Pelin Yatkın Oruç’un Kaleminden:  Sesimizle Mi Sessizliğimizle Mi Cadı İlan Edildik Pelin Yatkın Oruç’un Kaleminden:  Sesimizle Mi Sessizliğimizle Mi Cadı İlan Edildik

ÖVDER Samandağ Şube Başkanı Arkadaş Karataş, MEB’in ÇEDES Projesiyle eğitimi karanlığa sürüklediğini iddia ederek bu uygulamanın derhal iptal edilmesi gerektiğini vurguladı.
Öğrenci Velileri Derneği (ÖVDER) Başkanı Karataş, ÇEDES Projesi’nin iptali için Okul müdürlüklerine verecekleri Dilekçe örneğini paylaşarak velilere seslendi. 
Karataş yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi. 
“Anneler! Babalar! Veliler ! 
ÇEDES Projesi kapsamındaki hiç bir veli izin dilekçesini imzalamıyoruz. Aşağıda örnekleri olan veli izin dilekçelerini reddediyoruz. 
ÖVDER olarak tüm velilere dilekçelerimizi ulaştırmaya çalışacağız. Ulaşamadığımız duyarlı velilerimiz aşağıdaki dilekçeyi kopyalayıp Word sayfası olarak indirebilir, çevresindeki velilere ulaştırabilir, okul müdürlüklerine teslim edebilirler. 
Laiklik’ten yana ülkenin tüm velileri dilekçeyi kendi bilgisayarlarından indirmelerini tüm annelere babalara ulaştırmalarını rica ediyoruz. Okul idarecileri işleme koymak zorundalar, aksi davranan idareci suç işlemiş sayılacaktır. Okul kamusal bir alandır, velilerindir. 
Okulda eğitimi, öğretmenler, rehber öğretmenler verir, eğitim sürecinde öğretmenler dışında hiç kimseyi kabul etmiyoruz. 
Okullarımızı, çocuklarımızı imam, vaiz, din görevlisine Fetullah Gülen dönemindeki gibi “ abi”, lere “ abla”lara teslim etmeyeceğiz
MEB, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı ile imzaladığı ÇEDES Projesiyle eğitimi karanlığa sürüklemektedir ve derhal bu uygulamayı iptal etmelidir! Çok iyi biliyoruz ki çocuklarımızın hayatlarıyla oynayanlar, çocuklarımızı hurafelerine gömmek isteyenler, çocuklarını ABD’de, Avrupa’da okutanlardır.
Diyanet İşleri Başkanlığı, 
2024’te ayrılan bütçesinden ( 91.824.805.000 TL ) deprem bölgesindeki evsiz öğrencilere, okula aç gelen, servis parası ödeyemeyen, temiz suya ulaşamayan öğrencilerimize pay ayırsın da görelim iyi niyetini. 
Değerli Veliler, tek mezhep üzerinden anlatılan, zorunlu Din Kültürü Dersi yetmezmiş gibi, diğer ders kitaplarındaki yine tek mezhep dini simgeler yetmezmiş gibi, şimdi ÇEDES projesi üzerinden çocuklarımızı aydınlık gelecekten koparmaya çalışanlara karşı anne, baba, veli olarak vazifemizi yerine getirelim. 
Yerlerde sürünen, sınav merkezli Eğitim Sistemiyle ülkenin farklılıklarını, yerellerin özgünlüğünü göz önünde bulundurmadan bağnaz, gerici, kinci dinci asimilasyoncu müdahalelerine izin veren başta Milli Eğitim Bakanlığını istifaya davet ediyoruz . 
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz de sürece itiraz etmeden, okul müdürleriyle, Sendikalarla, Velilerle, eksisini artısını tartışmadan, üsttekilere sadece emir kulu olduğunu göstererek, hizmet ettiği ilçenin gerçekliğine sırtını dönerek, kendilerine vazife çıkararak, aceleyle okul müdürlüklerine yazı göndererek, öğretmen görevlendirmelerini istemeleri, zoom üzerinden koordinatör öğretmenlere eğitim vermeye başlamalarını kabul etmiyoruz, derhal bu yaklaşımdan vazgeçmelerini, uygulamayı geri çekmelerini istiyoruz. Keşke ilçenin başka sorunları için bu kadar vazife çıkarıp aceleci davransalar. 
Yerel Yönetimleri, Sendikaları, Demokratik Kitle Örgütlerini, Sivil Toplum Kuruluşlarını, Meslek Odalarını bu uygulamaya dur diyecek bir tavırda ve eylemde olmalarını ÖVDER olarak davet ediyoruz. Özelikle ilçemizdeki Yandaş Sendika üyelerini, yöneticilerini, bu Ortaçağ eğitim müdahalelerine karşı uyanmalarını, onurlu bir duruş sergilemelerini bekliyoruz. 
Kanunlara, yönetmeliklere, mevzuatlara aykırı olan bu uygulama derhal iptal edilmelidir. 
ÇEDES PROJESİ NEDİR?
2021 yılında Milli Eğitim bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES) imzalıyor.
ÇEDES Projesinin amacı “Öğrencilerimizin millî, manevi, ahlaki, insani ve kültürel değerlerimizi benimseyen, koruyan, geliştiren ve kendi yaşantılarında inşa eden fertler olmalarına, çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış, bu donanımı insanlık hayrına sarf edebilen, bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı, aklı selim, kalbi selim ve zevki selim sahibi, bedensel ve sosyal bakımdan dengeli bireyler olarak yetişmelerine katkı sağlamak” olarak ifade edilmektedir
Dayanak
• 1739 sayılı Milli Eğitim Temel kanunu
• 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı
• 222 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı ilköğretim ve Eğitim Kanunu, yanında başka yönergeler ve genelgeler.
Bu projeyi; il/ilçe Milli eğitim Müdürlükleri, il/ilçe Müftülükleri, Gençlik Ve Spor bakanlığına Bağlı Gençlik Merkezleri uyguluyor.
Dini ve manevi değerleri merkeze alan ÇEDES Projesi, laik-bilimsel eğitim anlayışına ve eğitim bilimlerine aykırı bir çerçevede hazırlanmış ve uygulanmaya başlamıştır.
Dayanak olarak gösterilen 1739 sayılı yasanın 2. Md ;… insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek; biçiminde devam ediyor. Ama bu proje, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletini yok sayıyor.
Bu projede görev alacak manevi danışman"lar kim?
Müftü, vaiz, imam, kur’an kursu öğreticileri, din görevlileri, diyanet gençlik çalışmalarına katılan üniversiteli ve liseli öğrenciler.(ağabeyler, ablalar)
Bunlar öğrencileri, “manevi danışman” adı altında moral ve motivasyonlarını artırıcı rehberlik hizmetleri verecekler.
Fettullah Gülen’den bildiğimiz “abi”, “abla” uygulamalarının devamı niteliğinde “gönüllü Rehber öğrenciler” camilerde, Kur’an kurslarında çocuklarımıza maneviyat dersi verecekler.
Bu kişilerin eğitim yeterlilikleri yok, cami uygulamasıyla çocuklarımızı dinci anlayışta terbiye edecekler.
Bu proje şimdilik İzmir ve Eskişehir’de uygulanacak, sonra da tüm ülkeye yayılacak ve süresiz uygulanacak.
Milli Eğitim Bakanlığı Anayasayı ve Temel Eğitim kanunu parçalayarak istediği yeri iktidarın siyasi anlayışı için kullanmaya çalışıyor.
Bu proje öncelikle yasalara, sözleşmelere ve çağdaş bilimsel eğitime aykırıdır.
• Bu proje ayrımcı bir projedir ve Anayasa’nın 10. Maddesinde belirtilen; Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.” eşitlik ilkesine aykırıdır.
• 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 56. Maddesine göre “Eğitim ve öğretim hizmetinin, bu kanun hükümlerine göre Devlet adına yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden Milli Eğitim Bakanlığı sorumludur.”ilkesine aykırıdır.
• Çocuk Hakları sözleşmesi 28. Maddesi;” Her çocuk eğitimini tam yapabilmek için desteklenir ve korunur. İlköğretim parasız ve hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm çocuklar için hak ve zorunludur.”ilkesine aykırıdır.
• İnsan hakları sözleşmesi 26/1 maddesi; herkesin hakkı olan eğitimin, insan kişiliğinin tam gelişmesine ve insan hak ve özgürlüklerine saygıyı güçlendirmeye yönelik olması gerektiği” ilkesine aykırıdır.
• Farklı din ve inanca sahip insanların yaşadığı ülkemizde, din ve vicdan hürriyetini kaldıran bir projedir.
• ÇEDES Projesi, 1739 sayılı kanuna aykırı olarak, eğitim hizmetinin yürütülmesini, gözetilmesini ve denetlenmesini Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile paylaşarak gözetim, yürütme ve denetim görevini ihlal etmektedir.
Çevresine ve değerlerine sahip çıkan öğrenciler yetiştirmek, Ders öğretmenlerinin, rehber öğretmenlerinin görevi değil mi?
Elbette görevi, eğitimin amacı bu zaten. 
Ancak iktidarın amacı bu değil,
Bu proje ile Laiklik yok sayılarak, eğitim ve inanç iç içe geçiriliyor. Diyanet kamusal (eğitim) alanına giriş yapıyor. Tek din, tek mezhep ve tek tip “dindar ve kindar” insan amaçlanıyor.
Anayasanın başlangıç ilkesinde belirtilen laiklik ilkesinin gereği olarak, kutsal din duygularının devlet işlerine ve politikaya karıştırılmayacağına dair ilkeye de aykırıdır.
Bu proje, tarikat ve tekkelerin kendi dergâhlarında uyguladığı ve birçok çocuğun intihar etmesine neden olan, Osmanlıdaki sıbyan mekteplerine geri dönüşün başlangıcı niteliğindedir.
Bu proje ile siyasi iktidar, çocukları öğretmenlerden ve anne-babalardan alıp kendisi terbiye etmek istiyor.
Bu projenin hem okul zamanı hem de yaz tatilinde ve hafta sonları da uygulanması çocukların oyun oynamalarına ve bedensel gelişmelerinin de bir engeldir.
Bu projeyi uygulayacak olan müftü, vaiz, imam gibi kişiler çevreye ne zaman sahip çıktılar? Doğa maden aramalarla, taş ocakları ve imar uygulamaları ve yangınlarla yok olurken, depremlerde, insanlar enkaz altında çığlıklarla can verirken, nükleer santraller insan yaşamını yok etmeye yönelirken, bir taraf aç, yoksul, işsizlikte cehennemi yaşarken, diğer taraf cenneti bu dünyaya getirmişken, ses çıkarmayanlar çocuklarımız da kör, sağır ve dilsiz yapmak istiyor.
Hiçbir öğrenci velisi buna göz yumamaz, yummamalıdır.
Her aile bir eğitim merkezi gibidir. Çocuklar sosyal, duygusal bilgi ve davranışlarını buradan alır. Bunu yok sayıp tekleştirmek, çocuğun geleceğini yok etmektir.
Okullar sosyalleşme ve toplumsallaşma kurumlarıdır, planlı ve programlı olarak çocuğun özgür gelişmesine hizmet ederler. Bu ortamı sağlamak, sosyal bir devletin ana görevlerinden biridir.
Hiçbir kurum, kuruluş laiklik anlayışına göre, insanların dini ve inançlarına karışamaz, karışmamalıdır. 
Çocuklarımıza bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek veremeyen iktidar, camilerde verilen hediyelerle çocuklarımızı, anne-babaları kandırmaya çalışıyor. 
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu projeden bir an önce vazgeçmesini talep ediyoruz.
Eğitimin, bilimsel, demokratik, laik ve parasız olmasını, herkesin yeteneğine göre eşit ve nitelikli verilmesini istiyoruz."
Okul müdürlüklerine verilecek DİLEKÇE: 
…………………………. Okulu Müdürlüğüne, Okulunuzun …………. Sınıfında öğrenim gören …………. numaralı……….. ……………..isimli öğrencinin velisiyim.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Milli Eğitim Müdürlüklerinin, mülki amirlerin resmi ya da gayri resmi herhangi bir kurum, kuruluş ve kişilerle imzaladığı, imzalayacağı ÇEDES ve benzeri protokol veya protokoller kapsamında, okulunuzda yapılacak etkinliklerde öğrencimin görevlendirilmesine ve bu etkinliklere katılmasına; izin vermiyorum.
-Müfredatta yazılı eğitim öğretim faaliyetleri dışında ve Milli Eğitim Mevzuatında yer almayan sosyal etkinliklere (sosyal kulüp faaliyetleri, belirli gün ve hafta vb faaliyetler dışındaki etkinliklere) katılmasına izin vermiyorum.
- Hangi unvan, makam, statü ve kimliğe sahip olursa olsun; denetleme yetkisi olmayan ve pedagojik yeterliliği bulunmayan kişilerin ders saatinde veya teneffüslerde sınıfa, okulun toplantı, konferans, spor, sosyal etkinlikler salonlarına alınmasına ve bu mekânlarda yapacakları etkinliklere iznim olmadan öğrencimin katılmasına izin vermiyorum.
- İznim olmadan, öğrencimin bu şahısların uhdesine verilerek, ne amaçla olursa olsun okul dışına çıkarılmasına; Ayrıca öğrencimin kimlik ve telefon bilgilerinin herhangi bir kişi, kurum ve kuruluşla paylaşılmasına onay vermiyorum.
Aksi takdirde her türlü yasal işlemin başlatılacağımı bilgilerinize arz ederim. ……../……./2024
İmza:
Adres: 
Foto-Haber: Nezahat Fırıncıoğulları

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları