sorununu çözmek, devletin asli görevlerinden biri değilse devlet ne için var? Barınma sorunu yaşayan her vatandaş, AK Parti'nin belediye ya da il başkanlarına gidip deva aramak durumunda mı kalacak? Ya da en küçük sorununu çözmek için bile illa Cumhurbaşkanı'na kişinin ulaşması mı gerekecek" dedi.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Zorlu, özetle şunları söyledi:

“Bugün milletvekillerimizin de katılımıyla Başkanlık Divanı toplantımızı gerçekleştirdik. Öncelikle İsveç'in olası NATO üyeliği konusunda bir sunum yapıldı. Bu konuda milletvekillerimizle bir istişare etme fırsatı bulduk. Partimizin tutumunu oluşturmak bakımından iyi bir zemindi.

BU HAFTADA BİR DEĞİŞİKLİK OLMAZSA EĞER 12 ADAYIMIZI, VATANDAŞLARIMIZLA PAYLAŞACAĞIZ”

İkinci başlığımız, devam eden yerel seçim aday belirleme sürecimizin hangi durumda olduğu ve nereye doğru evrildiği konusunda bir değerlendirme oldu. Bu kapsamda toparlayacak olursak şu ana kadar İYİ Parti, 81 ilde adaylarını çıkarma kararının ardından iç büyük şehir, Eskişehir, İzmir ve Kahramanmaraş'ta büyükşehir başkan adaylarımızı belirledik. Dört ilde 40 ilçede ve toplam beldelerle birlikte 59 yerleşim biriminde adaylarımızı belirlemiş bulunuyoruz. Bu haftada bir değişiklik olmazsa eğer 12 adayımızı, vatandaşlarımızla paylaşacağız.

"EĞER VATANDAŞININ BARINMA SORUNUNU ÇÖZMEK, DEVLETİN ASLİ GÖREVLERİNDEN BİRİ DEĞİLSE DEVLET NE İÇİN VAR”

Türk ekonomisi... En önemli gündem maddesi. En zor günlerinden geçerken gündemdeki suni tartışmalarla vatandaşın feryadı da gözden kaçırılıyor. Üzülerek takip ediyoruz. Partimiz de bu karartma, gölgeleme ve göz ardı etme operasyonunun bir parçası olarak kullanılıyor. Özellikle iki yılda kira ve konut fiyatlarında çok yüksek artışların yaşandığını, bu artışların yanında vatandaşın gelirindeki artışın yetersiz kaldığını biz her fırsatta dile getiriyoruz. Konut kirasının hanenin toplan geliri içerisindeki payının diğer zaruri harcamalara imkan vermeyecek bir miktarda artmasına da barınma krizi diyoruz. Çünkü, vatandaş barınmaya devam etmek ile diğer zaruri harcamalar arasında bir seçim yapmak durumunda bırakılıyor. Eğer vatandaşının barınma sorununu çözmek, devletin asli görevlerinden biri değilse devlet ne için var arkadaşlar? Devletin temel amaç ve görevlerini tanımlayan Anayasamızın beşinci maddesinde kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak şeklinde net bir barınmayla ilgili anlayışı görüyoruz. Barınma sorunu yaşayan her vatandaş, AK Parti'nin belediye ya da il başkanlarına gidip deva aramak durumunda mı kalacak? Bu nasıl bir siyasi anlayış? Ya da vatandaşın en küçük sorununu çözmek için bile illa Cumhurbaşkanı'na kişinin ulaşması mı gerekecek? Bu kabul edilebilir bir tablo değil.”

BEN DE DOĞRUSU ANLAM VEREMEDİM NASIL SAYIN BEKER İLE İLİŞKİLENDİRİLDİĞİNİ”

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Zorlu, şunları söyledi:

“(Partiden istifa eden Adnan Beker’in açıklamalarıyla ilgili) Ben de doğrusu anlam veremedim nasıl sayın Beker ile ilişkilendirildiğini. Çok net bir şekilde söyleyeyim: Onunla bir ilgisi yok konunun. Konu zaten çok hassas bir süreçte olduğu için de belirli yönleriyle kamuoyumuzla paylaştık. Devam ediyor incelemeler Bakanlık tarafından. Biliyorsunuz herhangi bir açıklama da gelmedi bizim açıklamamız sonrasında. Bu önemli meseleyi takip edelim. Güvenlik birimlerimizin hassasiyetle takip ettiği bu sürecin layıkıyla çözümlenmesi adına da sessizliğimizi bu anlamda korumak arzusundayız.

BİZ, İYİ PARTİ OLARAK SEÇİMLERE YÖNELİK YÜZLEŞMESİNİ YAPMIŞ YEGANE PARTİYİZ”

(Kemal Özkiraz’ın İYİ Parti’nin anketlerde yüksek gösterilmesi için Ümit Dikbayır’ın kendisine para teklif ettiği iddiası) Benim çok beğendiğim bir kavram var, rızanın imalatı diye. Yani Noam Chomsky'nin bir eseri... O kitabı özellikle çok okunmasını tavsiye ediyorum. Bugüne uyarladığımızda bizim yaşadığımız bu gelişmeler karşısında bu kavramı dönüştürebiliriz: İftiranın imalatı... Çok açıkça. O iddia, iddia edilen kişi tarafından cevaplandırıldı böyle bir şey olmadığı yönünde. Böyle bir şey olmadığı yönünde ama asıl önemlisi bu iftiraları düzenleyen ve servis edenlerin, seçim öncesinde bu seçimin adeta nasıl kazanılmaması yönünde anketler ürettikleri, bunları topluma nasıl sunduklarını benim burada tek tek izah etmeye vaktim yetmez. Bunlara hiç gerek yok arkadaşlar. Biz, İYİ Parti olarak seçimlere yönelik yüzleşmesini yapmış yegane partiyiz.

MAALESEF BU ÜÇ, BEŞ MAAŞLI SİSTEMİN MİMARI OLANLARIN BAŞKA BİR TÜRLÜ YASA ÇIKARMASI, DÜZENLEME YAPMASI BEKLENEMEZ. BİZLER DE TABİİ Kİ BUNUN KARŞISINDA OLURUZ”

(Komisyon ve heyetlerde görevlendirilen bürokratlara aylık 18 bin lira verilmesine ilişkin düzenlemesiyle ilgili) Tabii ki kabul edilemez. Vatandaşımızın bu kadar sıkıntı yaşadığı bir dönemde özellikle. Bazı ilkeler var biliyorsunuz kamu personeli rejiminin. Eşit işe eşit ücret gibi. Bunlar neden özellikle kanunla konuşlandırılıyor? Bu rejimin layıkıyla icra edilebilmesi, adaletin sağlanabilmesi için. Maalesef bu üç-beş maaşlı sistemin mimarı olanların başka bir türlü yasa çıkarması, düzenleme yapması beklenemez. Bizler de tabii ki bunun karşısında oluruz. Vatandaşımızın bu kadar ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu bir dönemde derhal müdahale edilmesi gereken bir düzenleme olarak değerlendiriyoruz.

SAYIN YAVAŞ, SAYIN ÖZEL'İN SELAMINI GETİRDİLER. GÖRÜŞMEDE DİVAN ÜYELERİMİZ DE YER ALIYORDU. BUNUN DIŞINDA BİR DEĞERLENDİRME OLMADI”

(İstanbul ve Ankara özelinde yerel seçimde işbirliği ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Meral Akşener arasında bir görüşme olup olmayacağı sorusu üzerine) Divanımızda Sayın Mansur Yavaş'ın ziyareti ve içeriğiyle ilgili bir değerlendirme oldu. Sayın Yavaş, Sayın Özgür Özel'in selamını getirdiler. Görüşmede Divan Üyelerimiz de yer alıyordu. Bunun dışında bir değerlendirme olmadı. Şu anda Genel İdare Kurulumuzun almış olduğu bir karar var. Biz de bu esas üzerinden kararımızı en etkin bir biçimde hayata geçirmek için çalışmalarımızı yürütüyoruz. An itibarıyla da Sayın Özel'in partimizden herhangi bir randevu talebi yok.

KENDİ MECRASINDA YÜRÜYEN, MAHREMİYETİ OLAN BİR KONU OLDUĞU İÇİN DE SÜRECİN VE DİSİPLİN SORUŞTURMASININ İÇERİĞİNE YÖNELİK BİR BİLGİ VERMEM DOĞRUSU HİÇ DE DOĞRU OLMAZ”

(İYİ Parti’nin partiyle ilgili iddialara ilişkin hukuki süreci işletip işletmeyeceği sorusu üzerine) Sayın Dikbayır'ın iddiaları çerçevesinde çok fazla bir derinlikli değerlendirme yapmayacağım. Sebebi de partimizin kuruculuğunu yapmış, görev almış bir kişi. Bu konuyla ilgili disiplin kurulumuzun süreci devam ediyor. Tebligatname yapıldı. Bugün ya da yarın ulaşabilir. Sonrasında bir savunma süresi var. Süreç bu şekilde işleyecek. Kendi mecrasında yürüyen, mahremiyeti olan bir konu olduğu için de sürecin ve disiplin soruşturmasının içeriğine yönelik bir bilgi vermem doğrusu hiç de doğru olmaz. Ancak, Sayın Fatih Akşener’le ilgili bir konu geçti. O iddia ile ilgili de şunu söyleyeyim: Burada bir para dağıtılması ifadesi kullanıldı. Bizim iki milletvekilimiz o süreçte gönüllülük esasına ilişkin olarak bu kampanya ekibini yürüten çok geniş bir ekibimiz vardı. Onların bazılarının, bazı öncü ekip liderlerinin kampanyadaki bu meşakkatli günlerce uyumadılar gerektiği zaman. Onlara verilmiş bir katkı ve gerçekten bunun hesap noktasında da verilemeyecek hiçbir yanı yok her şey ortada. İlişkilendirildiği için söylüyorum: Bu gerçekten günlerce televizyonlarda döndürülüp döndürülüp bu şekilde sunulmaya çalışılıyor. Fatih Bey bu parti kurulduğu için kapılar kendisinin suratına kapatılmış bir arkadaşımız zamanında.”

Kaynak: anka