HBB'den Arsuz Otoban Kavşağına Modern Dokunuş HBB'den Arsuz Otoban Kavşağına Modern Dokunuş

Eğitim Sen Samandağ Şube yönetimi ve üyeleri sendikalarına yönelik keyfi uygulamalara ve Suriye'de devam eden Alevi katliamına karşı basın açıklaması yaptı. 
Basın açıklamasını Eğitim Sen Samandağ Şube yönetimi adına Hüseyin Ali Atar okudu. Atar, açıklamasında “Genel Merkez yöneticilerimiz hakkında resen açılan “GREV” soruşturması kapsamında verilen 2 Haftalık ev hapsi ve ardından adli kontrol şartı, bugün mevcut olan anti demokratik  ortamda bile Eğitim Sen için kabul edilemez.
Emeğin haklarını korumanın, kazanımlarını kalıcı hale getirmenin yolu demokrasinin, adaletin, hukukun üstünlüğünün tesis edilmesinden geçmektedir.  
Ancak Türkiye'de uzun yıllardır ülkeyi yönetenler emeğe, emekçilere sırtını dönmüştür. Dolayısıyla demokrasi, adalet, hukukun üstünlüğü gibi temel değerler de bizzat ülkeyi yönetenler tarafından yıllardır yok sayılmaktadır. Son aylarda, özellikle son iki hafta içinde yaşanan gelişmeler ise mevcut iktidarın ülkeyi hızla zifiri bir karanlığa sürüklediğini göstermektedir. 
Seçme ve seçilme hakkımızdan sendikal hak ve özgülüklerimize, düşünceyi ifade özgürlüğünden toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkımıza, haber alma hakkımıza kadar en temel hak ve özgürlüklerimiz ayaklar altına alınıyor. 
Bugün geldiğimiz yer; en temel hak ve özgürlüklerimizin yok sayıldığı, baskıların, şiddetin, hukuktan yoksun soruşturmaların, gözaltıların ve tutuklamaların olağanlaştığı yerdir. 
 Baskıların, gözaltıların, hukuksuzluğun ve keyfiliğin alenileşmiş olması, bunları olağanlaştıracağımız, kanıksayacağımız ve kabul edeceğimiz anlamına gelmez. Olağanlaştırmıyoruz, kanıksamıyoruz ve kabul etmiyoruz.
Yine bugün ABD emperyalizminin coğrafyamızda, maşaları eli ile Suriye'de Alevi halkına, Gazze'de Filistin halkına ve nicesine reva gördüğü ve devam eden katliam, yıkım ile ülkemizde alenileşen ve artık tarife ihtiyaç duymayan adaletsizlik, hukuksuzluk, keyfilik arasındaki doğrudan bağı görmek zorundayız.
Bu nedenle de ülke içi demokrasi mücadelesi ile uluslararası enternasyonal temelli sınıf mücadelesini ortaklaştırmak zorundayız.
Günümüzde hiçbir ülke ve hiçbir ülkenin egemeni emperyalizmin çemberinin dışında değildir. Hiçbir ulusal ve uluslararası hukuk bundan bağımsız ele alınamaz. 
Haksızlığa, adaletsizliğe ve zulme karşı bir arada durmak zorundayız
Bugün ne yazık ki bu alanda bunu başarabilmiş değiliz. Fakat başarmaya mecburuz! Kendi derdimize düşmüş iken biz gibi mazlum ve mağdur olanı gözümüzden ırak, vicdanımızdan ırak tutmayı gerekçelendiremeyiz.
Aynı alanda ''Hak Hukuk Adalet'' sloganının yanı sıra bugün alanlarda hayat bulan ''Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz'' sloganı ile birlikte ''Alevi Halkı Yalnız Değildir, Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak, Katil İsrail Filistin'den Defol, Katil ABD Ortadoğu'dan Defol'' ve belki de en önemlisi ''Yaşasın Sınıf Dayanışması'' sloganlarını hem daha sık ve daha gür atmalı hem de ete kemiğe bürümeliyiz!
Çünkü emperyalizm ve en kullanışlı aparatı faşizm, hücrelerine kadar din, dil, ırk, renk, mezhep ve nicesi üzerinden ayrıştırıp birbirine düşürmeden, yalnızlaştırmadan dünyanın hiçbir yerinde hiçbir haklıya, mazluma saldırmaz, saldırmayı göze almaz. Bu onun temel taktiğidir.
Bugün dünya genelinde ve özellikle coğrafyamızda bunu çok net olarak Suriye'de ve Alevi halkına yönelik devam eden soykırımda, Filistin'de ve devam eden katliamda, Yemen'de ve devam eden saldırılarda ve nicesinde gördük, görüyoruz. 
“ALEVİ HALKI YALNIZ DEĞİLDİR!”
Ülkemizde yaşanan hukuksuzluk, haksızlık, adaletsizlik dünyanın yeniden emperyalizm adına dizayn edilişinden kopuk değildir.
Buna maruz kalan haklı milyonların itirazı ve haklı mücadelesi, bunu gören bir yerden, her ne olursa olsun ayrışmayı reddetmek, mücadeleyi bölecek, muğlaklaştıracak her tür yalan ve manipülasyonu tereddütsüz boşa çıkarmak ve her koşulda bu mücadelenin içinde olanları sahiplenmek zorundadır. Kitleleri, haklı olan bu mücadeleye çağıranlar da bunu teminatını vermek zorundadır.
Bu düşüncelerle bugün halkımızı, bir bütün olarak, haksızlığa, hukuksuzluğa, keyfiliğe, adaletsizliğe “artık yeter” diyerek alanlara taşıdığı bu mücadelesi mücadelemizdir diyor ve hala seyreden var ise, bir kez daha “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” şiarı ile safları sıklaştırmaya davet ediyoruz. 
Temenni ederiz ki adaletsizliğe, hukuksuzluğa, keyfiliğe karşı bu haklı direniş ve birliktelik, Suriye'de, Filistin'de ve nice yerdeki zulme ve zorbalığa karşı da devam eder. 
Ülkeyi yönetenlere de bir çift sözümüz olacak elbet. 
Barışçıl protesto hakkını engellemekten vazgeçin.  
Bu hakkı kullanmaktan başka bir şey yapmadığı için gözaltına alınanları, tutuklananları serbest bırakın. Üniversite öğrencilerinin, çocuklarımızın üzerinden ellerinizi çekin.  
Hukuktan yoksun şafak baskınlarına, gözaltı ve tutuklamalara derhal son verin. 
Bizler demokratik bir ülke ve insanca yaşam için haklarımız ve geleceğimizden vazgeçmeyeceğiz! Halkımıza saygılarımızla. Direne Direne Kazanacağız!, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!” ifadelerine yer verdi.
Foto-Haber: Nezahat Fırıncıoğulları

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları