Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, partisinin Başakşehir İlçe Başkanlığı’nın TÜMSAN İrtibat Bürosu açılışında; “Bizden aylarca önce çalışmaya başlayan AKP, İstanbul’da niye adayını açıklayamıyor? Çünkü yaptıkları hiçbir araştırmada Sayın İmamoğlu’nun karşısında başarılı olacak bir adayı bulamıyorlar ama onları bir şeyi daha bulamıyorlar” dedi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de “önümüzdeki 5, 10, 20, 30 yılı etkileyecek bu seçimden mutlak suretle sizlerle başarılı olarak çıkmak zorundayız” diye konuştu.

CHP Başakşehir İlçe Başkanlığı’nın TÜMSAN İrtibat Bürosu, partinin Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İstanbul İl Başkan Yardımcısı Murat Bakır ile Başakşehir İlçe Başkanı Beyzade Kayabaşı’nın da katılımıyla bugün açıldı.

“YAPTIKLARIMIZI ANLATARAK KAZANACAĞIZ”

Özgür Karabat, irtibat bürosunun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dört bir yanında çok büyük bir heyecana tanıklık ettiklerini belirterek şunları söyledi:

“Biz de genel merkez yöneticileri olarak partimizin var olan başarısını daha da yukarıya çıkartmak için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye’de 247 CHP’li belediyemiz var. Bu sayıyı en az 400’e çıkartmak gibi bir hedefimiz var önümüzdeki dönem. Dolayısıyla bu belediye sayısı 400 olduğunda Başakşehir’in de bunlara eklenebileceğini düşünüyoruz, biliyoruz, inanıyoruz. Umarım burayı almış olacağız ve herkesin de ben dahil katkı vereceğine inanıyorum. Önceki ilçe başkanlarımız da burada. İlk kurucu ilçe başkanımız burada. Dolayısıyla hep beraber, yeni adayımızla beraber burada başaracağımıza inanıyoruz. Tabii burada başaracağımıza inanıyorum derken aslında bugüne kadar muhalefetteyken genellikle AKP iktidarını eleştiren propagandalar yapardık ama oysa biz İstanbul’da iktidarız. Artık yaptığımız şeyleri anlatarak kazanacağımıza eminim. Çok önemli şeyler yaptığımızı düşünüyoruz İstanbul’da. İstanbul’da sosyal belediyecilik adına önemli uygulamaların kuvvetli hâle geldiğini görmek bizi mutlu ediyor.

“BAŞAKŞEHİR’DE DE İKTİDARI İSTEYECEĞİZ”

Örneğin İstanbul’da artık öğrenci yurtları var. Bu aynı zamanda bir merkezi siyaset anlayışının devamı. Çocuklarımızı, gençlerimizi tarikatlara, cemaatlere, denetimsiz yurtlara emanet etmememiz gerektiğini tüm Türkiye’de söylüyoruz ama bunun karşısında sadece söylemiyoruz. İstanbul’da yurtlar yapıyoruz, yapmaya devam ediyoruz. İşte o yüzden Başakşehir’de de iktidarı isteyeceğiz. Yine İstanbul’da kreşler yapıyoruz. Kadını sosyal hayata, iş hayatına katmak için uygulamalar yapıyoruz. Kreşleri yaparken çocuklu kadınların ücretsiz ulaşımla seyahat etmesini sağlayan uygulamalar yapıyoruz. 6 yaşına kadar çocuğu olan kadınlar ücretsiz seyahat ediyorlar. Öğrencilerimize burslar veriyoruz. Kent meydanları yapıyoruz İstanbul’da. Bir şehrin en önemli özelliği, kent meydanı olması. Kent dokusunu, tarihini, kültürünü yansıtmasıdır. İstanbul’un kent meydanları yenileniyor. Yeni kent meydanları ekleniyor. Dolayısıyla İstanbul’da ilçeler artık büyükşehir sayesinde kent olmaya başlıyor.

“BAŞKAN ADAYLARININ TAMAMINI ÖRGÜTLERİMİZE SORDUK”

Metrolar yapılıyor ve yeşil alanları İstanbul’un, daha önce olmadığı kadar kat kat fazlasıyla halka açılıyor. Kent ormanları, yeni park alanları, kütüphaneler yapılıyor ve o kütüphanelerden Türkiye birincisi öğrenciler çıkıyor. Bunlara tanıklık ediyoruz. Dolayısıyla daha da anlatabiliriz bunları. Artık yapılmış var. Bunu yaptık, bunu yapacağız deme devrine geldik. Elbette her şeyin bir eksiği vardır ama bütün kısıtlamalara rağmen geldiğimiz noktanın oldukça iyi olduğunu düşünüyorum. Şimdi şöyle bir tartışma devam ediyor. İstanbul’da CHP’nin adayı artık belli. En son perşembe günü Parti Meclisi toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız bir kez daha Sayın Ekrem İmamoğlu’nu bir kez daha İstanbul’u kazanmak üzere ilan ettik. Bizim partimizin yönetimi yeni değişti. Bu hafta sonu itibarıyla 230 civarında belediye başkanı açıklandı. Üstelik bu belediye başkan adaylarının tamamını örgütlerimize sorduk. Anket yaptık, oralardan gelen sonuçlar oldu.

“İÇİŞLERİ BAKANI’NIN CUMHURİYETÇİ OLDUĞUNU BİZE ANLATMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Şunu söylemeye çalışıyorum. Bizden aylarca önce çalışmaya başlayan AKP, İstanbul’da niye adayını açıklayamıyor? Çünkü yaptıkları hiçbir araştırmada Sayın İmamoğlu’nun karşısında başarılı olacak bir adayı bulamıyorlar ama onları bir şeyi daha bulamıyorlar. CHP örgütleri kadar güçlü bir örgüt de bulamıyorlar. Başakşehir’de de İstanbul’da da CHP örgütleriyle yarışabilecek örgütleri yok. CHP adaylarla yarışabilecek adayları da yok. Her başarının örgütle olabileceğine inanıyorum. Zaten öyle olmaya da devam edecek. Dolayısıyla örgütümüz güçlü. Bu örgütle daha büyük başarıları elde edeceğimize inanıyorum. Elbette yolumuz uzun. Anketlere bakıyorum, bazılarını parlatmaya çalışıyorlar. Mesela daha önce İstanbul’da valilik yapmış bir valiyi, -şimdi İçişleri Bakanı- İstanbul’a aday olabileceğini anlatıyorlar ve onun Cumhuriyetçi olduğunu bize anlatmaya çalışıyorlar. Onun Atatürkçü olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Onların hafızası çok küçük olabilir ama bizim hafızamız büyüktür. Çünkü bizim hafızamız, Cumhuriyet'le başlar, oralara kadar gider.

“BU VALİ, İSTANBUL’A ATANDIĞINDA ATATÜRK PORTRESİNİ İNDİREN DEĞİL Mİ”

Bu vali, İstanbul’a kayyum atandığında Atatürk’ün resmini başkanlık makamından indiren vali değil mi? Bu vali, ‘Biz tekrar geleceğiz. Zaten kazanacağız. İndirmeyin, orada kalsın’ dediğimiz hâlde portreyi indiren vali değil mi? Bu vali, ‘İsterseniz size hediye edelim’ dediğimiz hâlde Atatürk’ün portresini hediye olarak kabul etmeyen vali değil mi? Şimdi hangi yüzle toplumun bütününü kapsayacak adam diye bize sunuyorlar? Şimdi niye operasyonlar yapıyor? Operasyonlarda başarılı bir vali değil mi? Peki, yakaladığı suçluların yüzde 70’i nerede, İstanbul’da. Yani o valiyken buradalarmış. Yani Sayın Ali Yerlikaya İstanbul Valisi iken o suçlular İstanbul’daymış. O zaman yakalamamış. O zaman operasyon yapmamış. Ne hikmetse şimdi operasyon yaptı. Şimdi burada bir samimiyet var mı? Burada bir akılcılık var mı? Kim parlatıyor bunu? Dolayısıyla valiyken yapmadığı işleri şimdi İçişleri Bakanı’yken yapıp burada, İstanbul kentinde gizlenen, hatta suçluyu gizleyen adamlar İstanbul’a şehri emin olamazlar.”

ÖZGÜR ÇELİK: KONGRE VE KURULTAY SÜREÇLERİ, DEMOKRASİNİN GÜZELLİĞİDİR

Karabat’ın ardından konuşan Özgür Çelik de şunları söyledi:

“Partinin çeşitli kademelerinde uzun süre görevler yaparak genel başkan yardımcılığı konumuna gelmek, genel başkanlık makamına gelmek CHP’ye mahsus bir parti kültürüdür. Bizde genellikle kongre ve kurultay süreçleri, oralardaki yarışın çekişmeleri konuşulur. Aslında bu demokrasinin güzelliğidir. Birçok partide genel başkan yardımcıları, il başkanları, ilçe başkanları bir kişinin iki dudağının arasından çıkan kararlarla belirlenir ama Türkiye’de ve bu topraklarda bir parti var. Mahalleye sandığı kurar. Mahallede kurulan sandıkla ilçe başkanları, il başkanları, genel başkan yardımcıları, genel başkan seçilir. İşte CHP’nin kongrelerini konuşmak isteyenler bu güzelliği konuşsunlar. Bir de diğer partilerde neden her şeyin lider sultasıyla belirlendiğini konuşsunlar. Bugün bu ülkede Tokat’ın bir köyünde doğmuş bir çocuk bu ülkeye genel başkan yardımcısı olabiliyorsa bunu CHP’nin parti içi demokrasiyi yaşatmasına ve bizlere bu güzel Cumhuriyeti armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz.

“KURULTAY SÜREÇLERİ YENİ BİR UMUT YARATMIŞTIR”

Bu ülkede, Sivas’ın bir köyünde doğmuş bir çocuk, 16 milyonluk bir kente il başkanı olabiliyorsa, Trabzon’un bir köyünde doğmuş bir çocuk, 16 milyonluk bir kente büyükşehir belediye başkanı olabiliyorsa yine bunu CHP’nin parti içi demokrasiyi yaşatmasına ve yine bize güzel Cumhuriyeti armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. CHP’nin kongre ve kurultay süreçleri yeni bir umut, yeni bir heyecan yaratmıştır. 2023 seçimleri sonrası ortaya çıkan umutsuzluk, kongre ve kurultay süreçleriyle ortadan kalkmıştır. Bunu ben sahada, sokakta görüyorum ama bunu Başakşehir’de bu salona sığmayan, bu salonlardan koridorlara, kapının önüne kadar taşan CHP’lilerden görüyorum. Umudumuz, heyecanımız çok yüksek. Zaten biz her zaman büyük bir umudu, büyük bir heyecanı ortaya çıkartabilmiş bir kültürden geliyoruz. Bu topraklar daha zor günleri yaşadığında, daha büyük sıkıntılar bu topraklarda varken umudu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bu topraklarda örgütlediler. Şöyle bir anekdotla anlatmak isterim.

“BİRBİRİMİZE SIKI SIKIYA SARILARAK ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ”

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yurdun dört bir yanı işgal altındayken Gazi Mustafa Atatürk İstanbul’a gelir. Yanındaki arkadaşı ona Boğaz’daki gemileri gösterir. ‘Gördün mü Paşa’m? İngilizler, İstanbul Boğazı’nı ele geçirdiler. Her şeyin bittiği noktadayız’ der. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, büyük bir inançla, büyük bir kararlılıkla tek bir cümle söyler. O da şudur. Der ki, ‘Geldikleri gibi giderler’, geldikleri gibi gidecekler. İstanbul Kongresi, Anadolu’daki illerimizin kongresi ve büyük kurultayımız yeni bir umut, yeni bir heyecan dalgası ortaya çıkarttı ama bu yeterli değil. Bu umudu büyütmek hepimizin görevi. Bu salondaki herkesin, İstanbul’daki bütün üyelerimizin, Türkiye’deki bütün üyelerimizin görevi. Bu umudu büyütmek gibi çok büyük bir görevimiz ve sorumluluğumuz var. Bunun için de çok çalışmak zorundayız. Birbirimize sıkı sıkıya sarılarak çok çalışmak zorundayız.

“BU SEÇİM ÖNÜMÜZDE 5, 10, 20, 30 YILI ETKİLEYECEK”

Neden bir miktar kongre ve kurultay süreçlerine değindim? Bizde kongre ve kurultay süreçleri gerçekleştikten sonra oradaki bazı konular bir sonraki kongreye, uzun zamanlara yayılabiliyor. Bunu parti içi demokrasinin bir güzelliği olarak görmek lazım. Bu bir bayrak yarışıdır. Parti içi yarışları bir futbol, spor fanatizmi gibi değerlendirmemek lazım. Büyük bir görevimiz var. El ele, kol kola girerek hep birlikte yerel seçimlerde bir başarıyı elde etmek için büyük bir mücadeleyi sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz. Mevcut siyasi iktidar, her zaman yerel seçimleri bir genel seçim havasına sokmak ister. Hep dış politika, güvenlik meseleleri meseleleri üzerinden bir genel seçim havasına sokar. Bizim açımızdan da bu seçim, bir yerel seçim, tabii ki Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun 4,5 yıllık hizmetlerini topluma anlatacağız ama şunu bütün CHP’lilerin de bilmesi gerekir. Bu seçim, bizim için sadece bir yerel seçim değil; bu seçim ülkemizdeki, önümüzdeki 5, 10, 20, 30 yılı etkileyecek bir seçim.

“89’UN DEVAMINI GETİREBİLSEYDİK BUGÜN AK PARTİ YOKTU”

Bu seçimden mutlak suretle sizlerle başarılı olarak çıkmak zorundayız. Ben bu süreci biraz 89 dönemine benzetiyorum. 1989’da biz yine tarihi bir yerel seçim zaferi elde etmiştik. O döneme tanıklık eden değerli büyüklerim var aramızda. Ben daha küçük bir çocuktum o dönem ancak biz 89 zaferimizin, yerel seçim zaferimizin devamını getiremediğimiz için bugün mevcut siyasi iktidarın baskıcı, otoriter yönetimine maruz kalıyoruz. Eğer biz 89’un devamını getirebilseydik bugün Türkiye siyaset sahnesinde AK Parti diye bir parti yoktu belki de. Bu yönüyle ülkenin 5, 10, 20 yılını etkileyecek bir seçim. Bu yönüyle hep birlikte çok çalışmamız gerekiyor. Her yerde söylüyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni yeniden kazanacağız diyorum.

“EN AZ 25-30 İLÇE KAZANACAĞIZ”

İstanbul’un 39 ilçesinde çok güçlü bir iddia koyacağız diyorum. İstanbul’da en az 25-30 ilçe kazanacağız diyorum. Başakşehir de kazanacağımız ilçelerden bir tanesi. Başakşehir’i de kazanacağız. Başakşehir’i 2024’te kazanmak, 2028’de Türkiye’yi kazanmaktır. Başakşehir’i kazanmak için hepimiz var gücümüzle çalışacağız. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun adil, yeşil, yaratıcı İstanbul vizyonunu Başakşehir’in dört bir yanında anlatacağız. Meclis çoğunluğunu sağlayarak bütün engellemeleri hep birlikte ortadan kaldıracağız. O zaman bir kez daha ifade ediyorum. Başakşehir’i kazanmak, Türkiye’yi kazanmaktır. Sizlerle beraber demokratik bir Türkiye mücadelesi vermekten büyük bir onur ve mutluluk duyuyorum.”

Kaynak: anka