Hatay Tabip Odası(HTO) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu, sağlıkta şiddet ve kadına yönelik şiddetle mücadele etmek amacıyla bir basın açıklaması yaptı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu ile aralarında Hatay Tabip Odasının da bulunduğu birçok ilde tabip odalarının Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı komisyonları tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi.
HTO Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu, açıklamasında; özellikle kadın sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddetin arttığını ve bu şiddete karşı kararlılıkla mücadele edeceklerini belirtti. Açıklama, Aynur Dağdemir ve Dr. Melike Erdem gibi kaybedilen sağlık çalışanlarını anarken, bu tür trajik ölümlerin sağlıkta şiddetin boyutlarını gözler önüne serdiğine dikkat çekti.
Aynur Dağdemir, 2015 yılında Samsun’da, çalıştığı hastanede eski eşi tarafından şiddet gören bir kadını korumak isterken hayatını kaybetmişti. Dr. Melike Erdem ise, SABİM şikayetleri nedeniyle yaşamına son veren ve sağlıkta şiddetin ne kadar yıkıcı bir etki yarattığını gösteren başka bir örnektir. Komisyon, bu tür olayların yalnızca kadın çalışanların değil, tüm sağlık sektörünün güvenliğini tehlikeye attığını vurguladı. Dr. Aynur Dağdemir’in hem sağlıkta şiddet hem de kadına yönelik şiddetin simgesi olduğun belirtilerek “Aynur, şiddete uğrayan başka bir kadın ile dayanışmak ve onu korumak istediği için öldürüldü! Aynur, güvenli olmayan çalışma koşulları nedeniyle yaşamdan koparıldı! Biliyoruz ki sağlıkta şiddet hepimiz için günbegün artıyor; ya yaralanıyor, ya da yaşamdan koparılıyoruz, ancak şunu da biliyoruz ki kadın sağlık emekçileri daha fazla şiddete uğrama riski altındalar.” denildi.
Kadın hekimler olarak eril şiddeti her alanda üreten patriyarkal zihniyete karşı durmaya ve mücadele etmeye devam edecekleri belirtilen açıklamada “Başta, birlikte çalıştığı kadını korumaya çalışırken, şiddete sessiz kalmadığı için yaşamını yitiren Dr. Aynur Dağdemir olmak üzere, baskı, mobbing, güvenli olmayan çalışma koşullarında tükenerek veya erkek şiddeti sonucu yaşamdan koparılan bütün kadın meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Artık yeter! Yaralanmak, ölmek, tükenmek istemiyoruz! Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Güvenli çalışma alanları istiyoruz. Sağlıkta şiddeti üreten, kadınların ve kadın sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarına kör sağlık politikalarından vazgeçilmesini istiyoruz. Cezasızlığın son bulmasını istiyoruz. Yaşam alanlarımız gibi çalışma alanlarımızda da baskı ve tahakkümle üretilen eril şiddete karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Biliyoruz ki güçlenmek bir araya gelmek ve dayanışmak ile mümkün olacaktır. Kadın hekimler varız, tıpkı diğer yaşam alanlarında olduğu gibi çalışma alanlarımızda da var olmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi.
Hatay Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu, sağlıkta şiddetin cezasızlık ile beslenmeye devam ettiğine dikkat çekerek açıklamanın tamamında şu ifadelere yer verildi : “Sevgili Aynur Dağdemir, 19 Kasım 2015’te, Samsun’da çalıştığı özel hastanede, birlikte çalıştığı sekreterini, eski eşi olan erkeğin şiddetine karşı korumaya çalışırken saldırıya uğramış ve yaşamını yitirmiştir. Öfkemiz ve acımız hala taze! Aynur, şiddete uğrayan başka bir kadın ile dayanışmak ve onu korumak istediği için öldürüldü! Aynur, güvenli olmayan çalışma koşulları nedeniyle yaşamdan koparıldı! Biliyoruz ki sağlıkta şiddet hepimiz için günbegün artıyor; ya yaralanıyor, ya da yaşamdan koparılıyoruz, ancak şunu da biliyoruz ki kadın sağlık emekçileri daha fazla şiddete uğrama riski altındalar! Bizler sağlık hizmeti vermek, şifa olmak ve yaşatmak için bu mesleği seçtik. 22 yıldır sağlığın her alanına kapitalist, piyasacı, cinsiyetçi müdahaleleri getiren Sağlıkta Dönüşüm Programına rağmen iyi hekimlik savaşı verirken, hayatta kalma savaşı da verir olduk! Bugün sağlık hizmetleri niteliğini kaybetmiş, birinci basamaktan üçüncü basamağa, neresinden tutsan elinde kalan, toplumun ve çalışanların ihtiyaçlarından uzak, adil ve insancıl olmayan, kadınların ve kadın sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarına kör, eril bir sisteme dönüşmüştür. Hasta hekim ilişkisi kendi doğası gereği şefkat ve güven duygusunu yaratan, üreten bir ilişkidir. Sağlık hizmetlerinin sunulduğu alanlar şifanın, yaşamın ve iyi olanın üretildiği alanlar olması gerekirken, baştan eşitsizlikleri üreten, iktidarın düzgün yönetemediği bu politikalarda yıldan yıla faturanın hekimlere kesildiği bir çalışma alanına dönüşmüş, şiddetin her türü alanlarımıza sirayet etmiştir. Tabii ki bu durum iktidarın eril, hegemonik, şiddeti besleyen söylemleri ile şiddetin toplumun her alanda artmasından bağımsız düşünülemez! Tıpkı kadına şiddette olduğu gibi, sağlıkta şiddet de cezasızlık ve güvenli olmayan çalışma koşullarından beslenmektedir ve kapitalist patriyarkal düzen, cinsiyetçi şiddetin yaşamın her alanında olduğu gibi çalışma alanlarımıza da sirayet etmesine neden olmaktadır. Failler, silahlarıyla, ellerini, kollarını sallayarak hizmet ürettiğimiz alanlara girebilmektedir. Daha geçtiğimiz yıl Dr. Melek Bağçe, Alanya’da, boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından çalıştığı aile sağlığı merkezinde katledilmiştir. Yine Ekim 2022’de ASM’de çalışan hemşire Emine Ay işyerinde bir erkek tarafından ateşli silahla vurulmuş, Nisan 2023’de Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Ayşe Güneş, eski eşi tarafından hastane bahçesinde bıçaklı saldırıya uğramıştır. Yaşananlar hem kadına yönelik şiddet hem de çalışma alanlarımızda gerçekleştiği için sağlıkta şiddetin ta kendisidir! Şiddet yönetsel olarak da üretilmekte, kadın meslektaşlarımız yoğun çalışma koşulları, baskı ve mobbing nedeniyle yine yaşamdan koparılmaktadır! SABİM şikayeti nedeniyle yaşamına son veren Dr. Melike Erdem’i, Pediatri Asistanı Dr. Ece Ceyda Güdemek’i, bu yıl içerisinde yine nöbet sonrası yaşamına son veren ve çalışma koşullarından yakındığını bildiğimiz Dr. Ronahi Satı’yı, geçtiğimiz ay yitirdiğimiz ve henüz 5 aydır çalışmakta iken yaşamına son veren Dr. Ayşe Şimşek’i unutmadık!
Biz kadın hekimler:
• Eril şiddeti her alanda üreten patriyarkal zihniyete karşı durmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz!
• Başta, birlikte çalıştığı kadını korumaya çalışırken, şiddete sessiz kalmadığı için yaşamını yitiren Dr. Aynur Dağdemir olmak üzere, baskı, mobbing, güvenli olmayan çalışma koşullarında tükenerek veya erkek şiddeti sonucu yaşamdan koparılan bütün kadın meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz.
• Artık yeter! Yaralanmak, ölmek, tükenmek istemiyoruz! Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz!
• Güvenli çalışma alanları istiyoruz!
• Sağlıkta şiddeti üreten, kadınların ve kadın sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarına kör sağlık politikalarından vazgeçilmesini istiyoruz!
• Cezasızlığın son bulmasını istiyoruz!
• Yaşam alanlarımız gibi çalışma alanlarımızda da baskı ve tahakkümle üretilen eril şiddete karşı mücadelemizi sürdüreceğiz
• Biliyoruz ki güçlenmek bir araya gelmek ve dayanışmak ile mümkün olacaktır
• Kadın hekimler varız, tıpkı diğer yaşam alanlarında olduğu gibi çalışma alanlarımızda da var olmaya devam edeceğiz!”
Foto-Haber:Nezahat Fırıncıoğulları