(TBMM) -  İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM'deki grup toplantısında artan maliyetler ve ekonomik kriz nedeniyle büyükbaş ve küçükbaş hayvanların fahiş fiyata satılmasına dikkat çekip asgari ücretli ve emeklinin kurban kesemeyeceğine dikkat çekti. Dervişoğlu, "Diyanet Vakfı kurban fiyatı 11 bin 750 TL. 3 emekli bir araya gelse ikramiyesiyle, Diyanet vakfından bir küçükbaş kurban alamıyor. Tebrikler Erdoğan, bu başarı senin. Bu kötü gidişin önüne, ancak milli tarım politikalarıyla geçilebilir" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı. Partisinin kuruluş amacını anlatan Dervişoğlu, "Karşısında durduğumuz mesele, yolsuzluğun, yoksulluğun, kimliksizleştirmenin, hukuksuzlaştırmanın, köleleştirmenin adeta İsim koyulmuş toplamı olan tek adam sistemidir. Şahsım devletidir, bu ucube rejimdir. Ben, sizleri temsilen ve sizlerle birlikte her türlü dayatmaya ve üzerimize oynanan oyunlara rağmen, 21. yüzyılda Türk milletine yakışmayan onun değerleriyle bağdaşmayan bu ucube nizama başkaldırıyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "gündem kaçırma oyunu" içinde olduğunu ve bunu da haftalardır anlattıklarını ifade eden Dervişoğlu, "Bu tezgAhın en popüler ürünü de normalleşme" diyerek "Gerçeklerin farkındayız. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, nam-ı diğer, 'Tek adamın borazan müdürlüğü' eliyle, davulla zurnayla ilan edilen şeylerin neye hizmet ettiğini de bilmekteyiz. Herkes emin olsun ki bu rozeti onuruyla taşıyanlar, milletin vekili olduğunu bir saniye bile unutmayanlardır. Bu rozeti şerefiyle taşıyanların, imza attığı hiçbir kalemden, şer ve musibet peydah olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır" ifadelerini kullandı.

"Çiftçinin idam fermanını vermişsiniz de haberiniz yok"

Geçen hafta açıklanan hububat fiyatlarını da eleştiren Dervişoğlu, "11 liraya mal olan bir kilo buğday 9 bin 250 lira. Sanki zamanında veriyorlarmış gibi bir de primleri arttırmakla övünüyorlar. Yazıklar olsun size. Siz çiftçinin idam fermanını vermişsiniz de kendinizden haberiniz yok. Nasıl işleyecek bu tarlalar?" diye konuştu.

Mevcut ekonomi sistemini, TL'nin döviz karşısında her gün değer kaybetmesini de eleştiren Dervişoğlu, şunları dile getirdi:

"Soho’da dolaştığın kadar bir kere de halkın arasında dolaş"

"Buradan İngiliz finans sermayesinin çıkarlarını, kendi vatandaşının çıkarlarına tercih eden Şimşek’e sesleniyorum: Soho’da dolaştığın kadar bir kere de halkın arasında dolaş. Emeklinin, asgari ücretlinin, diplomalı yoksulun, ev hanımının çektiği sıkıntıları dinle. Sonra da asgari ücretlere ve emekli maaşlarına zam yapmamayı kendi vicdanına anlat. 1 yıl oldu göreve geleli sayın Şimşek. Dolar 21 liradan 32 liraya çıktı, yani cebimizdeki paranın yarısı çalındı. Yabancı sermaye tarafından da çalınmaya devam edecek. 1 yıldır işsizlik rakamları aynı yerde."

Yaklaşan Kurban Bayramı'na değinerek yurttaşların ete ve sağlıklı gıdaya erişemediğini anlatan Dervişoğlu, Avrupa ve Türkiye'deki et fiyatlarını, alım gücünü kıyasladı. Dervişoğlu, şunları söyledi:

"3 emekli bir araya gelse ikramiyesiyle, Diyanet Vakfından bir küçükbaş kurban alamıyor"

"Sadece dar gelirli vatandaşlarımız değil, orta gelirli vatandaşlarımız da artık bu bayram kurban alamayacaklar. Yapılan tüm ithalata rağmen kurbanlık hayvan fiyatları geçen seneye göre yüzde 100'ün üzerinde artmış halde. Diyanet'in açıkladığı rakamlara bakın; kurbanlık bağışları yurtiçinde 11 in 750 lira, yurtdışında 4 bin 750 lira. Bu bile gösteriyor ki biz dünyanın 2,5 katı paraya et tüketiyoruz. Makam araçlarından ve ilmi gezilerden asla taviz vermeyen Diyanet diyor ki; parayı bize verin, zaten kimse size vize de vermez, senin de ete ihtiyacın yok gibi istihareye yat, belki rüyanda görürsün. İşte nereden nereye Türkiyem. Dinimize göre büyükbaş hayvana 7 kişi dahil olabiliyorken; Erdoğan Türkiye’sinde 8 emekli bir araya gelip bir kurbanın 7'de bir hissesini karşılayamıyor. Diyanet Vakfı kurban fiyatı 11 bin 750 TL. En ucuz onlarda görünüyor. Yani 3 emekli bir araya gelse ikramiyesiyle, Diyanet Vakfından bir küçükbaş kurban alamıyor. Tebrikler Erdoğan, bu başarı senin. Ne kadar iftahar etsen azdır. Bu kötü gidişin önüne, ancak milli tarım politikalarıyla geçilebilir."

Besicilikte son yıllarda artan maliyetlere dikkati çeken Dervişoğlu, bu kötüye gidişi durdurmak için iktidara şu önerilerde bulundu:

"Köylümüzün hayvancılığa yönelmesini sağlayacak projeler geliştirilmelidir"

"Süte verilen teşvik, en az 3 lira olmalıdır. Üreticilerimize yem desteği verilmelidir. Yem bitkileri üretimimiz teşvik edilmelidir. Çayır ve meralarımız ıslah edilmelidir. Köylümüzün hayvancılığa yönelmesini sağlayacak projeler geliştirilmelidir. Sadece köylülerimiz de değil, insanımız, tarımsal üretime teşvik edilmelidir. Şehirlerimizde milyonlarca işsiz, yoksul ve akşam yatağa aç giren gençlerimize, ata topraklarında üretim yapabilmeleri için bir seferberlik başlatılmalıdır. Milli müfredat arıyorsak, yapay zekâ ile tarımı birleştirebilecek, bir eğitim ve istihdam modeline kafa yorulmalıdır. Büyükşehir yasasıyla mahalleye dönüşen köylerimiz, tekrar köy tüzel kişiliğine kavuşmalıdır. Ancak bu tedbirlerle sağlıklı gıdalara ulaşabilir ve sağlıklı nesiller yetiştirebiliriz."

"Asgari ücrete, emekli maaşlarına hakça ve insanca zam yapın"

Bayramın ilk gününün babalar günü de olduğunu anımsatan Dervişoğlu, ekonomik krizle mücadele eden babalara işaret edip "Eğer babaların çocuklarına bayram harçlığı verebilmesini, karne hediyesi alabilmesini, ailelerin mutlu bayramlar yaşayabilmesini, huzurla o sofraya oturabilmesini tasalanmadan bir tatil yapabilmesini istiyorsanız, adına istikrar programı dediğiniz bu gaddarlıktan vazgeçin. Vatandaşı yoksullukta eşitleyen bu ekonomi politikasından vazgeçin. Asgari ücrete, emekli maaşlarına hakça ve insanca zam yapın. Asgari ücretin ve emekli maaşlarının iktisadi bir sorun değil, insani bir sorun haline geldiğini görün ve bir an önce gerekeni yapın" diye konuştu.

Dervişoğlu, şöyle devam etti:

"Bu bayram, yoksulluk ve yolsuzluk arasında çırpınan milletin, yüzünün asık olduğu son bayram olsun"

"Dünyadaki gelir eşitsizliğinden dert yandığınız, o cafcaflı söyleşilere katılacağınıza, halkın arasına katılın. Artık kimsenin dayanacak gücü kalmadı. Bu durumda, bir ailenin yoksulluk sınırının 54 bin TL olduğu yerde asgari ücrete ve emekli maaşlarına zam yapmamak, ekonomistlik emaresi değil ancak gaddarlık belirtisidir. Aynı zamanda bunların alacağı bedduaların da habercisidir. Depremzedelerin kira yardımlarını da kestiniz bayram üstü. Vallahi yatacak yeriniz yok. Bu bayram, yoksulluk ve yolsuzluk arasında çırpınan bu büyük milletin, yüzünün asık olduğu son bayram olsun."

BM'nin İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durdurulması için onayladığı 3 aşamalı çözüm taslağına da değinen Dervişoğlu, "Temennimiz, bu kararların bir şekilde uygulanabilmesi ve diplomasinin karar defterlerinde kalmamasıdır" dedi.

"Erdoğan, vicdandan yoksun geçirdiğin son bayram olsun"

Sinan Ateş'in ailesinin de bayramını kutlayan Dervişoğlu, "Bu bayramın, adaletten yoksun geçirdikleri son bayram olmasını yürekten temenni ediyorum. Dilerim ki Erdoğan, yaptığın o görüşmede, Ayşe Ateş’in gözlerinin içine bakarak, dünya lideri olduğun makamında, her yargı sürecine parmağını sokabildiğin kudretinle, 'Evet ben bu ülkenin tek adamıyım, Cumhurbaşkanıyım ama katillere dokunamıyorum' dememişsindir. O kızların halini hatırını sorarken de babalarının neden öldüğünü bile yazmayan adı iddianame, kendi ibraname olan bir tomar kağıt parçasını düşünür ve bu vebalden nasıl kaçacağını idrak edersin. Bizim gerçek sahibi olduğumuz hikayenin, nakaratı olmayı becerebilseniz keşke. Senin de bayramın kutlu olsun Erdoğan, vicdandan yoksun geçirdiğin son bayram olsun" ifadelerini kullandı.

Müsavat Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İYİ Parti, kurucu iradesine, hikayesine, ilkelerine bağlı kalacak"

"Biz bu partiyi kurarken milletimize bir söz verdik. Bu söz millete vurulmuş istibdat zincirlerini kırmaktı. Onun devletini ve kurumlarını esaretten kurtarmaktı. Milletimizi hak ettiği şekilde huzur, güven ve refah içinde yaşatmak, büyük Türkiye’ye kavuşturmaktı. İYİ Parti, milletine verdiği sözün gereği olarak, kurucu iradesine, hikayesine, ilkelerine bağlı kalacak, Türkiye’yi kuşatan, ülkenin bugününü ve istikbalini karartan, bu saray rejimine karşı, Türk milletinin hak ve menfaatlerini savunma mücadelesine sonuna kadar devam edecektir. Bizim tek önceliğimiz vardır,

'O da tüten en son ocak' olmaktır."

(SON)

 

Kaynak: anka