Depremin üzerinden 10 ay geçti ancak yıkımın en ağır yaşandığı kentlerden olan Samandağ’da halkın en temel ihtiyacı olan barınma sorunu hala çözülmedi.
Yaşadığımız büyük felaketin ardından birçok vatandaşımız evlerini kaybetmişti.
Bir kısım vatandaşımız konteyner ve ya konteyner kentlerde yaşamını devam ettirirken, yetkili ağızlar her ne kadar çadırda yaşamını sürdüren depremzede vatandaş olmadığını kamuoyuna deklare etse de, Depremin üzerinden 10 ay geçti ancak yıkımın en ağır yaşandığı kentlerden olan Samandağ’da halkın en temel ihtiyacı olan barınma sorunu hala çözülmedi.
Yaşadığımız büyük felaketin ardından birçok vatandaşımız evlerini kaybetmişti.
Bir kısım vatandaşımız konteyner ve ya konteyner kentlerde yaşamını devam ettirirken, yetkili ağızlar her ne kadar çadırda yaşamını sürdüren depremzede vatandaş olmadığını kamuoyuna deklare etse de, bunun böyle olmadığı ve hala çadırda zor kış koşullarına rağmen yaşamını sürdürmeye çalışanlar olduğunu hepimiz biliyor ve görüyoruz.
Yaşadığımız deprem sonrası evini, işini ve hatta sağlığını kaybeden birçok depremzede vatandaş, yaşadığı ekonomik zorluklar nedeniyle, kira yardımını destek olarak kullandığı için konteyner talebinde bulunmak yerine, zorlu kış koşullarına rağmen çadırda yaşamayı tercih ediyor.
“KİM BÖYLE BİR ÖLÜMÜ HAK EDER?”
Zorlu kış koşullarında yaşamını sürdürmeye çalışanlardan biri de İlçemiz Kuşalan Mahallesi sakinlerinden Resima Bıyıklı idi. Maalesef Resima artık aramızda değil. Çadırında yaşayan Resima Bıyıklı, kendileri tarafından çadır dışında yaptıkları baraka tuvalete gece giderken karanlıkta düştü. Düşmenin etkisiyle başını yere vuran Bıyıklı, götürüldüğü Samandağ Devlet Hastanesi’nden İskenderun Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Yoğun bakıma alınan Bıyıklı, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Ölüm haberi, çadıra bireysel yardım götüren Mahmut Bereketoğlu‘nun Resima Bıyıklı’ya ulaşamaması ile ortaya çıktı. Bereketoğlu, yaşananları Cumhuriyet Gazetesinden Çağdaş Bayraktar’a şu sözlerle anlattı:“Sesini hiçbir türlü duyuramayan ailelere bölge insanı olarak bireysel yardım ulaştırmaya çalışıyoruz. Üç gün önce de Resima Hanıma kıyafet ve battaniye götürmüştüm. Çok mutlu olmuştu. Annesi, uzun süredir baktığı yeğenleri ve abisi ile beraber çadırda yaşıyordu. Bugün yine yardım için yanına gidecekken ulaşamayıp da komşularını aradığımda durumu öğrendim. Depremin üzerinden 11 ay geçmişken tuvalete giderken ölmek… Unutulmuşluğun, kaderine terk edilmişliğin daha büyük bir kanıtı olabilir mi? Hangi insan böyle bir ölümü hak eder. Maalesef acınacak durumdayız.”
Gazeteci Bayraktar twetter hesabından şimdiki adıyla X’te şu cümlelerle paylaştı Resima Bıyıklı’nın ölüm haberini:
"11 AY SONRA TUVALETE GİDERKEN ÖLMEK: ÇARESİZLİĞİN, UNUTULMUŞLUĞUN DAHA BÜYÜK BİR KANITI OLABİLİR Mİ?"
Fotoğrafta gördüğünüz kişi, Resima Bıyıklı. Hatay'ın Samandağ ilçesinde, Bakan'ın 20 Eylül'den sonra kalmadı dediği çadırların birisinde yaşıyordu. Hem annesine, hem yeğenlerine, hem de ağabeyine bakıyordu. Aile, kendi imkanları ile derme çatma bir tuvalet yaptı. Çadırlarının biraz uzağına, uygun bir yere. Gece tuvalet için çadırından çıkan Resima Hanım, "karanlıkta" düştü, başını vurdu. Götürüldüğü Samandağ Devlet Hastanesi, biz bir şey yapamayız dedi, İskenderun'a sevk etti. İskenderun'da yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Bakın, bunların hepsi 2023'te yaşanıyor. "Türkiye Yüzyılı"nda. Yukarıdaki başlık ise, en son üç gün önce Resima Hanıma battaniye ve kıyafet götüren ve bu acı durumdan bizleri haberdar eden Mahmut Bereketoğlu'na ait. "Bat dünya bat..."
Resima’nın bu şekilde ölmesi sosyal medyada tepkilere neden oldu.
HATAY VALİLİĞİNDEN VEFAT EDEN DEPREMZEDE İLE İLGİLİ AÇIKLAMA YAPILDI
Hatay Valiliği Basın Birimi bu haberler üzerine Resima Bıyıklı’nın ölümüyle ilgili açıklama yayımladı.
Valilik Basın Biriminin açıklamasında “Bazı Basın Yayın Organlarında Yer Alan Resima Bıyıklı İsimli Vatandaşımızın Vefat Haberleri Hakkında;
Resima Bıyıklı isimli vatandaşımız, Samandağ İlçemiz Kuşalanı Mahallesinde 17.12.2023 Pazar günü ikametinde rahatsızlık geçirmiştir. 112 Acil Çağrı Merkezi'ne gelen ihbar sonucunda ilk müdahalede bulunan ekipler "bayılma" vakası ile vatandaşımızı Samandağ Devlet Hastanesi'ne sevk etmişlerdir. Yapılan tetkikler sonucunda vatandaşımızın "yüksek tansiyon sebebiyle beyin kanaması" geçirdiği tespit edilmiş olup; vatandaşımız önce İskenderun Devlet Hastanesine ardından İskenderun Gelişim Hastanesine ambulans ile sevk edilmiştir.
Yapılan tüm müdahalelere rağmen vatandaşımız 19.12.2023 Salı günü Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Vatandaşımıza Allah'tan rahmet; kederli ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. Ek olarak; vatandaşlarımızın kira yardımı almaya devam etmek istedikleri ve Temmuz ayında kendilerine teklif edilen Konteyner Kentte ikamet etmek istemedikleri de tespit edilmiştir. Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur.” ifadelerine yer verildi.
“BÜTÇELER KAYMAKAM EVLERİNE DEĞİL VATANDAŞLARA HARCANMALI”
Bir yandan bunlar olurken vatandaşlar hala çadırlarda yaşamaya çalışırken; Antakya, Defne, Kumlu ve Hassa’da inşa edilecek kaymakam evleri için, Hatay Valiliği’nin ise ihale açtığı ortaya çıktı. Depremden etkilenen illerden biri olan Hatay’da, Hatay Valiliği’nin Antakya, Defne, Kumlu ve Hassa ilçelerinde inşa edilecek kaymakam evleri için ihale açtığı anlaşıldı. Verilen bilgilere göre, toplamda 29 milyon 251 bin TL değerindeki ihale, Hassa Kaymakam evi için 11 milyon 61 bin TL ile Özkeskin İnşaat’a, Defne Kaymakam Evi için 8 milyon 990 bin TL ile Evrim Denizli’ye Kumlu Kaymakam Evi için 7 milyon 780 bin TL için Akıntaş İnşaata ve Antakya Kaymakam Evi onarımı içinse 1 milyon 420 bin TL için Asitaş İnşaat’a verildi.
Hatay Akademik Meslek Odaları Koordinasyon Kurulu(HAMOK) ve Şehir Plancıları Odası Hatay İl Temsilcisi Serkan Koç, söz konusu ihaleleri eleştirdi. Vatandaşların yaşayacağı konutlar için net bir tarih verilemediğini vurgulayan Serkan Koç, Hatay’da asgari olarak 250 bin konuta ihtiyaç olduğunu ama Antakya ve Defne ilçelerinde yalnızca 15 bin konutun inşaatının yapılıyor olduğunu iletti.
Vatandaşların yaşadığı konteynerler 18 – 21 metrekareyken devlet görevlilerinin 35- 40 metrekare konteynerlerde yaşadığını ileten Serkan Koç, “En az 180 bin kişi, yaşam standartlarının düşük olduğu konteynerlere mahkûm edildi. Belki yıllarca burada yaşayacaklar. O yüzden böyle bütçeler kaymakam evlerine değil, yurttaşların yaşam alanlarının iyileştirilmesine harcanmalı” şeklinde konuştu.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı