SEYFİ ÇELİKKAYA

Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde yaşayan 63 yaşındaki emekli Abdullah Karataş, her yıl binlerce fidanı toprakla buluşturuyor. Gelecek nesillere yaşanılabilir yeşil bir doğa bırakmak için çalışan ve ‘Oksijen Adam’ olarak tanınan doğa gönüllüsü Karataş, fidanları toprakla buluşturma çalışmalarına 2020 yılında başladı, bugüne kadar 25 hatıra ormanı oluşturdu.

Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde esnaf olan Abdullah Karataş, kıraç arazilere diktiği fidanlarla yıllar içinde kurduğu 25 hatıra ormanına yenilerini ekmek için çalışıyor. Kendisini doğaya fidan dikmeye adayan Karataş, emekli maaşı ve kendi imkanları ile 23 yılda yüz binlerce fidanı toprakla buluşturarak bozkırın yeşile bürünmesine katkı sağladı. Mezarlıklar ve okul bahçeleri, belediyenin gösterdiği boş alanlara fidan dikimi yapan Karataş, fidanların bakımını da kendi imkanlarıyla yapıyor, yetiştirdiği meyve, çam ve lavanta fidesini vatandaşlara ücretsiz dağıtıyor. Kurak arazilerdeki su sorununu çözmek için güneş panelleri kurup, yerin altındaki suyu gün yüzüne çıkartıyor. Su motorları kullanıyor. Kuruyan fideleri söküp, yenilerini dikiyor.

“YOZGAT'IMIZIN BİRÇOK BOZKIRINI ORMANA DÖNÜŞTÜRDÜM”

Bölgede insanının ‘Oksijen Adam’ olarak adlandırdığı Abdullah Karataş, 40 yıl esnaflık yapıp, 2008 yılında da emekli olduğunu hatırlatarak, esnaf olarak birçok il ve ilçeyi gezdiğini, gördüğü boş alanlara ağaç dikip, yeşillendirmeyi hayal ettiğini aktardı. Hayalinin gerçeğe dönüştüğünü vurgulayan Karataş, şöyle konuştu:

“Kırk yıllık esnafım. Esnaflık kazancımı, hayatımı birçok hizmetlere adadım. 2000 yılından beri Yozgat'ımızın birçok bozkırını ormana dönüştürdüm. Bunların yanında 20’yi aşkın akarsu çeşme yaptım. 400 bine yakın fidan dikimi yaptım. 25 tane orman dikimi gerçekleştirdim. 110 bin tane lavanta dikimi ve dağıtımı gerçekleştirdim. Bu hizmete gönül verdim. Bunu okullara, camilere, mezarlara belediyemizin boş göstertmiş arazilere, şehitlik anıtlarına, üniversitemize, yüksekokulumuza, yani bu dağlara, ormanlara birçok yerlere bu fidanların dikimini gerçekleştiriyorum. Bu hizmetleri kendi imkanlarımla, finansmanı kendimiz sağlayarak yapıyorum. Bunu kendime borç bildim. Ölünceye kadar da bunu yapacağım.”

“İŞTE ŞURAYA BİR ÇEŞME OLSA GÜZEL OLUR DEDİM. ÇEŞME YAPTIM”

Esnaf olduğu için birçok ilçelere servise gittiğini kaydeden Karataş, “Gidip gelirken orada baktım boş alanlar, çoktu. Dedim ki; işte şuraya bir orman olsa çok güzel olur diye. Oraya yaptım Allah nasip etti. İşte şuraya bir çeşme olsa güzel olur dedim. Çeşme yaptım. Burası lavanta yapılır, yeşil güzel kokar, burcu burcu dedim. Mezarlara, okullara, camilere birçok yerlere lavanta dikimi gerçekleştirdim, birçok meyve fidanları diktim. Bu yıl iki bini geçkin meyve fidanı diktim. Türkiye Cumhuriyeti'mizin yüzüncü yılı armağan olsun. Türkiye Cumhuriyeti'mizin adına da birçok meyve ağacının dikimi gerçekleştirdim. Güzel ülkemin güzel insanlarına hediyemiz olsun. Hayırlı olsun” dedi.

“SULAMALARDA ZORLUK ÇEKTİĞİM YERLERDE GÜNEŞ PANELİYLE KUYU FALAN VURDURURUZ”

Karataş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dikeceğim araziyi önce tespit ederim. Oraya fazla fidan gerekirse dışarıdan fidanları getiririm. Buradan adam alırım yardımcı, çukur açarım. Bütün yevmiyesini ben karşılayarak dikimini gerçekleştiririz, sulamasını yaparız. Sulamalarda zorluk çektiğim yerlerde güneş paneliyle kuyu falan vurdururuz. Tank falan yaparız. Tanklara jeneratör, pompa, hortumla gider, götürürüm sularım. Kendim iş tulumum var, şapkam var, kendim giyerim. Sabah da eşim Allah razı olsun, kahvaltımı hazırlar, giderim, ailemin de katkısıyla bu hizmetlerimi gerçekleştiririm. Bazı hayır sahipleri de yardımcı olur Allah rızası için. Dikimine, sulamasına birçok bazı şeylerde yardımcı oluyor. Bizim buralar Yozgat'ımız karasal iklime sahip olduğu için kışların soğuk, yazların sıcak olduğu için topraklarımız çok susuz kaldığı için kuyu vurdurduk güneş paneliyle sulama yapıyoruz damlama sistemiyle. Başka yerlerde de belediyelerimiz Allah razı olsun. Bazı işte tankerle su getirttiriyoruz. Onları sulama sistemini gerçekleştiriyoruz. Kurumalarını önlüyoruz. Kuruyanları da değiştiriyoruz. Lavantaları özellikle camilere, mezarlara, okullara çok güzel bir görünüm ve koku verdiği için özellikle lavanta çok diktim. Çok güzel bir kokusu var. Ücretsiz dağıttım. Türkiye'mizin birçok yerlerine lavanta dikimi yaptım. Örneğin Ankara Ulus'ta Fen Lisesi'ne dikim yaptım. Çankaya'da bir arkadaşın oraya gönderdim, diktim. Kars'a gönderdim. Diyarbakır'a gönderdim. Kayseri'ye, Yozgat'ımızın birçok ilçelerine, Yozgat merkezimize, hastanelerimize fidan verdim ve lavanta diktim. Ankara Atatürk Orman Çiftliği'ne bin tane engelli çocukları adına fidan dikimi gerçekleştirdim. İstanbul'a gönderdim lavantaları. Ücretsiz olarak lavantalarımızı Türkiye'nin her yerine Allah rızası için hayır olarak gönderiyorum. Hiçbir ücret almıyorum. Fidanlarımız da burada. Birçok zaman ücretsiz halkımıza dağıtımını gerçekleştiriyorum. Onları da götürüp halkımız dikimini yapıyor. Daha çok meyve fidanlarına ağırlık veriyorum. Her çeşit meyve fidanları diktim Allah'a şükür. Allah nasip etti. Ölünceye kadar da bunu dikeceğim. Kendime borç bildim, çok seviyorum bu hizmetleri.”

 

Kaynak: anka