Hatay/ Samandağ’da uzun zamandır halkın yaşadığı yere çok yakın yapıldığı için tepkilere neden olan Beton Santrali için mahalleli bu kez farklı bir adım attı.
İlçemizde üç mahallenin kesişim noktasına yapılan çok yakınında bir ilkokul bulunan, çocuklar, yaşlılar başta olmak üzere halk sağlığını ve doğayı tehlikeye atacağı yönünde endişelere neden olan beton santrali ile ilgili yetkili kurumların herhangi bir işlem yapmaması nedeniyle Atatürk ve Yeşilada Mahallesi sakinleri kurumlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
Samandağ Cumhuriyet Başsavcılığına mahalleli adına yapılan suç duyurusunun ardından Adliye önünde basın açıklaması yapıldı.
Atatürk Mahallesi sakinlerinden Ekoloji Platformu Üyesi Mevlüt Oruç’un okuduğu basın açıklamasına SYKP PM üyesi Tuncay Yılmaz’da destek verdi.
Oruç, yaptığı açıklamada “Bugün Samandağ Cumhuriyet Başsavcılığına Suç duyurusunda bulunduk.
1.Hatay Valiliği yetkilileri
2.Samandağ Kaymakamlığı yetkilileri
3.Samandağ Belediyesi yetkilileri
4.Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı yetkilileri
5.HATSU Genel Müdürlüğü yetkilileri
6.Karayolları Genel Müdürlüğü yetkilileri
7.Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri hakkında
Görevi Kötüye Kullanma, Resmi Belgede Sahtecilik, Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan, Çevreyi kirletme ve sair suçların işlendiğine dair suç duyurumuzu bugün 11 Ağustos 2024 Pazartesi günü yaptık.
Hatay İli Samandağ İlçesi Atatürk Mahallesi 822 Ada 73 Parsel no’lu taşınmaz üzerinde kurulu Gürkal İnşaat Şti. tarafından “Hazır Beton Üretim Santrali Tesisinde Kapasite Artışı” projesi yapılması amacı ile Hatay Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne başvuruda bulunulmuş ve 08/12/2023 tarihinde Hatay Valiliği Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilmiştir.
Oysa bahsedilen alanda kapasite arttırımı yapılacak bir tesis hiç yoktu. Sahte belge ve beyanlarla, tesis varmış ve kapasite artışı yapılacakmış gibi izin istenmiş. Daha önce hiç olmayan bir tesisle ilgili, Kapasite Artışı için izin alınmış. Olmayan bir tesisin kapasite artırımı izni ile yeni işletme kurulmuştur. Her taraftan sahtecilik ve tahrifat açık açık görünen işletmeye niye hala göz yumuluyor. Karayoluna yakınlığı mevzuata aykırı olan tesis dilediği yolları dilediği gibi kullanmakta Emniyet Müdürlüğüne bağlı trafik ekipleri ceza yazma gereği duymamaktadır. Şikayetçi olduğumuz kurumlar suça göz yummakta insan ve doğa sağlığını hiçe saymaktadırlar.
Yanlış ve yalan beyanlarla, resmi evrakta sahtecilik yaparak, kaçak kurulan ve kaçak çalıştırılan sağlığa zararlı işletme olan beton santrali sahipleri hakkında daha önce 26 Haziran 2024 günü yaptığımız suç duyurusuna ilişkin bugüne kadar herhangi bir sonuç alamadık. Daha önce beton santrali sahipleri ile ilgili ve bugün de idarelerin yetkilileri hakkında yaptığımız Suç duyurularımızın gereklerinin yerine getirilmesini Samandağ Cumhuriyet Baş Savcılığından ivedilikle bekliyoruz. Samandağ Cumhuriyet Başsavcılığına “Geç kalan adalet adalet değildir, geciken adalet zulümdür.” sözünü hatırlatmak isteriz. Kanserojen tesis olan beton Santralinin çalıştığı her saniye, her an suç işlenmektedir. Hukukun işlemesinden yana taraf olduğuna inandığımız yargının her iki suç duyurumuzu bir an önce işleme koymasını talep etmek vatandaşlık hakkımızdır.
Kanunda, yönetmeliklerde ve mevzuatta da Gayri sıhhi işletme olarak tanımlanan Hazır Beton Santrali Yaşam alanımızdan, Ciğerlerimizden taşınana kadar Mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Kendimizin ve çocuklarımızın ve gelecek nesillerin amansız hastalıklarla yaşamaması için mücadele etmek zorunda bırakıldık.
Toplum sağlığını ve çevreyi korumakla görevli olan bazı yetkililer insana ve doğaya uzak, sermayeye yakın uygulamaları nedeni ile toplum sağlığının ve çevrenin tahrip edilmesinin zeminini sunuyor ve göz yumuyorlar.
Gayri Sıhhi işletmeleri her parası olan, her istediği yerde kuramaz. Toplum Sağlığından daha değerli hiçbir şey yoktur. Gayri Sıhhi işletmeler için Kanunun ve yönetmeliklerin getirdiği sınırlamalar var. Yetkisi ve mevkisi ne olursa olsun herkes kanun ve yönetmeliklerin gereğini toplum yararına yerine getirmek zorundadır. Devlet yetkisini kullananlar toplum zararına keyfi davranamazlar.
Mülki Amirlerin yetkisi ve mevkisi ne olursa olsun topluma efendi değil, topluma hizmet etmek için yetkili olduklarını, topluma ve doğaya zarar veren tesislere ve toplumun çığlığına duyarsız ve ilgisiz kalma gibi bir tutum alamayacaklarını unutmamaları gerekir. Halktan toplanan vergilerle maaş alanların uygulamaları halkın ciğerlerine kanser santrali olarak geri dönüyor. Topluma hizmet için gelenler topluma zarar verir hale gelmemelidir.
Sağlığa zararlı kanserojen işletmeler; imar planında Konut Alanı olan yerde kurulamazlar, sulak alan kıyısında kurulamazlar, eğitim ve öğretim yapılan yere yakın kurulamazlar, Endemik bitkilerin yayılım gösterdiği ve endemik canlıların yaşam alanı olan yerde kurulamazlar. Yoğun meskûn alan ve yaşamın yoğun olduğu yerlerde kurulamazlar. Hatay Valiliğine, Samandağ kaymakamına, HBB ye ve Samandağ Belediyesine Soruyoruz. Kanun ve yönetmeliklerin kurulamaz dediği yerde kurulan bu işletme neden hala faaliyet yürütüyor?
Rüzgarlı bölgede kurulan Sağlığa zararlı kanser santralinden yayılan kansorojen toz, rüzgarın yönüne ve şiddetine göre Atatürk, Yeşilada, Yeni, cumhuriyet, Sutaşı, Çöğürlü, Tekebaşı, Meydan, hatta Kuşalanı mahallelerine kadar dağılacaktır. Acımadan on binlerce vatandaşı tehlikeye atan yetkilileri şikayet etmek insanlık görevidir. Sulak alan olan Asi Nehri eski yatağında kurulan Beton Santralini şikayet etmemize rağmen hiçbir işlem yapmayan HATSU yetkililerini ve Amirleri olan Hatay Büyük Şehir Belediyesini şikayet ediyoruz. İnşaat ruhsatı, Yapı kullanma izni ve Çalışma Ruhsatı olmadan hala çalışmaya devam eden Kanserojen santrali hala durdurmayan Samandağ belediyesini şikayet ediyoruz. Samandağ Belediye Encümenince alınmış yıkım kararına rağmen, yıkım kararını uygulama kararlılığı gösteremeyen Samandağ Belediyesini Şikayet ediyoruz. İster Seçilmiş olsun, İster Atanmış olsun bütün yetkililerin toplum yararına ve hukuka dayanmalarını, Sermaye Şirketlerine, Beton ve inşaat şirketleri ile değil, topluma yakın durmalarını, İnşaat ve Beton Şirketlerini merdiven yaparak yükselmeyi değil, Türkiye toplumunun gönlünde taht kurarak yükselmelerini dostça öneririz.” ifadelerine yer verdi.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı