Yerel

Kadın Yaşam Merkezinde "Meme Kanseri Farkındalık Ayı" Etkinliği Düzenlendi

Her yıl 1-31 Ekim tarihleri Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı kapsamında meme kanserinde farkındalık oluşturmak adına çeşitli çalışmalar yapılıyor.

Her yıl 1-31 Ekim tarihleri Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı kapsamında meme kanserinde farkındalık oluşturmak adına çeşitli çalışmalar yapılıyor.
Bu kapsamda geçtiğimiz günlerde Hataylı depremzede kadınlara Samandağ Kadın Yaşam Merkezi ev sahipliğinde, İlçe Sağlık Müdürlüğü ekiplerinin katkılarıyla Meme Kanseri ile ilgili bilgilendirme semineri gerçekleştirildi. 
Düzenlenen seminerde Samandağ Kadın Yaşam Merkezi tarafından hazırlanan pembe kurdele ve adet takip çizelgesi dağıtıldı.
İlçe Sağlık Müdürlüğü ekipleri yaptıkları bilgilendirmede “Meme kanseri, kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinden biridir. Meme Kanseri Farkındalık Ayı, bu önemli hastalık hakkında farkındalık yaratmak ve erken tanının hayati önemini vurgulamak amacıyla her yıl Ekim ayında düzenlenir. Bu ay boyunca, meme kanseri farkındalığı artırılarak, erken tanı konulan hastaların tedavi şanslarının yükseltilmesi hedeflenir. Özellikle Meme Kanseri Farkındalık Ayı olan Ekim ayında, pembe kurdele, ön plana çıkar ve bu dönemde yapılan kampanyalar, etkinlikler ve sosyal medya paylaşımları aracılığıyla toplumda farkındalık oluşturulmaya çalışılır. Pembe kurdele, meme kanserine karşı verilen mücadelede bir sembol haline gelmiş olup, hastaların, yakınlarının ve toplumsal kuruluşların bu hastalıkla ilgili farkındalık yaratmak için desteklerini ifade eder. Ayrıca, kanser tedavisi gören kişiler için de bir dayanışma simgesi olarak görülür ve meme kanseri taramaları, erken teşhisin önemi ve tedavi süreci hakkında bilgi vermek için kullanılır. Meme kanseri ile mücadelede en önemli adım, kendinize zaman ayırmaktır. Yoğun günlük hayatınızda, sağlığınızı ihmal etmeden düzenli kontrollerinizi yapmak ve kendi vücudunuzu tanımak, meme kanserinin erken teşhisinde kritik bir rol oynar. Erken teşhis, tedavi sürecini büyük ölçüde kolaylaştırabilir ve başarı şansını artırır. Kendinize ayıracağınız birkaç dakika, hayatınızı kurtarabilir. Unutmayın, sağlığınız her şeyden önce gelir ve bu sürecin en önemli destekçisi sizsiniz. Kendinize değer verin, kendinize zaman ayırın.” ifadelerine yer verdi.
Meme Kanseri Nedir?
Meme kanseri, meme dokusunda kontrolsüz hücre çoğalması sonucu oluşan bir kanser türüdür ve evreleri şu şekilde sınıflandırılır:
Evre 1: Tümör 2 cm’den küçüktür ve lenf düğümlerine yayılmamıştır. Erken evre olarak kabul edilir.
Evre 2: Tümör 2-5 cm arasında olabilir ve lenf düğümlerine yayılabilir.
Evre 3 (Lokal İleri Evre): Tümör büyük olabilir ve cilt veya göğüs duvarına yayılmış olabilir. Lenf düğümlerine yayılım da görülebilir.
Evre 4 (Metastatik Evre): Kanser vücudun uzak organlarına yayılmıştır (kemikler, akciğer, karaciğer, beyin). Tedavi, kanserin ilerlemesini yavaşlatmaya yöneliktir.
Meme kanseri, genellikle memede hissedilen şişlikler ve kitleler ile kendini gösterir. Ancak, meme kanseri her zaman fiziksel bir belirti vermeyebilir. Bu nedenle düzenli kontroller büyük önem taşır. Ayrıca neredeyse tamamen kadınlarda görülse de erkekler de meme kanserine yakalanabilir.
Meme Kanserinin Nedenleri ve Risk Faktörleri Nelerdir?
Meme kanserinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bazı faktörlerin bu riski artırdığı tespit edilmiştir. Bu faktörler arasında hormonlar, yaşam tarzı seçimleri ve çevresel etkiler yer alır. Ancak, bazı insanlarda bu risk faktörleri olmadan meme kanseri gelişirken, diğerlerinde bu faktörler olmasına rağmen kanser gelişmeyebilir. Meme kanseri, genetik yapınız ile çevresel faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıkabilir.
Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerin DNA'sında meydana gelen değişikliklerle başlar. DNA, hücrelere nasıl davranacaklarını söyleyen talimatları içerir. Sağlıklı hücrelerde DNA, hücrelerin belirli bir hızda büyümesini ve çoğalmasını sağlar ve belirli bir zamanda ölmesini söyler. Ancak, kanser hücrelerinde DNA'daki değişiklikler hücrelerin hızla çoğalmasına ve normal hücrelerin öleceği zaman yaşamaya devam etmesine neden olur. Bu durum, aşırı hücre birikimine yol açar.
Bu kanser hücreleri, zamanla bir tümör oluşturabilir ve çevredeki sağlıklı dokuları istila ederek tahrip edebilir. Ayrıca, kanser hücreleri vücudun diğer bölgelerine yayılabilir ve buna metastatik kanser denir. Meme kanserinin en yaygın başladığı yerler, süt kanallarını döşeyen hücrelerdir (invaziv duktal karsinom). Ayrıca, süt üretiminden sorumlu lobüllerde de kanser gelişebilir (invaziv lobüler karsinom). Nadiren de olsa meme dokusunun diğer hücrelerinde de kanser oluşabilir.
Meme kanseri riskini artıran faktörler arasında şunlar bulunur:
Ailede meme kanseri öyküsü: Anne, kardeş, teyze, hala, anneanne, babanne ya da çocuğunuzda meme kanseri varsa, sizin de meme kanserine yakalanma riskiniz artar. Ailenizde genç yaşta veya iki taraflı meme kanseri olan bireyler varsa ve erkeklerde meme kanseri varsa bu risk daha da yüksek olabilir.
Kişisel meme kanseri öyküsü: Daha önce bir memede kanser olduysa, diğer memede de kanser gelişme riski artar.
Kişisel meme rahatsızlıkları öyküsü: Lobüler karsinoma in situ (LCIS) veya atipik hiperplazi gibi meme rahatsızlıkları, meme kanseri riskini artıran durumlardır.
Yoğun meme dokusuna sahip olmak: Yoğun meme dokusu olan kişilerde, meme kanseri riski daha yüksektir.
Alkol tüketimi: Alkol tüketimi, meme kanseri riskini artırır.
İlk çocuğu geç yaşta doğurmak: 30 yaşından sonra ilk çocuğunu doğurmak, meme kanseri riskini artırabilir.
Hiç hamile kalmamış olmak: Hamile kalmak meme kanseri riskini azaltırken, hiç hamile kalmamış olmak bu riski artırabilir.
İleri yaş: Yaş ilerledikçe meme kanseri riski de artar.
Erken yaşta adet görmeye başlamak: 12 yaşından önce adet görmeye başlamak, meme kanseri riskini artırabilir.
Geç yaşta menopoza girmek: 55 yaşından sonra menopoza girmek meme kanseri riskini artırabilir.
Kalıtımsal DNA değişiklikleri: BRCA1 ve BRCA2 gibi genlerdeki değişiklikler yaşam boyu meme kanseri riskini %60-70’e çıkartabilir
Menopoz sonrası hormon tedavisi: Menopoz semptomlarını kontrol altına almak için kullanılan bazı hormon tedavileri, özellikle östrojen ve progesteron kombinasyonu içeren ilaçlar ve bunların uzun süreli kullanımı meme kanseri riskini artırabilir.
Obezite: Obez olan kişilerde meme kanseri riski daha yüksektir.
Radyasyon maruziyeti: Çocukluk veya gençlik döneminde göğüs bölgesine radyasyon tedavisi almış olmak, meme kanseri riskini artırır.
Bu risk faktörleri, meme kanseri gelişiminde rol oynayabilir ancak herkes bu faktörlere sahip olsa bile kanser gelişmeyebilir.
Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Meme kanseri belirtileri arasında genellikle memede kitle, meme başı akıntısı, meme ucunun içe çekilmesi ve meme derisinde kızarıklık gibi semptomlar bulunur. Meme kanseri belirtileri şu şekilde olabilir:
Memede çevresindeki dokudan farklı hissedilen bir kitle ya da kalınlaşmış bir cilt bölgesi.
Meme ucunun içe dönmesi veya düzleşmesi.
Meme cildinin renginde değişiklikler: Açık tenlilerde pembe veya kırmızı, koyu tenlilerde ise göğsün diğer bölgelerinden daha koyu, kırmızı veya mor bir görünüm.
Memede boyut, şekil ya da görünümde farklılıklar.
Meme üzerindeki cildin çukurlaşması ya da portakal kabuğu benzeri bir görünüm kazanması.
Meme cildinde soyulma, pullanma, kabuklanma ya da döküntü oluşması.
Bu belirtiler fark edildiğinde, erken teşhis için bir doktora danışmak önemlidir.
Meme Kanserinin İlk Belirtileri Nelerdir?
Meme kanserinin ilk belirtileri genellikle memede hissedilen bir kitle veya şişliktir. Ancak her kitle kanser anlamına gelmez. Bu nedenle düzenli doktor kontrolleri ile memede meydana gelen değişikliklerin profesyonel bir gözle değerlendirilmesi önerilir. Meme Kanserinde Erken Tanının Önemi
Meme kanseri tedavisinde erken tanı, hastalığın başarıyla tedavi edilebilmesi için hayati önem taşır. Erken evrelerde tespit edilen meme kanseri, daha az agresif tedavi yöntemleriyle iyileştirilebilir ve hastanın yaşam kalitesi korunabilir.
Meme Kanserinde Düzenli Kontrollerin Önemi
Düzenli meme muayenesi ve doktor kontrolleri, meme kanserinin erken teşhis edilmesini sağlar. 30’lu yaşlardan itibaren düzenli doktor kontrollerine başlamak yararlıdır. Bu yaşlarda meme muayenesi ve meme ultrasonu gerekliyken özellikle 40 yaş üstü kadınların mamografi çektirmesi önerilir.
Kendi Kendine Meme Muayenesinin Önemi
Kendi kendine meme muayenesi, kadınların meme dokularındaki değişiklikleri erken fark etmeleri için oldukça önemli bir yöntemdir. Bu sayede, memede hissedilen kitle, memede çökme ya da kist gibi durumlar erkenden tespit edilebilir.
Kendi Kendine Meme Muayenesine Ne Zaman Başlanmalı?
Kadınların kendi kendine meme muayenesine 20 yaşından itibaren başlaması önerilir. Herhangi bir kitle veya anormal durum fark edilirse, en kısa sürede doktora başvurulmalıdır.
Kendi Kendine Meme Muayenesi Nasıl Yapılır?
Kendi kendine meme muayenesi, ayda bir kez, adet döneminin hemen ardından yapılmalıdır. Ayna karşısında memelerin boyut ve şekline bakarak, elle hafifçe bastırılarak memede kitle ya da şişlik olup olmadığı kontrol edilmelidir. 
Kendi Kendine Meme Muayenesi Ne Sıklıkla Yapılmalıdır?
Kendi kendine meme muayenesinin ayda bir kez yapılması önerilir. Düzenli olarak yapılan bu muayeneler, kadınların meme kanseri farkındalığını artırarak, olası değişiklikleri erken fark etmelerine yardımcı olur.
Meme Kanserinde Diğer Tanı Yöntemleri Nelerdir?
Mamografi, ultrason ve manyetik rezonans görüntüleme (MR), meme kanseri tanısında kullanılan en yaygın radyolojik yöntemler arasındadır. Bu tanı yöntemleri, memedeki kitlelerin iyi huylu mu yoksa kanserli mi olduğunu belirlemek için kullanılır. Meme başı akıntısı, memede hissedilen şişlikler ve diğer belirtiler göz önüne alınarak doktorunuz, en uygun tanı yöntemini belirleyecektir.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı