TÖP: Neredeyse her güne bir çocuk hakkı ihlali ile uyanıyoruz TÖP: Neredeyse her güne bir çocuk hakkı ihlali ile uyanıyoruz

Hatay Depremzede Derneği 6 Şubat’ ta yaşadığımız deprem felaketinin 11. ayında deprem sonrası Hatay’da son durumu aktarmak için basın açıklaması yaptı.
6 Ocak Cumartesi günü Defne Uğur Mumcu Meydanında gerçekleştirilen basın açıklamasına Antakya, Defne ve Samandağ’dan çok sayıda depremzede ve sivil toplum kuruluş temsilcileri destek verdi.                           
Yapılan basın açıklamasında; depremin üzerinden 11 ay geçmiş olmasına rağmen Eğitime, sağlığa, hukuka, ulaşıma, barınmaya, kara yollarının mevcut durumuna, elektrik ve suya, kentimizin yeniden inşasına, inşa süreci ve şekline dair soruların cevaplanmadığı ve sorunların devam ettiği vurgulandı. 
Hatay Depremzede Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ece Doğru' nun okuduğu açıklamanın tamamında şu ifadelere yer verildi:
 ”Hatay Depremzede Derneği olarak kentimizde yaşanan sorunları dile getirme sorumluluğu ve göreviyle memleketimizin boğuştuğu birçok sorunla mücadele ediyoruz, etmeye  de devam edeceğiz.
Depremin birinci yıl dönümüne giderken,bugün,11.ayda, giderek artan sorunlarımızı kamuoyu ile bir kez daha paylaşmak istiyoruz.
Eğitime, sağlığa, hukuka, ulaşıma, barınmaya, kara yollarının mevcut durumuna, elektrik ve suya, kentimizin yeniden inşasına, inşa süreci ve şekline dair sorularımız, sorunlarımız sürüyor*
Altyapı ve üstyapı sorunlarından kaynaklı kentte yaşam dayanılmaz halde.
Yaşamsal ihtiyaçlarımız olan elektrik ve suya dair ciddi sıkıntılarımız var. Birçok mahallede uzun süreli elektrik ve su kesintileri yaşıyoruz. Elektriğin sık sık kesilmesinden ötürü elimizde kalan elektronik eşyalarımız da bozuluyor. TEDAŞ ve HATSU yetkilileriyle yaptığımız görüşmede, birbiriyle sağlıklı iletişim kurması gereken kurumların bu iletişimi kuramadıklarını gördük. Bazı kurumlar, maddi yetersizlik nedeniyle bu sorunların üstesinden gelemediğini aktardı! Bu iletişimsizlik ve maddi yetersizlik böylesi hassas konularda bizlere sebep olarak gösterilemez. Bugün elektrik ve su sıkıntısını derinden yaşayan bu halkın ağır hasarlı binalarına geçmişe dönük elektrik ve su faturaları göndererek, zorlayıcı ekonomik koşularda deprem bölgesi için hiçbir iyileştirme, kolaylaştırma yapmayarak düşündüğünüz ne ise bir kez daha Hatay halkı olarak yineliyoruz: Depremin 11.ayında buradayız ve gitmiyoruz. Buradan TEDAŞ ve HATSU yetkililerine sesleniyoruz; Elektrik ve su kesintilerinin nedenleri neyse bunların acilen çözüme kavuşturulması gerekmektedir. 
Deprem sonrası yollardaki çatlaklar ve çökmeler kazalara ve ölümlere sebep oluyor. Yağışlarla birlikte bu yollar tam anlamıyla bir mayın tarlasına dönüşüyor. Geçtiğimiz haftalarda Karayolları Müdürlüğüne ve Yerel Yönetimlere sorumluluk çağrısında bulunduk. Buradan bir kez daha Karayolları Genel Müdürlüğü'nü ve Hatay Büyükşehir Belediyesi'ni uyarıyoruz; Bozuk yollar nedeniyle maddi kayıp yaşamak, kaza yapmak, yaralanmak, ölmek istemiyoruz. Yolların acilen onarılmasını talep ediyoruz.
Ortak yaşam alanlarında su ve elektrik sorunları sık yaşandığından uyuz, parazitoz, influenza, impetigo, ağız-el-ayak hastalığı gibi bulaşıcı hastalıklar artarak devam ediyor. Yaşam şartlarının; soğuğun, yağmurun, çadırın, konteynerin olumsuz etkilerinden kaynaklı solunum yolları enfeksiyonu daha da dirençli hale gelmiş durumda. Aile Sağlığı Merkezleri hâlâ konteynerlarda hizmet veriyor. Hastalar soğukta uzun süre sıra bekliyor. Üçüncü basamak sağlık hizmeti ise verilememekte. Özellikli hastaların takip ve tedavileri aksamakta, hastalar başka ilçe/illere yönlendirilmekte. Çocuk izlemleri yeterli olmadığı için büyüme ve gelişme geriliğinin ne durumda olduğu bilinmiyor. İnternet sıkıntısından kaynaklı aşı takibi de yapılamıyor. Hastaneler çok kalabalık. Randevu almak çok uzun zaman alıyor. Randevu alsak da yoğunluktan kaynaklı muayene süreleri çok kısa. Muayene sonrası eczaneye gittiğimizde istediğimiz ilaçları bulmakta ciddi sorunlar yaşıyoruz, çoğu zaman ilacın muadiline dahi ulaşamıyoruz. Kentimiz için tam teşekküllü hastane talebimizde ısrar ediyoruz. Buradan sağlık emekçilerinin yaşadığı barınma sorununa da değinmek istiyoruz. Sağlık emekçileri barınma sorunundan kaynaklı gün içinde kilometrelerce yol gidiyor. Sağlık bakanlığının Hatay halkının sesini duyması için daha ne kadar haykırmamız gerekecek?
Birinci dönemin sonuna geldik ısrarla talep etmemize rağmen hâlâ hasarlı okulların  güçlendirilmesi ile ilgili hiçbir hazırlık yok. Kentteki okulların  %15’’ini bu durumda. Az hasarlı okulların da bina analizi yapılmadı. Okul binalarını birden fazla okul kullanıyor. Hal böyle olunca öğrenciler ya sabah ya da akşam karanlığında eğitim görüyor. Okul binalarının 2.dönemde hazır hâle getirilmesini istemiştik buna dair herhangi bir adım atılmadığını gördük. En kısa zamanda okulların güçlendirme ve tadilatının yapılmasını, hızla eğitime kazandırılmasını istiyoruz. Deprem sonrası derinleşen eşitsizlikle ortak ve merkezi sınavlara hazırlanan depremzede öğrenciler için ek puan yada ek kontenjan gibi çözümler hızlıca geliştirilmelidir.
Koşulların iyileştirmesi adına öğrencilerimize eğitim desteği ödemesi veya pozitif anlamda ekonomik destek istemeye devam ediyoruz. Öğrencilerimiz için ücretsiz yemek ve içme suyu talebimizde ısrar ediyoruz.
Eğitimden vazgeçmiyoruz!
Buradan Milli Eğitim yetkililerine sesleniyoruz; biz anne babaları ve öğretmenleri olarak çocuklarımızın geleceğinin karartılmasından endişe duyuyoruz! Atılması gereken adımlar hızlıca atılmalıdır.
Ağır aksak ilerletmeye çalıştığımız eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimimiz de neredeyse imkansız. Öğrencilerimiz için okullara ücretsiz ulaşım talebimizi yineliyoruz. Bazı mahallelerde hâlâ dolmuş yok. Şehir içi ulaşım koşullarının da iyileştirilmesini, belediye dolmuşlarının hat sayısının arttırılmasını, saatlerin yeniden düzenlenmesini ve güzergahın mahallelere göre planlanmasını istiyoruz. Şehir içi ulaşımda Hatay Büyükşehir Belediyesi, öğrencilerin ücretsiz taşınmasında ise İl Milli Eğitim Müdürlüğü, atması gereken adımları acilen atmalıdır.
Soğuk ve yağışlı günlerden geçiyoruz ve sert kış koşulları bizi bekliyor... Nedeni ne olursa olsun çadırlarda yaşayanların bu koşullarda neler yaşayabileceğini öngörmek zorundasınız. Son zamanlarda çadırlarda yaşayan insanların içinde eşyaları da bulunan çadırlarından kabul edilmeyecek şekilde çıkarıldıklarına dair duyumlar alıyoruz. Peki bu insanlara yer gösteriliyor mu? Gösteriliyorsa da gösterilen konteyner kentlerin lokasyonu, bu insanların kendi mahallelerine uzaklığı düşünülüyor mu?
Daha ne kadar enkazlar ve molozlar arasında yaşayacağız? Hava koşullarından kaynaklı konteynerlarda yangınlar, çökmeler arttı. Bir an önce kalıcı konutlara geçmek istiyoruz. Kentin farklı noktalarında 40 bin civarında kalıcı konut inşa edildiği söyleniyor fakat yıkılan ve yıkılacak bina sayısının 300 bine yakın olduğunu biliyoruz. Şu an yapılan konutlar bile tamamlanmamışken geriye kalan 250 bin konut ne zaman yapılacak? Bu halk daha ne kadar çadırlara ve konteynerlara mahkum bırakılacak?
Depremin ilk gününden itibaren hepimiz için yeni olan bu süreçte hukuki meselelere dair endişemiz devam ediyor.
Riskli alan, hak sahipliği, yerinde dönüşüm rezerv alan.. 
Gelinen noktada riskli alan kararıyla başlayan sürecin rezerv alan kararıyla aslında çok daha büyük yıkımlara, mağduriyetlere sebep olacağını görebiliyoruz.
Orta hasarlı binaların akıbeti belirsizliğini koruyor..
Koşullarımız zorlaştırılarak kentimizi terk etmemiz, göç etmemiz mi bekleniyor?
Hatay’ın Özel Afet Bölgesi ilan edilmesi için daha hangi koşullar bekleniyor? Bir kez daha kentimizin Özel Afet Bölgesi ilan edilmesini ve deprem bölgesi için merkezi bütçeden maddi destek sağlanmasını istiyoruz.
Depremin üzerinden neredeyse 1 yıl geçmek üzere. Sorularımız ve sorunlarımız her geçen gün artıyor. Sorunlarımız çözülmedikçe Hatay halkı olarak haykırmaya, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Yetkilileri uyarıyoruz ve sorularımıza ivedilikle cevap vermelerini bekliyoruz.”
İfadelerine yer verdi.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları