TGC’nin Hatay Ofisi Hizmete Girdi TGC’nin Hatay Ofisi Hizmete Girdi

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan TBMM’nin 28. Dönem 3. Yasama yılı açılışında konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının odağında İsrail'in Filistin ve Lübnan saldırıları vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tehlikeyi anlatırken harita hesabı yaparak Hatay’a dikkat çekti.
İsrail'in Filistin ve Lübnan'dan sonra Türkiye'ye 'gözünü dikeceğini' söyleyen Erdoğan, "Türkiye, Lübnan'a arabayla sadece 2.5 saat uzaklıktadır. 
Antakya ile Gazze arası Ankara ile Aydın arası kadardır. Yani işgal, terör, saldırganlık yanı başımızdadır" dedi. 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şu şekilde:
“1982 ANAYASASININ MİADI ARTIK DOLMUŞTUR”
Bu Meclis 104 yıllık tarihi boyunca bir çözüm yolu bulmayı başarmıştır. Bu Meclis barışı ve demokrasiyi güçlendirecek Anayasasını yapma kudretine haizdir. 1982'den beri yapılan irili ufaklı değişiklik milletin mevcut anayasadan memnuniyetsizliğini göstermektedir. 1982 anayasasının miadı artık dolmuştur.
Her yapıcı teklifi değerlendiririz. Yeni anayasanın ayrıştırıcı değil birleştirici olması temel ve sarsılmaz ilkemizdir. Milleti ve devleti birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir.
“YENİ ANAYASA SÜRECİNDE YAPICI DAVRANMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Hiçbir ferdin özgürlüğünü kısıtlamadan yeni anayasayı yapabilir, yüce meclis eliyle hayata geçirebiliriz. Yeni yasama yılında milletimizin ve meclisimizin yeni anayasa için gayret göstereceğine inancımız tamdır. Yeni anayasa sürecinde yapıcı davranmaya devam edeceğiz.
“MAHKEMELERİMİZİN TEHDİT EDİLMESİNE MÜSAADE ETMEMELİYİZ”
Toplumlar ve devletler de bir nizama sahiptir. Düzen, milletin ve devletin temel direğidir. Düzeni sağlayan kanundur. Kanunun ruhu ise adalettir. Adalet ise mülkün temelidir. Devleti her türlü tehditten koruyacak olan adalettir. Ekonomiyi koruyacak olan yine adalettir. Suçlu ile masum birbirinden ayırt edilmezse adalet sarsılır. Adalet sarsılırsa devlet sarsılır. Devlet sarsılırsa milletin bekası tehlikeye girer. Kolluk kuvvetlerimiz ve yargı camiamız adaletin tecellisi için çalışmaktadır.
Yargı mensuplarımızın görevini kanunlar ve hukuk çerçevesinde yerine getirdiğini hatırlatmak isterim. Mahkemelerimizin tehdit edilmesine hiçbirimiz müsaade etmemeliyiz.
“MİLLİ GELİRİMİZ 1 TRİLYON DOLAR SINIRINI GEÇTİ”
6 Şubat depremlerine ve bölgemizdeki sıcak çatışmalara rağmen hedeflerimize kararlılıkla ilerliyoruz. Ekonomi programımızda Meclis'imizin de desteğiyle önemli mesafe kat ettik. Geçen yıl 57 milyar dolar olan cari açık temmuz 20 milyar doların altına indi. Milli gelirimiz 1 trilyon dolar sınırını geçerek 1 trilyon 119 milyar dolara ulaştı.
“ENFLASYONDA KALICI DÜŞÜŞ TRENDİNE GİRDİK”
Enflasyonda kalıcı düşüş trendine girmiş bulunuyoruz. Gıda enflasyonu 4 yıl sonra ilk kez aylık bazda negatife döndü. Enflasyondaki düşüş devam edecek, milletimiz bu düşüşü mutfağında daha fazla hissedecektir. Bizim bir tane gündemimiz var o da vatandaşımızın alım gücünü kalıcı biçimde artırmaktır.
28. Dönem 3. Yasama Yılı'na bölgedeki sıcak gelişmelerle girdiklerine işaret eden Erdoğan, İsrail'in Filistin ve Lübnan'a yönelik saldırılarına dikkati çekti.
“İSRAİL ER YA DA GEÇ DURDURULACAK”
Erdoğan, İsrail'in Filistin'de, Gazze'de yaklaşık bir yıldır yürüttüğü terör ve soykırımın, bugünlerde Lübnan'a uzandığını, işgal güçlerinin Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İsrail, bir yandan Gazze'de soykırım bir yandan Lübnan'a terör saldırıları yaparken aynı anda bölge ülkelerini de kendi ateşine çekmek için her yola başvuruyor, her türlü provokasyonu deniyor. Burada iki hususun altını çizmek mecburiyetindeyim; ne yazık ki bütün bölgeyi ateşe atmayı amaçlayan, Gazze'de 17 bini çocuk olmak üzere 42 bin insanı katleden, şimdi de Lübnan'da katliama başlayan İsrail, dünyadan gerekli ve yeterli tepkiyi almamaktadır. Bunu geçen hafta İsrail saldırganlığının önüne geçmesi gereken Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulunda da açık ve net şekilde ifade ettim. İsrail devleti, Netanyahu isimli bir Hitler özentisinin idaresinde, sadece son 51 haftada insanlığa karşı tüm suçları pervasızca işlemiştir.
Soykırım, katliam, ırkçılık, ayrımcılık, taciz, tecavüz, işkence, etnik temizlik, gazeteci öldürme, ifade özgürlüğünü yok etme, ibadethaneleri, hastaneleri, okulları bombalama dahil insanlığa karşı işlenebilecek ne kadar suç varsa tamamı defalarca işlenmiştir. Gözünü kin ve nefret bürümüş bir cinayet şebekesinin elinde Gazze, 42 bin masum insanın katledildiği büyük bir imha kampına dönüşmüştür. Tüm insanlık adına utanç verici bu tabloya rağmen bazı ülkeler İsrail'e destek vermeye, finansal veya askeri destek sağlamaya devam ediyor. Diğer bazı ülkeler de susmak suretiyle bu insanlık suçuna, bu vahşete maalesef ortak oluyor. Bu önemli günde şunu bir kez daha açık açık söylemek isterim; ne yaparsa yapsın İsrail, er ya da geç durdurulacak. Kendini dev aynasında gören Hitler nasıl durdurulduysa Netanyahu da aynı şekilde durdurulacak."
Erdoğan, evlatlarının beyaz kefenlerine sarılan anaların, babaların ahının bu zalimleri rezil rüsva edeceğini, ancak sadece İsrail'in değil, bugün Batı'dakiler başta olmak üzere devletlerin alnına yapışan o kara lekenin asırlar boyunca unutulmayacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Özellikle İslam dünyasının, halkları Müslüman olan yöneticilerin, İsrail'in Filistinlilerden ziyade Müslümanlara yönelik bu terörüne sessiz kalmaları, bir ayıp olarak, bir utanç vesikası olarak asırlarca silinmeden kalacak. Bakınız, bugün yüreğim yanarak, içim kan ağlayarak söylüyorum. İsrail'in Gazze halkına yönelik soykırımı başlayalı tam 360 gün oldu. 42 bin kardeşimiz kameralar önünde canlı yayınlarda alçakça şehit edildi. Annelere enkaz altında kalan ciğerparelerinin parçalarını toplattılar. İnsana ve insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsini çiğnediler, hepsini ayaklar altına aldılar. Sadece camileri değil, asırlık kiliseleri de bombalarla enkaz yığınına çevirdiler. Ancak bu süreçte ne uluslararası kuruluşlar ne insan hakları örgütleri ne de 2 milyar Müslümanı temsil eden devletler bir araya gelip, bir ortak tepki göstermedi. Tam 360 gündür, bırakınız İsrail'i caydırmayı, bırakınız İsrail'i durdurmayı, müşterek bir tavır dahi sergilenmedi."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Netanyahu hükümetinin, Anadolu'yu da içine alan bir ham hayal kurduğunu ve ütopya peşinde koştuğunu kaydederek, "Bu niyetlerini çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir. 7 Ekim'den beri yaşanan her gelişme, bu tehdidin boyutunu biraz daha artırmaktadır. İsrail'in, Filistin ve Lübnan'daki saldırılarını çok yakından takip ederken, Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde, bölücü örgütü maşa olarak kullanmak suretiyle, nasıl birer küçük uydu yapı kurmak istediğini de çok net görüyoruz." diye konuştu. Hatay'ın Yayladağı ilçesindeki Suriye sınırından Lübnan sınırının 170 kilometre uzaklıkta olduğunu; Türkiye-Lübnan arasındaki mesafenin ise sadece 2,5 saatte katedilebildiğini anlatan Erdoğan, "Antakya ile Gazze arası, Ankara ile Aydın arası kadardır. Yani işgal, terör, saldırganlık hemen yanı başımızdadır. 'Türkiye İsrail'in yanında dursun.', 'Türkiye bu işlere karışmasın.', 'Türkiye tarafsız olsun.' diyenlere sesleniyorum, özellikle 'Hamas bir terör örgütüdür.' diyenlere sesleniyorum, 360 gündür yaşanan barbarlığı 7 Ekim vakasıyla meşrulaştırmaya çalışanlara sesleniyorum: Karşımızda hukukla mukayyet bir devlet değil, kandan beslenen, işgalle semiren bir katil sürüsü var." ifadelerini kullandı.
"İSRAİL YÖNETİMİNİN GÖZÜNÜ DİKECEĞİ YER, BİZİM VATAN TOPRAKLARIMIZ OLACAKTIR"
Erdoğan İsrail'in Hamas'ın defalarca kabul ettiğini açıkladığı ateşkese icbar edecek, zorlayıcı hiçbir adım atılmadığını belirtti. İsrail'in ses çıkartılmadıkça işgal, istila ve katliam politikasını pervasızca devam ettireceğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti: "Susmak, vahşeti görmezden, duymazdan gelmek hiç kimseyi, hiçbirimizi, bölgedeki hiçbir ülkeyi bu soykırım şebekesinin saldırganlığından kurtaramayacak. Bu tembelliğin, bu ataletin, bu tepkisizliğin, duygusuzluğun sona ermesi için Türkiye olarak hakkı cesaretle söylemeye, hakkı savunmaya, zalimler karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz. Siyonist lobinin şahsımızı ve hükümetimizi hedef alan itibar suikastlerine asla boyun eğmeyeceğiz. 'Vadedilmiş topraklar' hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır. Şu anda bütün hesap bunun üzerindedir. Türkiye içindeki bazı İsrail dostlarının, bazı siyonist severlerin, gönüllü veya paralı siyonizm propagandası yapan aparatların anlamadığı işte budur."
"ANTAKYA İLE GAZZE ARASI, ANKARA İLE AYDIN ARASI KADARDIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Netanyahu hükümetinin, Anadolu'yu da içine alan bir ham hayal kurduğunu ve ütopya peşinde koştuğunu kaydederek, "Bu niyetlerini çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir. 7 Ekim'den beri yaşanan her gelişme, bu tehdidin boyutunu biraz daha artırmaktadır. İsrail'in, Filistin ve Lübnan'daki saldırılarını çok yakından takip ederken, Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde, bölücü örgütü maşa olarak kullanmak suretiyle, nasıl birer küçük uydu yapı kurmak istediğini de çok net görüyoruz." diye konuştu.
Hatay'ın Yayladağ ilçesindeki Suriye sınırından Lübnan sınırının 170 kilometre uzaklıkta olduğunu; Türkiye-Lübnan arasındaki mesafenin ise sadece 2,5 saatte katedilebildiğini anlatan Erdoğan, "Antakya ile Gazze arası, Ankara ile Aydın arası kadardır. Yani işgal, terör, saldırganlık hemen yanı başımızdadır. 'Türkiye İsrail'in yanında dursun.', 'Türkiye bu işlere karışmasın.', 'Türkiye tarafsız olsun.' diyenlere sesleniyorum, özellikle 'Hamas bir terör örgütüdür.' diyenlere sesleniyorum, 360 gündür yaşanan barbarlığı 7 Ekim vakasıyla meşrulaştırmaya çalışanlara sesleniyorum: Karşımızda hukukla mukayyet bir devlet değil, kandan beslenen, işgalle semiren bir katil sürüsü var." ifadelerine yer verdi.
Foto: Haber Merkezi-Haber:Neslihan Sağaltıcı
 

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları