Yerel

“Okulların Sahipleri İdareciler Değil; Eğitim Emekçileri Ve Öğrencilerdir”

Eğitim Sen Samandağ Şube Yöneticileri, 3. haftasını tamamlayan yeni eğitim- öğretim yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Eğitim Sen Samandağ Şube Yöneticileri, 3. haftasını tamamlayan yeni eğitim- öğretim yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.                                             
Eğitim Sen Samandağ Yöneticileri, yaptıkları basın açıklamasında,  üyelerinin haklarını korumaya yönelik uyarılarının karşılık bulmadığını belirterek, bu sorunların sebeplerinin isim ve icraatlarını açıklayarak gerekli tepkiyi gösterecekleri vurgulandı.
Eğitim Sen Samandağ Şube Yönetim Kurulu üyeleri açıklamalarında; deprem sonrası yaşanan onca soruna ek olarak idareciler tarafından oluşturulan yapay sorunların tahammül sınırlarını aştığı ifade edildi. 
“TAHAMMÜLÜMÜZ YOKTUR!”
Mobbing sayılacak davranışların kendileri için sözün biteceği yer olduğu uygulanarak, bu uygulamaya maruz kalan tüm eğitim emekçilerinin sendikalarına üye olsun olmasın yanlarında duracakları belirtilen Eğitim Sen Şube yönetimi, basın açıklamasının tamamında şu ifadelere yer verdi: 
Birikmiş ve üstüne yenileri eklenmiş yığınca sorunla 2024-2025 Eğitim-Öğretim yılının 3. haftasını tamamlamış bulunuyoruz.
Özellikle deprem sonrası bölgemizde ayrıca yaşadığımız sorunlar ek olarak, kimi zaman kimi idarecilerimizin öngörüsüzlüğü kimi zaman kimi idarecilerimizin yetkilerini yetilerinin önüne koyması sonucu, bunca sorunumuz var iken karşılaştığımız yapay sorunlar tahammül sınırlarımızı aşma noktasına gelmiş durumdadır.
Gerek (merkezi) bakanlık kaynaklı gerekse yerel idareciler kaynaklı yaşadığımız sorunları, okulların açıldığı ilk hafta gerek halkımız ile gerek üye ve dost eğitim emekçileri ile paylaşmıştık. Bu nedenle bunları şimdilik burada tekrar zikretmeyeceğiz.
Ancak bundan sonrası için; yeti eksikliği, art niyet, yetki aşımı, kibir, iş bilmezlik vb. nedenlerle, şubemiz yetki alanında ister üye ve dostlarımıza ister öğrenci ve velilerimize yönelik bilerek ve isteyerek söylenen yıkıcı, zarar veren, mobbing içeren, haddini aşan vb. işyeri barışına kasteden her söz ve yapılan her eylem tahammül sınırlarımızın ötesindedir ve karşılığını bulacaktır.
Bu vesile ile hatırlatmak isteriz ki:
1.    Okulların sahipleri idareciler değil eğitim emekçileri ve öğrencilerdir.
2.    İdareciler, tüm söz ve eylemlerinde, tercih ve tasarruflarında hiç kimsenin kuşku duymayacağı şekilde adaleti sağlamak zorundadır.
3.    Ders programı, ek ders, sınıf paylaşımı, kurs, egzersiz, izin vb. araçlar üzerinden okulda ayrımcılık yapmak, bunun üzerinden şakşakçı yedeklemek, olmayana mesaj vermek mobbingdir ve suçtur, aynı zamanda ahlaki düşkünlüktür. Okulun tüm iş ve işleyişine eğitim emekçisi ortaktır ve idareci bu işleyişin sağlıklı yürümesinin sadece hamallığı ile yükümlüdür.
4.    Gerek eğitim emekçisine gerekse öğrenciye yönelik ses tonu yükseltmek, soruşturma, sarı zarf, şikâyet vb. tehditlerde bulunmak, el kol hareketleri ile korkutup sindirmeye çalışmak, afra tafra yapmak ve hatta surat asmak hem suçtur hem mobbingin farklı türleridir ve bizim açımızdan sözün biteceği yerdir.
*Sendikamız; daha önce de olduğu gibi, bu konularda hassas davranan her idarecinin yaşayacağı sorunda, sendikamız üyesi olup olmama ayırımı yapmaksızın ve hatalı, kusurlu ve ya suçlu olması durumunda üyemiz dahi olsa haklının yanında tavır takınılacağının teminatını verir.
* Sendikamız bu açıklamamızı, idarecisi üstünde,  haksız yere bir baskı aracı olarak kullanacak şekilde yorumlayıp davranacak üyesini de sahiplenmez.
Ancak iyi niyetli olarak ve bunca sorunumuz var iken okulların yükünü çeken eğitim emekçilerinin haklarını korumaya ve iş yeri barışını sürekli kılmaya yönelik bu uyarı-çağrımızın karşılık bulmadığı işyerlerine yönelik, müsebbiplerinin ismi ve icraatları da zikredilerek gereken tepki hak edildiği şekli ile gösterilecektir.
İlgililere,  Halkımıza ve Eğitim Emekçilerine saygılarımızla…
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı