Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, TBMM Genel Kurulu'nda, "Çöpten, konteynerden topladığı yemekle küçük evladını beslemek zorunda kalan kadın bu yolsuzluk düzeninin bir fotoğrafıdır. Ve yine, sabah çocuğunu okula gönderirken cebine harçlık koyamayan anne ve babanın acı resmi bu yolsuzluk resminin bir fotoğrafıdır. Ucuz ekmek almak için halk ekmek kuyruğuna giren insanlarımız, sebze meyveyi taneyle, eti ise gramla almak zorunda kalan insanlarımız, tarım ve hayvancılık cenneti olan bu ülkenin yolsuzluk fotoğrafının bir resmidir. Yetersiz beslenme sebebiyle gelişim geriliği yaşayan evlatlarımız bu yolsuzluk fotoğrafının bir resmidir" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Bugün Genel Kurul'da 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 11. maddesi üzerine konuşan Saadet Partisi Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Bülent Kaya, şunları söyledi:
"ÜLKENİN HEP YOKSUL EVLATLARI VATAN MÜCADELESİNDE ÜZERİNE DÜŞEN VEZİFEYİ YAPMAYA DEVAM ETMİŞ AMA BU DÜZEN MAALESEF HİÇBİR ŞEKİLDE DEĞİŞMEMİŞTİR"
"Dün Hakkâri Dağ Komando’suna mensup 6 Mehmetçiğimizin şehit haberini almıştık ve burada şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralanan gazilerimize de Allah’tan şifalar dilemiş ve milletimizin başı sağ olsun demiştik; bugün de maalesef 6 şehit ve 1 yaralı haberi daha aldık. Elbette bu konudaki üzüntümüzü ifade etmek istiyorum. Türkiye, kırk yıldan beri terör sorunuyla boğuşan ve mücadele eden bir ülke ve bu kırk yılın yaklaşık yarısından fazlası, 22 yıllık bir süreci de Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iş başında olduğu bir süreç ve maalesef Adalet ve Kalkınma Partisi de kendisinden önceki iktidarlar gibi, her terör hadisesi meydana geldiğinde, her şehit verdiğimizde 'Son terörist bu topraklardan atılıncaya kadar mücadelemiz devam edecek' gibi klişe lafların ötesine geçememiş ve yirmi iki yıllık bir iktidara rağmen, maalesef hâlâ şehit haberlerini almaya devam ettiğimiz bir süreci maalesef bu ülkeye yaşatmaya devam etmektedir. Ve yine değişmeyen bir fotoğraf; ay yıldızlı bayrak, şehit cenazelerindeki bayrak maalesef hep yoksul evlere asılmış ve meşhur sözdür 'Zenginimiz bedel öder, askerimiz fakirdendir' bir sözünün bir tecellisi olarak maalesef bu ülkenin hep yoksul evlatları bu vatan mücadelesinde üzerine düşen vazifeyi yapmaya devam etmiş ama bu düzen maalesef hiçbir şekilde değişmemiştir. Ben, buradan, tekrar, bu askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
"ASGARİ ÜCRETLİMİZ VE MEMURUMUZ AÇLIK SINIRININ ALTINDA YAŞAMAY DEVAM EDİYOR"
Böyle bir coğrafyada yaşayıp hâlâ yüksek oranda yoksulumuz varsa bu, bu ülkede haramilerin olduğunun, bu ülkede hırsızların olduğunun ve bu ülkede yolsuzlukların olduğunun bir işaretidir. Bütün dünya da şaşmaz bir gerçektir; yolsuzluk olan yerde yoksulluk vardır ve yolsuzluk ile yoksulluk atbaşı giden iki kavramdır ve bu iki kavram hep birlikte anılmaya devam eder. Bunlara bir de 'yasaklar'ı ekleyebiliriz ama bugün burada ağırlıklı olarak 'yoksulluk' ve 'yolsuzluk' kavramları üzerinde durmaya çalışacağız. Bugün 2024 bütçesini konuşuyoruz. Türkiye'nin acı fotoğrafı nedir biliyor musunuz değerli milletvekilleri? Türk-İş, kasım 2023 açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı; mutfak enflasyonu ortalama yüzde 86,42. Ve bu mutfak enflasyonunun yüzde 86,42 olduğu bir yerde ocak ayında 7 bin 500 TL emekli maaşı alan kişinin emekli maaşı zammını yüzde 0’la geçiyorsunuz ve utanmadan da 'Emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik' diyorsunuz. Yani 1 Ocak'ta 7 bin 500 TL emekli maaşı alan kişinin mutfak harcamaları yüzde 86,42 oranında artmış, siz 7 bin 500 TL ödemeye devam ediyorsunuz ve hâlâ 'Emekliyi enflasyona ezdirmedik' diyorsunuz.
Yine, 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması -aylık gıda harcaması demek yoksulluk sınırı değil, açlık sınırıdır- 14 bin 25 TL yani bu ülkede aç kalmamak için asgari 14 bin TL gelire sahip olmanız gerekirken ve yine bu ülkede gıdayla birlikte diğer bütün temel harcamalar için -o da yoksulluk sınırıdır- 45 bin 686 TL bir haneye girmesi gerekirken ve yine tek başına çalışan bir bekârın aylık yaşama maliyeti 18 bin 239 TL iken biz 7 bin 500 TL alan emeklilere, 11 bin 500 TL alan asgari ücretlilere ve 22 bin 500 TL alan memurlara bu bütçede yer vermiyoruz ve hâlâ 'Emeklimizi, asgari ücretlimizi, memurumuzu enflasyona ezdirmedik' diyoruz. Maalesef, emeklimiz, asgari ücretlimiz ve memurumuz açlık sınırının altında yaşamaya devam ediyor. Bu düzen böyle devam ederken Türkiye bugün Yolsuzluk Endeksi’nde 36 puanla 101'inci sırada yer alıyor. Hani dedik ya bu kıymetli coğrafyada eğer milyonlarca insan yoksulsa o ülkede yolsuzluk var demektir, bu veriler de onu ispatlıyor.
"EKMEK HERKESE YETECEKTİ AMA MEMLEKETE HARAMİLER DADANMASAYDI"
Adalet ve Kalkınma Partisi, 2001’le yani Türkiye'nin krizinin zirve yaptığı dönemle kendi dönemine kıyaslamayı çok sever ya, 2001'de Türkiye Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 54'üncü sıradaydı, bugün 101'inci sırada. Yani Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 22 yıllık iktidarının, evet, iyi yılları da oldu ama son on yıldır her geçen gün yolsuzluk algısı artan bir ülke. Onun için diyoruz: 'Ekmek herkese yetecekti ama memlekete haramiler dadanmasaydı' Bu, ekmeğin herkese yetebileceğini ama aslında memlekete haramilerin, fırına hırsızın ve yine, depoya farenin dadandığının bir resmidir. Ve yine, Avrupa Birliğindeki 27 ülkeyle, en düşük ülkelerle kıyaslandığımız zaman Macaristan’ın ardından son sırada yer alan bir ülkeyiz. OECD ülkeleri -ki 38 OECD ülkesi vardır- arasında yolsuzluk ortalamasında 37’nci sırada yer alan bir ülkeyiz ve yine, G20 ülkeleri arasında, 19 ülke arasında 14’üncü sıradayız. OECD ülkelerinde ortalama 66 puanken Türkiye 38 ülke arasında yine 37’nci sırada.
"ÇÖPTEN TOPLADIĞI YEMEKLE KÜÇÜK EVLADINI BESLEMEK ZORUNDA KALAN KADIN BU YOLSUZLUK DÜZENİNİN FOTOĞRAFIDIR"
Şimdi, bu rakamlardan sonra, bu soğuk rakamların ardındaki yakıcı gerçeklere bakmamız lazım. Semt pazarlarında akşam pazar toplanırken çöpe atılan meyve ve sebzeleri toplamak zorunda kalan kadınlarımız, annelerimiz, eşlerimiz, kardeşlerimiz, babalarımız, evlatlarımız bu yolsuzluk tablosunun bir fotoğrafıdır. Ve yine, çöpten, konteynerden topladığı yemekle küçük evladını beslemek zorunda kalan kadın bu yolsuzluk düzeninin bir fotoğrafıdır. Ve yine, sabah çocuğunu okula gönderirken cebine harçlık koyamayan anne ve babanın acı resmi bu yolsuzluk resminin bir fotoğrafıdır. Ucuz ekmek almak için halk ekmek kuyruğuna giren insanlarımız, sebze meyveyi taneyle, eti ise gramla almak zorunda kalan insanlarımız tarım ve hayvancılık cenneti olan bu ülkenin yolsuzluk fotoğrafının bir resmidir. Yetersiz beslenme sebebiyle gelişim geriliği yaşayan evlatlarımız bu yolsuzluk fotoğrafının bir resmidir. Ve yine 'Hırsız benden ise sorun yok' diyen arsızların yüzüne karşı bu fotoğrafları hep beraber göstermemiz lazım. Milyonlarca işsizin yaşadığı bir ülkede kamunun her kuruşunu yetim malı olarak gören, görmek zorunda olan idarecilerimizin resmine hep beraber bakmak zorundayız."