Mullaoğlu: Bir iktidar, kendi vatandaşına böyle bir zulmü neden yapar Mullaoğlu: Bir iktidar, kendi vatandaşına böyle bir zulmü neden yapar

Samandağ Kalkındırma Derneği (SKD) ile Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği (AKDD)’nin birlikte düzenlediği Geleneksel Evvel Temmuz Kültür ve Sanat Festivali başladı.
SKD ve AKDD’nin büyük bir başarıya imza atarak, Hatay’da geleneksel hale getirdiği ve depreme rağmen bu yıl 24.’sü gerçekleştirilen Evvel Temmuz Kültür ve Sanat Festivalinin Samandağ’da ilk etkinliği Kadın Şenliği oldu.
Samandağ’da Deprem Dayanışma Derneği ev sahipliğinde gerçekleştirilen çok sayıda kadının katılımıyla Hatay Deprem Dayanışma Derneği ve Rimmen Kadın Kooperatifi öncülüğünde gerçekleştirilen Kadın Şenliği etkinliği kurulan kolektif sofrada yenen yemekle başladı.
 Rimmen Kadın Kooperatifi üyelerinin hazırladığı ve kadın emeği ürünlerin yer aldığı sunumunu Sevcan Rencüzoğulları’nın yaptığı etkinliğin açılış konuşmasını Rimmen Kadın Kooperatifi’nden Gizem Güzel ve Hatay Deprem Dayanışma Derneği’nden Cansel Aslan gerçekleşirdi.
Yaşanan her koşulda kadınların dayanışmasının önemini vurgulayan Aslan ve Güzel “Kentimizi kuracağız, kültürümüzü yaşatacağız!" şiarıyla 24.Evvel Temmuz Kültür ve Sanat Festivali'nde kadınlar olarak yan yana ve bir aradayız!
Binlerce yıllık geçmişten bugüne,  coğrafyamızdaki kültür mozaiğinin, halkların kadim tarihinin ve kardeşçe bir arada yaşamanın adıdır Evvel Temmuz…
Nasıl ki 5000 yıllık tarihi ile bereketin ve bolluğun simgesi olan Evvel Temmuz Bayramı, depremin yarattığı tüm yıkıntılara meydan okuyan ve umudu yeşerten halkların iradesiyle selamlıyorsa bu günü, biz kadınlar da depremin ilk anlarından itibaren AKP'nin kentimizdeki rant ve talan politikalarına karşı dayanışmayı büyütmek ve yeniden yeşertmek için umudu, hiç bırakmadan birbirimizin elini buradayız, bir aradayız, birlikte ve güçlüyüz! 
Deprem sonrasında Hatay Deprem Dayanışması etrafında, Mara El Sanatları Atölyesi, Kollektif Gezici Mutfak, El İşi Kursu ile birlikte depremin ilk saatlerinden itibaren dayanışma çalışmalarını ören kadınlar olarak Rimmen Kadın Kooperatifi’ni kurduk.
Yaşamlarımızı yeniden kurma yolculuğumuzda, ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak güçlenmek, üretimlerimizi kollektifleştirmek adına geldik yanyana…
Tüm kültürlerde bolluk ve bereketin simgesi olan nardan ( rimmenden ) aldık adımızı; nasıl ki nar taneleri (rimmen habbeleri) tek tek birleşerek var oluyorsa biz de bir yandan tek tek kendi yaşamlarımızı yeniden kuruyor öte yandan kollektif irademizle hem kentimizde hem de ülkemizde kadınlara yönelik her türlü şiddete, ayrımcılığa,  ötekileştirmeye karşı mücadeleyi yükseltiyoruz...
Biz kadınlar hiçbir zaman yaşadıklarımız ve maruz kaldığımız şiddet karşısında susmadık, "kaderimse çekerim!" demedik tam tersine "kaderimse değiştiririm!" iradesiyle daha çok yan yana gelişlerimizle büyüttük kahkahalarımızı...
Depremin yıkımı, AKP'nin bizleri yalnızlık ve çaresizlik içinde enkaz altında boğan terk edişine karşı acıyan ve en çok kanayan yaralarımızla dokunup birbirimize kalktık ayağa...
Bugün depremin 17. ayında kentimizi yeniden kurmak, kültürümüzü yaşatmak ve çocuklarımıza mutlu, mutlu bir gelecek bırakmak adına söylüyoruz sözümüzü…
Yitirdiklerimizin acısı yüreğimizin en derininde taptazeyken, kayıplarımıza olan sonsuz özlemimizle büyütüyoruz öfkemizi, unutmadan, affetmeden helalleşmeden...
Nar taneleri (Rimmen habbeleri) gibi tek tek kendi yaşamlarımızı yeniden var etmeye çalışırken, bir yandan da Jina Amina'nın savurduğu saçlarıyla tüm dünya kadınlarının eşitlik ve özgürlük çığlığına ortak oluyoruz; birlikte daha güçlü olacağımızın inancıyla...
Ve biz kadınlar için şimdi en büyük direniş, AKP'nin kadın düşmanı politikalarına, eril yargı eliyle cezasızlıkla her gün yeniden üretilen şiddete, taciz ve istismara, kadın cinayetlerine karşı isyanı ortaklaştırmak...
 Ve biz kadınlar için şimdi en büyük direniş, AKP'nin rant ve talan politikalarıyla rezerv alan uygulamaları ile enkaza dönüştürülen kentimizi yeniden kuracak iradeyi ortaklaştırmak...
Şimdi biz kadınlar için en büyük direniş, İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284 sayılı yasaya sahip çıkmak, 9. yargı paketi adı altında haklarımızı, kazanımlarımızı pazarlık konusu yapıp tehditler savuran, emeğimize, bedenimize, kimliğimize yönelen tüm saldırılara karşı hayatlarımıza sahip çıkan isyanı ortaklaştırmak...
Biz kadınlar şimdi acıyı coşkuya, hüznü umuda, yıkımı yaşama dönüştüren baş eğmez bir isyandayız! 
Bu isyanımız, bu kentte reyhan kokusunun "ma rihnna, nihna hön” diye haykıran buğusunda...
Bu isyanımız, halkların birbirine kenetlenmiş Arapça, Türkçe, Kürtçe, Ermenice ezgilerinde…
 Bu isyanımız, kadınların barış, eşitlik ve özgürlük inancındaki asilikte...
Bir kez daha haykırıyoruz: "ma rihnna nihnna hön!" "gitmedik, buradayız!" birlikte, bir arada ve daha güçlü…” ifadelerine yer verdiler.
Konuşmaların ardından şenlik, Yeliz Güzel ile Zeynep Muniroğlu’nun konserleriyle devam etti.
KALDIRIM MÜZİK TOPLULUĞU’NDAN MÜZİK DİNLETİSİ
24. Geleneksel Evvel Temmuz Kültür Sanat Festivali'nin etkinlikleri ikinci ve üçüncü gününde de devam etti. 
Festival kapsamında ülkedeki tek Ermeni Köyü olan Vakıflı'da Kaldırım Müzik Topluluğu’nun katılımıyla müzik dinletisi gerçekleştirildi.
Şarkılarına başlamadan önce Kaldırım Müzik Topluluğu’nun solisti Ümran Büyükaşık, depremden sonra burada yaşayan halkın bir arada dayanışmada olduğunu belirterek festivalin güçlenmesine çağrı yaptı.
Kaldırım Müzik Topluluğu kendilerini dinlemeye gelen yurttaşlara duygu dolu ve eğlenceli anlar yaşattı. Kendi şarkılarının yanı sıra Ermenice ve Arapça şarkıları seslendiren grup daha sonra, yurttaşlara teşekkür ederek dinletiyi sonlandırdı.
UÇURTMA VE BALONLARLA ÇOCUKLAR DOYASIYA ŞENLENDİ
Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği ile Samandağ Kalkındırma Derneği tarafından düzenlenen Geleneksel Evvel Temmuz Kültür Sanat Festivali’nin 3.  Günü “Uçurtma ve Balon Şenliğiyle” devam etti.
Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği (ÖVDER) Samandağ Şubesinin katkılarıyla Hz. Hızır türbesi yanında bir araya gelen çocuklar gerçekleştirilen Uçurtma ve Balon Şenliğinde doyasıya eğlendiler.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları