“Tüm kamuoyunu beton santraline karşı mücadeleye çağırıyoruz.” “Tüm kamuoyunu beton santraline karşı mücadeleye çağırıyoruz.”

İlimizde büyük yıkıma ve can kayıplarına neden olan 6 Şubat depreminin üzerinden neredeyse dokuz ay geçti.
Depremzede halk olarak yaşadığımız sorunların üzerine her geçen gün yenileri ekleniyor ve ya katmerleşerek önümüze çıkıyor.
Barınma sorunu için konteyner kentler yapılmasına rağmen hala çadırlarda kalmak zorunda olan insanlarımız var. Kış kapıda ve insanlar endişeli.
Konteyner talebinde buluduğun an konteyner eline ulaşmadan kira desteği kesiliyor. 
Birçok insan kira desteğini ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar altında daha fazla ezilmemek için kullanıyor. Destek süresi zaten birkaç ay sonra dolacak. Peki ya sonrasında…
Bir kısmımız konteyner kentlerde bir kısmımız toprağını kaybetmemek için bireysel konteynerde.
Konteyner kent deyince en fazla 21 metrekare kutu içerisine sığdırılan yaşamlar, yazın sıcaktan yakan, kışın soğuktan donduran geçici yaşam alanı. Fakat gelin görün ki daha ne kadar süre kalacağımız belli değil.
İhtiyaçlarını karşılanması için konteyner kentte kalanlara (bu koşullarada az da olsa destek diyelim geçelim) “esen kart” diye bir şey verdiler, fakat kentte kalmayanlar depremzede değilmiş gibi faydalanamadı…
Hala insanlar sağlıklı suya ulaşamıyorken bir de yıkım ekipleri binaları yıkarken altyapıya zarar veriyor. İçme suyu dağıtımında hala uzun kuyruklar ve izdiham yaşanıyor.
Yerinde ayrıştırmaya yasak dendi hala yerinde ayrıştırma devam ediyor. Su sıkılacak dendi beş yıkımdan ikisinde yıkım boyunca da bir tanker su sıkarak yıkım devam ediyor.
Yıkım Aralık ayı sonunda bitecek dendi depremzede onu beklerken çarşı merkeziyle ilgili proje var denilip eline el konulduğuna dair kağıt ulaştırılıyor.
Okullar açıldı çocuklar okula gidiyor ama moloz yığınlarının etrafında ve ya yıkım yapılan yerlerden geçerek okuluna ulaşıyor.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyaya da düşen; iki okulun bir arada eğitim gördüğü Jan ve Suphi Beyluni Lisesinde öğrenciler moloz üzerinden okula ulaşıyordu. Tepkiler üzerine çok sükür kaldırdılar diyeceğimizi sanmayın, araya bir yol açtılar şimdi çocuklar o molozların arasından okula gidip geliyor. 
Yerinin neresi olacağını bilmedikler ve taksidini 20 yılda ödemeye razı bırakılan evler için hak sahipliği için başvurdular bu kez ret cevabı aldılar.
Depremzede evlerine iş yerlerine maddi yardım beklerken, seçimden önce vaadedilen eşya yardımını bile alamadı.
Yıkıldı, günlerce çığlık attı, çadır bekledi, enkaz zehri soludu solumaya da devam ediyor, sıcaktan kavrulduk su bulamadı, yağmur yağarken su içinde kaldı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi tarım arazilerini, zeytinliğini, deniz kıyısını kısacası çevreyi korumaya çalıştı.
Velhasıl vel kelam; bir depremzede halk yaşanacak ne kadar olumsuzluk varsa yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor.
Foto-Haber:Neslihan Sağaltıcı

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları